Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Avrupa Birliği desteğiyle 0-24 aylık çocuk sahibi annelere 36 aya kadar aylık 300 Avro hibe destek sağlayacağı “Evde Çocuk Bakımı Projesi”ne başvuruların 25 Haziran’da başlayacağını duyurdu.
Proje pilot iller Antalya, İzmir ve Bursa’da çocuğu olan ve sigortalı çalışan toplamda 5 bin kadına ayda 300 Avro hibe desteği sunacak. Eşi vefat etmiş veya eşinden ayrı olan kadınlarla, engelli çocuğu olan kadınlara ise 390 Avro hibe verilecek. Projeyle resmi sertifikası olan çocuk bakıcısı kadınlara da istihdam sağlanacak.
Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi’nden (KEİG) Gülnur Elçik, projenin olumlu bir adım olduğu ancak çocuk bakım hizmetlerinde tek seçenek olarak sunulması yerine, seçeneklerden sadece biri olması gerektiğini söyledi.
Çocuk bakım hizmetlerinde sadece nakit transferine odaklanılmasının yoksulluğu ve cinsiyet eşitsizliğini kurumsallaştırdığını söyleyen Elçik, bir diğer sorunun ise hizmetin kadınlara duyurulmasıyla ilgili olduğunu ifade etti:
“Proje ilk duyurulduğunda Ocak başında başlanacağı söylenmişti. Daha sonra basına Nisan başında başlayacağına dair bir duyuru yaptılar. Şimdi ise 25 Haziran’da başvurular başlayacak, deniyor. Biz kadınlara projenin duyurusunu Mayıs başında yaptığımızda bazı kadınlar yetkililerin kendilerine kontenjanın dolduğu bilgisini verdiklerini söylemişti.
“Hizmetlerin duyurulması aşaması ayrıca planlanmalı ancak yaptığımız izlemelerde karşımıza çıkan sonuç genel olarak kadınlara bu hizmetlerin duyurulması için bir çalışma yapılmadığı. Böyle olunca hizmetler hükümetin halihazırda ilişkili oldukları kadınlara ulaştırılmış oluyor. Böyle bir durumda kamusal araçlara yeterince ulaşımı olmadığından hizmetlerden haberi olamayan asıl ihtiyacı olan kadınların bu hizmetlerden faydalanamama riski yüksek.”
“Bakım hizmetleri, nakit transferine odaklanıyor”
“Proje hem 0-3 yaş arası çocuğu olanlara hizmet sunması hem de engelli çocuğu olan ya da tek ebeveynli kadınlar açısından olumlu bir adım” diyen Elçik, çocuk bakım hizmetlerinin birçok seçenekten oluşması gerektiğini, kamu kreşlerinin bu hizmetin önemli bir aşaması olduğunu belirtti:
“Kamu kreşlerinin sayısında azalma varken, çocuk bakımının evde bakım üzerinden tek seçenek olarak desteklenmesi sorun yaratıyor. Hükümet böyle projeleri örneğin belediyelerin bu hizmeti sunmasına yönelik olarak geliştirmiş olsaydı ya da kamu kreşlerinin sayısında daralma gibi olumsuzluklar olmaksızın böyle çalışmalar yapılmış olsaydı şimdi kadınlar açısından çok daha destekleyici bir noktada olunabilirdi. Ama hükümetin çocuk bakımıyla ilgili mantığı çoğunlukla nakit transferine odaklanıyor.
“Nakit transferi şeklinde gerçekleşen bu uygulamalar tüm dünyada hem yoksulluğu kurumsallaştırdığı hem de cinsiyet eşitsizliğini kurumsallaştırdığı için önerilmiyor. Nakit transferi kadın üzerinden yapılacak, bakım hizmetlerini sunan da kadın olacak. Yani cinsiyet rollerinin değişimiyle ilgili bir gelişme de yok. Oysa bu alandaki çalışmalar iyi örneklerde cinsiyet eşitliği politikalarının bir parçası olarak uygulanıyor.”
“Annelik propagandası, kreş hakkına engel”
Elçik, kamu kreşlerinin arttırılması yerine evde bakım hizmetlerinin tek seçenek olarak sunulmasının da hükümetin “annelik politikalarına” hizmet ettiğini belirtti:
“Türkiye’de annelik konusunda o kadar propaganda yapılıyor ki, 3 yaş altı çocuğu olan bir kadının çocuğunu kreşe yollaması politika olarak engelleniyor, 0-3 yaş çocuğunu kreşe yollayan kadın hain anne oluyor. Evde bakımın tek seçenek olarak sunulması, kadın-erkek eşitliğine yönelik bir adım olabileceği yerde bu nedenle hükümetin annelik politikalarına yönelik bir yatırıma dönüşüyor.”
Elçik’in dikkat çektiği bir diğer nokta ise bu konuda yetkili olan kişilerin bile yeterli bilgiye sahip olmaması. “Ben bile bu alanda çalışan biri olarak, yetkilileri aradığımda çok zorlanıyorum. O yüzden kadınlara bu tür bir hizmet sunulduğunda neler yapacakları, yetkililerin kimler olduğu, sorun yaşamaları durumda hangi mekanizmalara başvurabileceği gibi bilgi desteği sunulmalı. Basındaki bilgi çeşitliliği bile hizmetin koşulları konusunda insanı tereddüde düşürüyor”
Yararlanma şartları
Projeyle çocuğu olan 5 bin kadın ve çocuk bakıcısı 5 bin kadına ulaşılması planlanıyor.
Destekten yararlanma şartları ise şöyle; Anne ve bakıcı aynı ilde ikamet edecek ve Türkiye vatandaşı olacak. Annenin başvurudan bir gün dahi önce de olsa sigortalı çalışıyor olması gerekiyor. Annenin en fazla asgari ücretin brüt tutarının iki katına kadar yaklaşık 2 bin 500 liradan yüksek brüt gelire sahip olmaması gerekiyor. Çocuk bakıcısı en az ilkokul mezunu olmalı. Anne ve çocuk bakıcısı arasında birinci derece akrabalık ilişkisi olmamalı. Annenin proje kapsamında başka birinin çocuğu için çocuk bakıcı beyan edilmemiş olması gerekiyor. (ÇT)