Ş.E. ile aynı tarihlerde, 1993 Haziranında gözaltına alınan Şükran Aydın'ın, götürüldüğü Derik İlçe Jandarma Karakolu'nda tecavüze uğradığı iddiasıyla açtığı davada sanık karakol komutanı Musa Çitil beraat etmiş ancak AİHM'de Türkiye aleyhine tazminat cezası verilmişti.
Çitil hakkında açılan bir işkence davasında da takipsizlik kararı verilmesi üzerine, Türkiye yine AİHM'de tazminat ödemeye mahkum edildi.
Aynı dönemde bir başka tecavüz
Ş.E.'nin gözaltında işkence görmesi ve tecavüze uğramasıyla ilgili davada adı sanıklar arasında yer alan Musa Çitil, o dönemde Derik İlçe Jandarma Karakolu komutanı olarak görev yapıyordu.
İlk kez 1993 Kasımında gözaltına alındığını belirten ve Derik Jandarma Karakolunda tecavüze uğradığını anlatan Ş.E.'den bir kaç ay önce de Şükran Aydın, aynı karakolda tecavüze uğradığını öne sürmüştü.
Takipsizlik kararı verildi
Aydın, 1993ün Haziranında babası ve yengesiyle birlikte Mardin'in Derik ilçesi Taşıt Köyü'nde gözaltına alındı.
Dört gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakılan Aydın, dönemin Derik Jandarma Komutanı Musa Çitilin kendisine tecavüz ettiğini iddia ederek Mardin Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Ancak savcılık takipsizlik kararı verdi.
AİHM'de ceza
Evli ve bir çocuk annesi olan Aydın, iç hukuk yollarının bu şekilde tükenmesi üzerine AiHM'ye başvurdu.
AİHM'deki yargılama sonunda Türkiye, Aydın'ın iddiaları doğrultusunda gerekli incelemeleri yapmadığı ve Aydın'a rapor alınmadığı gerekçesiyle 25 bin sterlin tazminat ödemeye mahkûm oldu.
Yeniden yargılama
Bu karardan sonra harekete geçen Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı, Çitil hakkında tekrar dava açtı.
6 Kasım 1997'de Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılama sonunda mahkeme, Çitil'in delil yetersizliğinden beraatına karar verdi.
Çitil hakkında verilen beraat kararının bozulması için hem savcı, hem de Aydın'ın avukatları Yargıtay'a başvurdu.
Beraat etti
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Askeri Ceza Yasası'nın 152/2 maddesindeki ırz ve iffete tecavüz eden askeri şahıslar hakkında TCK'nın 8. bendindeki cezalar tatbik olunur hükmünü hatırlatarak suç tarihinde Derik ilçe Jandarma Komutanı olan sanık hakkındaki kamu davasına bakma görevinin Askeri Ceza Mahkemesi'ne ait olduğunu ve yerel mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiğine hükmetti. Yapılan yargılamalar sonunda Çitil beraat etti.
İşkence davası da var
O dönemde yüzbaşı olarak Derik Jandarma Karakol komutanı olarak görev yapan Çitil hakkında açılan bir işkence davasında da Türkiye yine AİHM'de mahkum oldu.
O dönemde Özgür Gündem Gazetesi'nde muhabirlik yapan Salih Tekin, 1993 Şubatında ailesini ziyaret için gittiği Derik Derinsu köyü Yassitepe mezrasında babası ve 3 kardeşiyle birlikte gözaltına alındı.
Gözbağı boynunda unutuldu
Dört gün köy karakolunda tutulan ve çırılçıplak bir halde soğukta bekletilen Tekin daha sonra Derik İlçe Jandarma Karakoluna götürüldü.
Burada da bir gün tutulan ve elektrik verme, kaba dayak, askıya alınma, tazyikli soğuk suya tutulma gibi ağır işkencelerden geçirilen Tekin, daha sonra gözleri bağlı halde bir odaya alındı.
Tekin daha sonraki ifadelerinde, "Burası Musa Çitil'in makam odasıydı. Benim savcılıkta serbest kalacağımı bildiğini ancak bir daha bölgeye gelirsem kafama kurşun deliği açacağını söyleyerek öldürmekle tehdit etti. Sonra beni savcılığa çıkardılar. Ama gözbağımı boynumda unutmuşlardı" dedi.
Gözbağı savcıya verildi
Halkı isyana teşvik ettiği suçlamasıyla, karakolun bitişiğinde bulunan hükümet konağındaki Derik Cumhuriyet Savcılığına çıkarılan Tekin burada savcıya işkence gördüğünü söyledi.
Elbiselerini çıkararak izleri gösteren, boynunda unutulan ve tazyikli su işkencesi sırasında ıslanmış olan gözbağını da delil olarak sunan Tekin'e hastanede yapılan muayenesinde de işkence gördüğüne ilişkin rapor verildi.
Men-i muhakeme verildi
Görevsizlik kararıyla Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesine (DGM) sevk edilen Tekin yapılan yargılama sonunda beraat etti; işkence iddialarıyla ilgili suç duyurularının önüne de Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanun engeli çıktı.
Derik Cumhuriyet Savcılığının iki yıl sonra 4 Mayıs 1995de, görevsizlik kararıyla İlçe İdare Kuruluna gönderdiği dosyayla ilgili kurul, 13 Eylül 1995 de delil yetersizliğinden men-i muhakeme kararı verdi. Bu karar Danıştay'da da onaylanınca iç hukuk yolları tükenmiş oldu ve Tekin AİHM'ye başvurdu.
AİHM'de yine ceza
Yapılan yargılama sonunda Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin işkence suçunu düzenleyen 3. ile etkin soruşturma yürütülmemesi suçunu düzenleyen 13. maddelerin ihlal edildiği gerekçesiyle 25 bin sterlin ceza ödemeye mahkum edildi. (MZ/BB)