Mualla Eyüboğlu Anhegger, kalp yetmezliği nedeniyle 90 yaşında İstanbul'da vefat etti.
Cenazesi, yarın (18 Ağustos) Teşvikiye Camisi'nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Topkapı Merkez Efendi Mezarlığı'nda toprağa verilecek olan Eyuboğlu, ressam-şair Bedri Rahmi Eyüboğlu ve yazar Sabahattin Eyüboğlu'nun da kız kardeşi. Eyüboğlu, 2001 yılında vefat eden Alman Türkolog ve tarih araştırmacısı Dr. Robert Anhegger ile evliydi.
"Anadolu'yu görmeseydim..."
Tarih Vakfı'nın Kuşaklar Buluşması'nda eşiyle konuk olan Eyüboğlu hayatından kesitleri şöyle anlatmıştı:
"Beş kardeşiz. Ailemizin esası Trabzonlu, ama Eyüboğlu adını Eyübzadelikten alıyoruz. Silvan'dan gelen bir Eyyubi ailesinin son kuşağındanım. Babam mutasarrıf olduğu için çocukluğumuz Anadolu'da geçmiş. Ben 1919'da Aziziye'de doğmuşum. Atatürk inkılaplarıyla doğdum, onunla büyüdüm. Tahsilimize devam edebilmek için bütün aile İstanbul'a yerleştik. 1942'de Güzel Sanatlar Akademisi Mimari Bölümü'nden mezun oldum. Mezun olduğum zaman mutlaka Anadolu'da çalışmak istiyordum. Annem de her zaman diyor ki 'aman uşaklarım elinizden geldiğince köylücükleri okutun'. Hepimiz onun için hoca olduk. Ben de Anadolu'da öğretmen olarak çalışmak istedim. Fakat o zaman Anadolu'da mimar tabiri dahi yok. Nerede çalışacağım? O zaman Sabahattin ağabeyim Talim Terbiye Kurulu azası. Ben annemden bir hafta ağabeyime gidiyorum diye izin aldım. Ankara'ya gittim. İlk Tedrisat Umum Müdürü Tonguç beni Hasanoğlan Köy Enstitüsü Yapı Kolu Başkanı tayin etti. Ağabeyimle Hasanoğlan'a gittik. Köy Enstitülerine öğretemedim bir şey ama Yapı Kolu başkanıyken talebeden çok şey öğrendim. Köy Enstitülerine mimar olmanın öğretici tarafı şu oldu: Herkesten kendi yaşadığı evin planını yapmasını istedim. İşte o zaman Anadolu'daki 40 bin köyün daha prehistoryada yaşadığını gördüm ve bu beni daha çok heyecanlandırdı."
Köy Enstitüleri kapatıldığında Eyüboğlu Akademi'nin mimari bölümüne asistan tayin edilir. Fakat Köy Enstitülerinden geldiği için orada dışlanır, ders verilmez.
Celal Esat Beyin Türk Sanat Tarihi kitabını hazırlamasına yardım eder, çünkü "bilmediği, görmediği bina yoktur".
Bu yüzden de Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'na raportör olarak geçer. Bu görev Eyüboğlu gibi Anadolu'ya tutkun biri için idealdir, çünkü ona Anadolu'nun çeşitli yerlerine gitme imkanı verir. Bir süre Yazılıkaya'da hafriyat mimarı, sonra restoratör mimar olarak çalışmaya başlar. Rumelihisarı, türbeler, Topkapı Sarayı Harem Dairesi'nin restorasyonlarında tam salahiyetle çalışır.
"Anadolu'yu görmeseydim, bu bilgiyi edinmeseydim, bu arada hafriyatlarda arkeologlarla çalışmasaydım, sonra da kocam olan zat-ı muhteremle Osmanlı eserleri üzerine Yugoslavya'da, Bulgaristan'da çalışmasaydım, bunları yapamazdım. Çünkü benim restorasyon diplomam yok."
Restoratör mimar olarak görevi Anadolu'yu kapsamaktadır. Fakat Harem restorasyonu büyük iştir.
"Topkapı Sarayı Harem Dairesi'ndeki 16. ile 19. yüzyıl arasındaki Bizans sarnıçlarını tamir etme fırsatı buldum. Ama Anadolu'yu gezmeseydim, Anadolu evlerini görmeseydim, bunları yapabilir miydim? Ben söktüğüm devirleri de başka yerde aynen muhafaza ettim. Bir restorasyonda restoratör olmayan, yanında arkeolog olmayan bir mimarın hiçbir iş yapamayacağını anlatabildim Yüksek Kurul'a. Fakat hep yalnız çalışıyordum. Tabii bunun ve çok kısa zamanda çok eseri restore etmenin kötü şeyleri yazamadık, kafi derecede doküman toplayamadık ama ümit ederim ki gençler bizim hatalarımıza düşmez. Ama elimizden geldiği kadar bir yere bir taş koyabildik. 1981'e kadar restoratör mimar olarak çalıştım."
Tuba Çandar'ın hazırladığı "Hitit Güneşi Mualla Eyuboğlu Anhegger" isimli kitapta Eyüboğlu şöyle diyor:
"Köy Enstitüleri yüzünden adımızı komüniste çıkardılar. Mevlevi şeyhleriyle dostluğumuzdan dolayı gericiye. Her boyaya boyandık anlayacağın. Hepsine de gülüp geçtik. Sabahattin Ağabeyimin dediği gibi, bizden memleketi sevmek... Gerisi boş..."
Mualla Eyüboğlu kimdir?
Erzurum Aziziye'de 1919 yılında doğan Mualla Eyüboğlu, 1942'de Güzel Sanatlar Akademisi Mimari Bölümü'nden mezun oldu.
Türkiye'nin ilk kadın mimarlarından olan Eyüboğlu, köy enstitüleri programında görev alan ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu ve İsmail Hakkı Tonguç başta olmak üzere öncü isimlerle birlikte, köy enstitüsünde mimar, inşaat sorumlusu, öğretmen olarak çalıştı.
1947 yılından itibaren mesleki hayatı boyunca arkeolojik kazılarda, koruma kurullarında, tarihî anıtların onarımlarını yürüten Eyüboğlu, başta Rumelihisarı ve Topkapı Sarayı Harem Dairesi olmak üzere sayısız tarihi eserin restorasyonunu yaptı. (EZÖ)