İstanbul Üniversitesi Küresel Siyaset ve Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği (FES), Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) Platformu ve İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Ajansı (SIDA), İstanbul’da “Toplumsal Cinsiyet Dirliği ve Bütçeleme: Uluslararası Deneyimler Işığında Tartışmalar” konferansında akademisyenler ve siyasetçileri bir araya getirdi.
Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Gülay Günlük Şenesen, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemenin (TCDB) cinsiyetler arası eşitsizliği gidermenin politikanın merkezine oturtulması, buna uygun politikaların tasarlanıp uygulanması ve bu politikaların bütçeyle ilişkisinin kurulmasından oluşan üç ayağı olduğunu ifade etti. Bu politikaların bireylerin yaşam kalitelerine nasıl yansıdığını görmenin, bu ayakları dengede tutan zemini oluşturduğunu belirtti.
Konferansın moderatörlüğünü yapan Prof. Dr. Şemsa Özar, bütçeleme meselesinin kadın hareketi için çok önemli bir muhalefet aracı olabileceğini vurguladı.
“Cinsiyet eşitliği ekonomik büyümede önemli”
Glasgow Caledonian Üniversitesi’nden Angela O’Hagan, İskoçya’nın TCDB deneyimini anlattı. İskoçya Parlamentosu’nun 1999’da kurulduğunu hatırlatan O’Hagan, ülkede kamu hizmetleriyle ilgili reformların yapıldığını, bu süreçte sivil toplum, siyasetçiler ve hükümet temsilcileri arasında güçlü bir etkileşim olduğunu belirtti. İskoçya hükümetinin, cinsiyet eşitliğinin ekonomik büyümenin önemli bir motoru olduğunu ifade ettiğini aktardı.
“TCDB sadece kadınlarla ilgili değildir. Bütçede değişik kaynakların tahsisinin kadın ve erkekleri nasıl etkilediğiyle ilgilidir. Ancak kadınlar vergi sisteminde bağımsız bireyler olarak ele alınmazlar. Ya erkeğin yanında ya ailenin bir parçası olarak ele alınırlar ama bağımsız yurttaşlıkları görmezden gelinir” diye konuşan O’Hagan, gönüllü bir oluşum olan İskoçya Kadın Bütçe Grubu’nun 2000’den beri temel stratejiler ve mevzuat çalışmaları konusunda meclise katkı sunduğunu belirtti.
O’Hagan, 1990’larda Güney Afrika’da yeni döneme girilirken önemli bir aktivistin “Bütçe bir ülkenin değerlerini yansıtır” sözünü hatırlattı. Bir ülkenin bütçesinin hangi gruplara ne kadar değer verildiğinin bir göstergesi olduğunu söyledi.
“Kapasite gelişimine fırsat tanınıyor mu?”
Modena Üniversitesi’nden Doç. Dr. Tindara Addabbo, “Dirlik yaklaşımıyla eğitimde toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme” başlıklı konuşmasında İtalya’da lise ve üniversitelerde öğrencilerle yaptıkları TCDB çalışmalarına yer verdi.
Dirlik (well-being) kavramını bir dizi yapabilirlik (capability) ve işlerlik (functionings) olarak tanımlayan Addabbo, dirliğin sadece bir insanın sahip olduklarından ibaret olmadığını, sahip olduğu fırsatları geliştirme kapasitesini de kapsadığını belirtti. “Asıl soru; Toplumumuz kapasitelerin geliştirilmesine fırsat yaratıyor mu?” diye konuştu.
Bütçe analizlerinde harcamaların sınıflandırılmasının önemini vurgulayan O’Hagan, “Eğer bir hizmet çocukların hayatını etkileyecekse, bu sadece bir cari harcama değildir, aynı zamanda bir yatırım olarak değerlendirilebilir” dedi.
Prof. Dr. Christine Färber ise Almanya deneyimlerini aktardı. TCDB’nin hem saydamlık ve katılımın hem de etkin denetimin aracı olduğunu belirten Färber, bunun demokratik süreçleri güçlendirdiğini dile getirdi.
170 bin Türkiye kökenli nüfusun yaşadığı Berlin eyaletinde sekiz yıldır izlenen politikalar doğrultusunda spor, ulaşım, çocuk parkı ve eğitim alanlarında TCDB’nin yaşam kalitesinde katkılarını anlattı. (ÇT)