Bağımsız Kadın Direktörler Projesi kapsamında 2. Türkiye Kadın Direktörler Konferansı bugün gerçekleşti. Konferansın ardından Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu Ödülleri dağıtıldı.
Konferansta Türkiye’de BIST’te (Borsa İstanbul) yer alan 422 şirketin yönetim kurullarının incelendiği “Bağımsız Kadın Direktörler Türkiye 2014” raporu da açıklandı.
Ekonomik Konularda Genel Koordinasyondan Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın video mesajıyla katıldığı konferansta, Türkiye Kurumsal Yatırımcılar Derneği (TKYD) Başkanı Mehmet Göçmen; UN Women Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Ingibjorg Gisladottir, Royal Bank of Scotland CEO’su Chris Sullivan, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat ve İsveç Başkonsolosluğu’ndan Sevil Özmen konuştu.
Konuşmalarda, kadın yönetici oranının yüksek olduğu şirketlerin daha fazla kar ettiği ve başarılı olduğu ile toplumsal cinsiyet eşitliğinin piyasada bir rekabet aracı olarak kullanılabileceği vurgusu öne çıktı.
“Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu Ödülleri” Türk Tuborg, Turcas Petrol, Martı Otel İşletmeleri A.Ş, Burçelik Bursa Çelik Döküm Sanayi ve Burçelik Vana Sanayii’ye verildi. Alcatel Lucent Teletaş Komünikasyon ise Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu Endeksinde yer alan tüm ölçeklerde cinsiyet eşitliğinin yakalanmış olması sebebiyle Özel Ödül’e layık görüldü.
Kadın kotası geldi, kadın oranı düştü
Raporu tanıtan Ararat, Türkiye’de yönetim kurullarının işler hale getirilmesi için 2012’de yapılan düzenlemeyle yönetim kurullarına bağımsız üye ve en az bir kadın üye zorunluluğu getirildiğini; 2013’te ise şirketlerden toplumsal cinsiyet eşitliği için kendilerine bir hedef koymasının ve gelişmeleri raporlamasının istendiğini anlattı. Ancak bu gelişmenin ardından şirketlerin yönetim kurullarında kadın üye sayısının azaldığı gözlemlenince “Bağımsız Kadın Direktörler” projesini başlattıklarını ifade etti.
Yönetim kurullarında cinsiyet eşitliğinin şirketlerin daha iyi yönetilmesi için önemli olduğunu söyleyen Ararat, toplumsal eşitlik mücadelesinin bundan daha önemli olduğunu söyledi. “Kadınların hayata katılmasını sağlamak için gerekçe bulmak zorunda değiliz. Bu, şirketlerin kar etmesi değil, bir eşitlik ve hak meselesidir. Gücün demokratikleşmesi konusunda kadınlar olarak mücadele etmek zorundayız” diye konuştu.
Eşit temsil 1 senede % 0.2 ilerledi
Rapordan satırbaşları şöyle:
* BIST’te yer alan şirketlerinin yüzde 44.1’inin yönetim kurullarında hiç kadın üye bulunmuyor.
* Yönetim kurulu üyeleri arasında kadın oranı 2013’te yüzde 11.7’ydi. Bu oran 2014’te 11.9 oldu.
Raporda, bu oranın Türkiye bağlamında toplumsal cinsiyet çeşitliliği konusunda gönüllülük esasına dayanan düzenlemelerin ve ‘Uy ya da Açıkla’ yaklaşımının etkili olmadığını gösterdiği belirtildi.
* Genel toplamda kadın üye oranında artış olmamasına rağmen bağımsız yönetim kurulu üyeleri arasında kadın üye oranı 2013’e göre artış gösterdi. 2014 yılında yeni atanan bağımsız yönetim kurulu üyelerinin yüzde 24’ü kadın oldu. Böylelikle toplam kadın direktörler içinde bağımsız kadın direktörlerin oranı yüzde 8.8’den yüzde 9.3’e yükseldi.
* Bağımsız üyeler arasında kadın üye oranının artmasına paralel Yönetim Kurulu Komitelerinde yer alan üyeler arasında da kadın üye oranı artış gösterdi.
* Türkiye’de bankaların kurmak zorunda olduğu kredi komitelerinde toplamda altı kadın üye var ve bunlar toplam üyelerin da yüzde 9.2’sini oluşturuyor.
"Katılımcı bir kurumsal kültüre ihtiyaç var"
TKYD Başkanı Göçmen, konuşmasında Türkiye’de şirketleri yönetim kurulları değil, başkanların yönettiğini hatırlattı.
Video mesajla konferansa katılan Babacan, “Hayatın her alanında kadınların daha katılımcı olduğu ülkelerin ekonomik anlamda gelişmiş olması tesadüf değil” derken, 2000’li yıllarda hükümetin kadın istihdamını artırma konusunda çalışmalarının, kadınlara mikro kredi ve ev eksenli çalışma konusunda verdikleri teşviklerin ne kadar başarılı olduğunu anlattı. Son 3 yıldır istihdama katılan her 100 çalışandan 46’sı kadın olduğunu söyledi.
Gisladottir, UN Women’ın çalışmalarına ve yönetim kurullarında toplumsal cinsiyet eşitliğinin neden önemli olduğuna değinirken, şirketlerde katılımcı bir küresel kültüre ihtiyaç olduğunu ifade etti. “Kadınlar ve erkeklerin hayatta farklı gerçeklikleri var. Bunlar kararlarımıza da yansıyor. Bu farklı bakış açılarını, kararlarımızı daha iyi ve doğru kılmak için kullanmalıyız” dedi.
Sullivan, çeşitliliğin ekonomik gelişmedeki önemi bu kadar net ve görünürken, eşitliğin sağlanması için neden bu kadar yavaş ilerlendiği sorusunu sordu. Royal Bank of Scotland’da çeşitliliğin ve eşitliğin sağlanması için oluşturdukları sürdürülebilir stratejiler olduğunu anlattı. (ÇT)