Sabah gazetesi, Ersan Atar imzalı haberinde, Aksu'nun cenazesini yıkayan imamın ve bir köylünün, Aksu'nun boynunun ve bacaklarının kırık olduğunu, bu kırıkların olduğu yerlerde mermi giriş çıkışı olmadığını söylediğini yazmıştı.
Kuzu'ysa, otopsi raporunda kırıklarla ilgili bilgi bulunduğunu, ancak bu kırıkların mermi giriş yerlerinin altında, kurşunlar nedeniyle oluştuğu bilgisinin yer aldığını söyledi.
Kuzu, on, on beş gün içinde Adli Tıp'tan kan örnekleri ve balistik incelemenin de içinde yer aldığı daha ayrıntılı raporun gelmesini beklediklerini de ekledi.
İHD: Cinayet uyuşturucu bağlantılı, paramiliterlerin işi olabilir
İnsan Hakları Derneği Mardin Şubesinin cinayetle ilgili hazırladığı ilk rapor, "Maktullerin ölümünde uyuşturucu işi ile uğraşan paramiliter güçlerin yer alma olasılığının yüksek olduğu, fail veya faillerin hukuk dışı güçlü bir ilişki ağında yer aldıkları kanaatine varılmıştır" deniyor.
İHD raporu, cinayetin Aksu'nun sulama işçisi olarak çalıştığı tarlada yapılan operasyonda bulunduğu iddia edilen kenevirleriyle de ilişkisi olabileceğini yazıyor; bu olayla Kuzu'nun "açıkça infaz" diye nitelendirdiği cinayetlerin arka arkaya gelmesinin "tesadüf sonucu oluşmadığını" belirtiyor.
Raporun dikkat çektiği bir başka etken de, tarlanın sahibi Davut Bozan'ın ve eşi Sevinç Bozan'ın konumu,politik tercihleri. İHD, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) üyesi öğretmen Davut Bozan'ın ve Demokratik Toplum Partisi Genel Merkez Yöneticisi eşi Sevinç Bozan'ın politik tercihlerinin Aksu'nun ölümünde "etken olduğu kanaatine vardıklarını" söylüyor.
Raporun dikkat çektiği bir başka kişi de, Selahattin Aksu'nun ölümünden önce görüştüğü "sivil giyimli resmi görevli şahıs".
Aksu'nun eşi Leyla Aksu'nun rapor için verdiği bilgide, bu kişinin önce sivil olarak daha sonra da 25 Mayıs'ta tarlada kenevir bulunduğu iddia edilen operasyondan on gün önce askeri giyimli olarak ve askeri bir ciple evlerine geldiğini, "Aksu'nun ve Sevinç Bozan'ın dosyasının yanlarında olduğunu ve kendilerinden kaçış olmadığını söylediğini" söylüyor.
"Evimize gelen şahıs 1.80 m-1.85 boylarında saçları beyazlamış zayıf yapılı,güneş gözlüğü takan bir şahıstı. o şahsı görsem tanırım. Hatta o şahsı olay günü olay yerinde gördüm."
DTP: Devlet içinde yuvalanmış çetelerin işi
Olayla ilgili bir rapor hazırlayan DTP heyeti de, Aksuların, "Devlet içinde yuvalanmış çetelerce öldürülmüş olabilecekleri görüş ve kanaatine varılmıştır" diyor.
DTP raporu, Aksu'yla ilgili, "cezaevinden çıktıktan sonra, büyük olasılıkla Bingöl civarında yapılan niteliği bilinmeyen operasyonlara katılımının sağlandığı, bu şekilde devlet içinde yuvalanmış çetelerle geçmişte işbirliği içinde olduğu" görüşüne vardıklarını ve "son zamanlarda DEHAP ve daha sonra DTP'nin düzenlediği pek çok etkinlikte görüldüğü"nü yazıyor.
Rapor, Aksu'nun "Bozan ailesine yönelik komplonun bir parçası haline getirilmek istenmiş olabileceği"ni, "kendisinden beklenen performansı göstermediği ya da yeni bir talebe olumlu yanıt vermediği ya da geçmişte dahil olduğu ileri sürülen operasyonlar konusunda konuşma ihtimali" nedeniyle öldürülmüş olabileceğini söylüyor. (TK)