Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, erkek şiddetinin son bulması ve kadınların güçlendirilmesi için verdiği mücadelede 25. yılını doldurdu ve bugüne kadar 35 binden fazla kadın ve çocuğa sosyal, hukuki ve psikolojik destek verdi. 379 kadına ve 453 çocuğa ise sığınak desteği verdi.
25. yıl vesilesiyle bugün kadın köşe yazarlarıyla bir araya gelen Mor Çatı, hem derneğin çalışmaları hem de Türkiye’nin gündem maddelerinden biri olan kadına yönelik şiddetin biçimleri ve hukuki süreçler hakkında bilgi verdi.
“Erkekler artık şiddetten utanmıyor, gurur duyuyor”
Buluşmada Mor Çatı’nın 2014 faaliyet raporu paylaşılırken, erkek şiddetine ilişkin siyaset ve medya gündemi konuşuldu; şiddetin son bulması için öneriler paylaşıldı.
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün yürütücülüğünde, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından yapılan “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması”nın sonuçlarının değerlendirilmesiyle başlayan buluşmada, araştırmanın dikkat çekici sonuçları üzerinde duruldu. Doç. Dr. İlknur Yüksel-Kaptanoğlu’nun araştırmaya yönelik değerlendirmelerinden satırbaşları paylaşıldı:
* 2008’de yapılan araştırmadan bu yana geçen altı yılda şiddet düzeyinde artış olmasa da, şiddet dozunda artış var.
* Şiddet uygulayan erkekler, eskiden bunu saklamaya çalışırken, şimdi bunu utanmadan ve rahatça anlattıkları görüldü.
* Medyada yer alan haberler, şiddet uygulayan erkekler için rol modeli oluşturduğu, faillerin medyada yer almasının bazı erkekler açısından bir "kahramanlaştırılma" etkisi yarattığı görüldü.
Mor Çatı gönüllüleri, bu “utanmama” halinin, kadına şiddeti kınarken bile şiddet üreten siyasi söylemlerin rolü olduğunu vurguladı.
Kadınlar neden ayrılmıyor?
Mor Çatı psikoloğu Feride Yıldırım Güneri, şiddet biçimlerini anlatırken, “Şiddet bir davranıştan ziyade bir zihniyet biçimi. Senaryolar kültürden kültüre değişebilse de, kurgu hep aynı” diye konuştu. Şiddetin bir cinnet anı olmadığını, güç gösterme, kontrol gibi amaçlara hizmet ettiğini vurguladı.
Yıldırım Güneri, psikolojik şiddetin şiddet gören kişinin kendi gerçekliğinden kuşkuya düşmesine, akıl sağlığını sorgulamasına neden olduğunu söylerken, küsmek, surat asmak, karşındakine kendini suçlu hissettirmek gibi masum görünen yöntemlerle uygulanan psikolojik şiddetin, kadında gördüğü şiddetin sorumlusu kendisiymiş algısını yaratmaya da hizmet ettiğini ifade etti.
Cinsel şiddetin, uygulayanda cinsellikle alakalı bir haz değil, mutlak hakimiyet hissini uyandırdığını vurgulayan Yıldırım Güneri, bu kişilerin planlı hareket ettiğini ve kurbanlarını önce onların güvenini kazanarak seçtiğini anlattı. Kamuoyunda sık rastlanan “Ama tecavüze uğrayan kadın da erkeğin evine gitmiş” algısının, bu ilişki biçiminin bir sonucu olduğunu belirtti.
Son 10 yılda ortaya çıkan dijital şiddet sorununa da dikkat çeken Yıldırım Güneri, bu şiddet biçiminin özellikle gençler arasında yaygın olduğunu söyledi.
Yıldırım Güneri, “şiddet gören kadınlar neden o erkekle kalmaya devam ediyor sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Kadınlar, ilişkinin değil şiddetin bitmesini istiyor. İlişkiyi bitirdikleri son nokta ise iki şekilde gerçekleşiyor: Kadın çocuklarının da zarar gördüğünü görmeye başladığında ya da çocuklarının babaları gibi şiddet eğilimi göstermeye başladığını gördüklerinde…”
Kadına şiddet birimi Cinayet Büro’ya bağlı
Mor Çatı avukatlarından Çiğdem Hacısoftaoğlu da derneğin şiddet gören kadınlara nasıl bir hukuki danışmanlık verdiğini anlatırken, yasaların uygulanmasındaki sorunları aktardı. Baroların adli yardımına yönlendirdikleri kadınların yaşadığı sıkıntıları, alo 183 ve ŞÖNİM’ler gibi uygulamaların İstanbul Sözleşmesi ve 6284 nolu yasanın öngördüğü şekilde hizmet vermediğini anlattı.
Hacısoftaoğlu, Emniyet’teki kadına şiddet birimlerinin Cinayet Büro’ya bağlı olmasının sıkıntılarına değinirken, psikolog Yıldırım Güneri “Bu durum hastanelerin bazı bölümlerinin doğrudan mezarlığa bağlı olmasına benziyor” diye konuştu.
Mor Çatı gönüllüsü Esen Özdemir ile Hacısoftaoğlu, şiddet sorununun çözümünün sığınaklar üzerinden tartışıldığını ancak asıl ihtiyacın sığınaktan ziyade, kadınları güçlendirecek dayanışma merkezleri olduğunu söyledi. Özdemir, Mor Çatı'ya başvuran birçok kadının da benzer bir şekilde sığınak talebiyle geldiği, ancak yapılan görüşmelerden sonra kadını güçlendirecek yöntem belirlenerek destek sunulduğunu anlattı.
Kadınlar en çok psikolojik şiddete maruz kalıyor
(ÇT)