Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) bugün düzenlediği toplantıyla resmi verilere göre kadın istihdamındaki rakamsal artışı değerlendirdi; kreş ve emzirme odası bulundurma yükümlülüğünü yerine getirmeyen işyerleriyle ilgili izleme çalışmasını paylaştı.
Kreşlerin sadece kentlerde bir ihtiyaçmış gibi algılandığını, ancak kentten kırsala tüm çocuklu kadınların kreş ihtiyacı olduğunu belirten KEİG, bakım hizmetlerinin kurumsallaşıp yaygınlaşması için kendi bölgesinin ihtiyaçlarına en iyi cevap verebilecek yerel yönetimlerin bu hizmeti sağlamasının önemini vurguladı.
KEİG, 30 Mart Yerel Seçimleri öncesi 13 ilde 16 belediye adayıyla kreş açma sözü verdikleri sözleşmeler imzalamıştı. Sözleşmeyi imzalayan beş belediye seçimi kazandı.
Şimdi kadınlar Adana Büyükşehir Belediyesi, Çanakkale Belediyesi, Antalya Muratpaşa Belediyesi, Adana Seyhan Belediyesi, Adana Çukurova Belediyesi’nin sözünü tutmasını bekliyor.
Sosyal yardım istihdam sayılıyor
TÜİK verilerine göre istihdam edilen kadın sayısı 2010’da 3 bin 575 iken, 2013’te 4 bin 511’e yükseldi. KEİG, bu artışın kaynağının, kadınların hali hazırda yüklenmek zorunda kaldıkları bakım hizmetlerinin TÜİK istatistiklerine “istihdam” olarak girmesi olduğunu söylüyor.
Peki bu ne demek? Evde Bakım Hizmeti programı kapsamında engelli bireylerin evde bakımlarını üstlenen yakınlarına bağlanan asgari ücret, 2011’den bu yana TÜİK tarafından “İnsan Sağlığı ve Sosyal Hizmet Faaliyeti” olarak görülüyor ve çoğunluğu kadınlardan oluşan bu grup istihdam edilmiş gibi değerlendiriliyor.
KEİG, 7/24 çalışmayı gerektiren bu durumun istihdam olarak değerlendirilmesinin sorunlu olduğuna, bakım hizmeti verilen kişinin vefatı durumunda bakıcısı olan kadının da işsiz kalmış olacağına dikkat çekiyor.
Bunun yanı sıra, KEİG istihdamdaki artışın diğer kaynağının destek ve hizmet faaliyetlerinde yüzde 63,8’i kayıt dışı çalışan korunmasız istihdamdan kaynaklandığını ifade etti.
Kadın istihdamı politikalarının, kadının geleneksel rollerini sürdürürken, aile ekonomisine katkıda bulunmasını hedeflediğini belirten KEİG, mikro kredi ve “kadın işi” olarak görülen alanlarda açılan meslek kurslarıyla sağlanan istihdamın da kadınların “seçimi” değil, var olan koşullara rıza göstermesi olduğuna dikkat çekti.
İşyerleri kreş yükümlülüğünü yerine getirmiyor
İşyerlerinin ne kadarının kreş ve emzirme odası açma zorunluluklarını yerine getirdiğini tespit etmeye çalışan KEİG üyeleri, bu çalışmada en zorlandıkları konunun Bilgi Edinme Hakkı’ndan bilgi edinememek olduğunu söyledi.
Mevcut yasalara göre 100 üstü kadın çalıştıran işyerlerinin emzirme odası, 150 üstü kadın çalıştıran işyerlerinin kreş bulundurma zorunluluğu var.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in açıklamasına göre, Türkiye’de 150’den fazla kadın çalışanı bulunan 1658 resmi kurum ve 7204 özel şirket bulunuyor. 2012’de 100’den fazla kadın çalıştıran 299 işyeri denetlenmiş ve emzirme odası olması gereken 127 işyerinden 81’inin bu yükümlülüğü yerine getirmediği, kreş açması gereken 172 işyerinden ise 76’sında kreş olmadığı ortaya çıkmış.
KEİG, 150 üstü kadın çalışanı olan işyeri sayısının azlığı göze alındığında, yasak kreş yükümlülüğünün 150 üstü kadın çalıştıran işyerleriyle sınırlı olmasının da çok karşılığı olmadığını belirtti.
Bakım hizmetlerini yerel yönetimlerin sunmasının öneminin vurgulandığı toplantıda, belediyelerin bunu bir ek hizmet, bir lüks olarak gördüğü, kreş talebine karşılık bitçe sorununu öne sürdüğü de aktarıldı.
KEİG, Viranşehir’de BDP belediyesine ait, anadilde ve ücretsiz hizmet veren kreşi model olarak gösterirken, kadın, çocuk, eğitim ve istihdam alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek örnek bir kreş modeli oluşturmayı planladıklarını da ifade etti. (ÇT)