Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Ağrı milletvekili Fatma Selma Kotan'ın basında yer alış biçimi Ağrı'lı kadınların sorunlarına çözüm üretmek güdüsünü değil, Ağrı'lı kadınlara yönelik olası "acıma" duygusunu körüklemeyi amaçlıyor gibi.
Yeni Şafak gazetesi Kotan'ın ailesiyle ilgili yaptığı açıklamayı "Fatma Hanım beni hüzünlendirdin" başlığıyla haber yaparken, Radikal gazetesi "Bir vekilin öyküsü, doğu kadınının dramı" başlıklı haberde kullandığı fotoğrafla toplumdaki "güçsüz kadın" klişesini yeniden üretti.
Böylece Kotan'ın Meclis'te sunacağı herhangi bir çözüm önerisi "mağdur kadın" imajı nedeniyle değersizleştirilmiş, siyasi kimliği yok sayılarak Kotan "acınacak kadın" durumuna indirgenmiş oldu.
Elbette medyanın sergilediği yaklaşım Kotan'ın önerilerinin ciddiyetini de ikinci plana itecek. Bu noktada Kotan'ın seçmeninin de mağdur edildiğini söylemek yanlış olmaz.
Nitekim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün düzenlediği resepsiyonda karşılaştığı Kotan'a "Fatma Hanım, beni hüzünlendirdin" dedi.
Oysa Kotan'a baktığında başbakan ve diğer vekiller "mağdur bir kadın" değil, temsil ettiği seçmeni ve seçmeninin sorunlarını görmeli. Aksi takdirde Ağrı'daki kadınların sorunlarını çözmek için adım atmak mümkün olmayacak.
Kadın vekillerin klişelerle ilk anılışı değil
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin milletvekillerini Demokratik Toplum Partili (DTP) kadın milletvekillerinin "kışkırtmalarına" karşı uyarmıştı.
Bahçeli'nin konuşmasında yaptığı varsayımları kadınların "fitne", "ortalık karıştırıcı" ve "gizli şeytani güçlere sahip" görmek olarak sıralayan yazar Handan Çağlayan, bianet'e yaptığı açıklamada "Sayın Bahçeli'nin açıklamaları, kadına yönelik şiddeti ve kadının ikincil konumunu meşru kılan en beylik varsayıma dayanıyor" demişti. (GG)