Haberin İngilizcesi için tıklayın
Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) talebi üzerine Osman Kavala’nın tutukluluğu hakkında görüş bildirdi.
Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanı Hacı Ali Açıkgül’ün hazırladığı 20 Ağustos tarihli görüş yazısında Osman Kavala’nın herhangi bir hakkının ihlal edilmediğini iddia eden bakanlık, Kavala’nın ‘casusuluk’ suçu işlediğine dair kuvvetli belirtinin olduğunu savundu.
Kavala hakkında verilen 3 ayrı tutuklama kararının nedenlerini anlatan bakanlık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği ‘derhal tahliye’ kararıyla şu an tutuklu bulunduğu kararın farklı olduğunu ifade etti.
Bakanlık konuyla ilgili şunları söyledi:
“Başvurucu hakkında mevcut tutuklama kararına konu suç (casusluk) ve bu suçun işlendiği yönündeki deliller ile başvurucu hakkında verilen 10 Aralık 2019 tarihli AİHM kararına konu 1 Kasım 2017 tarihli tutuklama kararında belirtilen suç ve deliller birbirinden farklıdır.
“Dolayısıyla başvurucunun mevcut tutukluluk hali, daha önceki tutuklandığı suça ilişkin olmayıp, süreç içerisinde elde edilen yeni delillere bağlı olarak başka bir suç nedeniyle verilen 9 Mart 2020 tarihli tutuklama kararıyla birlikte başlamıştır.”
Kavala’nın Gezi Parkı davasındaki “darbeye teşebbüs” suçundan tutuklanmasının sona erdiğini anlatanbakanlık, Kavala’nın “devletin güvenliği veya dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek” suçundan tutuklu olduğu savundu.
Olmayan HTS kayıtları delil olarak sunuldu
Adalet Bakanlığı, HTS kayıtlarında olmayan Osman Kavala - Henry Barkley görüşmelerini ise ‘delil’ olarak gösterdi ve AYM’nin karara bağlayacağı dosyayla ilgili “Bakanlığımız, başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerektiği kanaatindedir” ifadelerini kullandı.
TIKLAYIN - HTS Kayıtlarında Kavala - Barkey Görüşmesi Yok
TIKLAYIN - Henri Barkey: Kavala'yla Bir Kez Bile Telefonda Konuşmadım
Bakanlık görüşünde, “Hukukun üstünlüğünün esas olduğu demokratik bir devlette, kişinin işlediği iddia olunan bir suç nedeniyle tutuklandıktan sonra tahliye olması ve hatta söz konusu suçtan beraat etmiş olması, o kişinin işlediği iddia olunan diğer suçlardan soruşturulmasına engel değildir. Doğal olarak, soruşturma sürecinde ihtiyaç duyulan tedbirler de kanunilik, meşru amaç ve ölçülülük ilkeleri doğrultusunda mahkemelerce alınmaktadır. Bakanlığımız, bu kapsamda alınan bütün tedbirlerin hukukun üstünlüğü ilkesi kapsamında bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde itiraza tabi olduğunu Anayasa Mahkemesi’nin dikkatine sunar” değerlendirmesini yaptı.
Tutukluluğu makul süreyi aşmadı iddiası
Bakanlık, Kavala’nın tutukluluğunun makul süreyi aştığına dair iddiasının da kabul edilemez bulunmasını istedi. Kavala’nın son tutukluluk süresinin görüşün yazıldığı tarih itibariyle yaklaşık 5 ay olduğu belirtti.
Tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu iddia edilen bakanlık, Kavala’nın tutukluluğun devamının hukuka uygun olduğunu savundu.
Bakanlık, “genel olarak soruşturmanın yürütülmesinde savcılık makamlarınca hareketsiz kalınan bir dönem olmadığı gibi bir özensizlik gösterildiği de tespit edilmemiştir” ifadesini kullandı.
Ne olmuştu?Gaziantep'ten uçakla dönmekte olan iş insanı ve hak savunucusu Osman Kavala 18 Ekim 2017’de Atatürk Havalimanı'nda gözaltına alındı. 1 Kasım 2017'de de "Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, hükümeti ortadan kaldırma" iddiasıyla tutuklandı. İddianamesi tutukluluğunun 16. ayında 19 Şubat 2019’da hazırlandı. 4 Mart'ta da mahkemece kabul edildi. Osman Kavala'ya birlikte 15 Gezi Direnişi'nden yargılandı. Savcının hakkında müebbet hapis istediği Kavala Silivri Cezaevi'ndeki 840. gününüde beraat etti. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 19 Şubat 2020'deki son duruşmada Kavala'nın tahliyesine hükmetti. Fakat kararın ardından Kavala hakkında 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması gerekçe gösterilerek yeni bir gözaltı kararı çıkartıldı. 24 saatlik gözaltı süresi dolan Kavala savcılık ifadesinin ardından çıkarıldığı Nöbetçi 8. Sulh Ceza Hakimliği'nce TCK 309 'Anayasayı ihlal'den yeniden tutuklandı. Karar öncesinde Kavala'nın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca aynı dosyadan 11 Ekim 2019'da "Tutuklama tedbiri ölçülü değil" denilerek resen tahliye edildiği ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, mahkemenin verdiği beraat kararına istinaden, "Gezi'yi karıştıran malum kişi içerideydi, bir manevrayla beraat ettirmeye çalıştılar" dedi. Anayasa'yı ihlal etmekten tutuklu olan Kavala bu suçtan da tahliye olduktan sonra, aynı soruşturma kapsamında 9 Mart 2020'de bu sefer TCK'nin 328. maddesinden 'Siyasal veya askerî casusluk'tan tutuklandı. Osman Kavala'nın tutukluluğunu 10 Aralık 2019'da görüşlen AİHM, Kavala'nın makul şüphe olmadan siyasi sebeplerle tutuklanması ve Anayasa Mahkemesi'nin başvuruyu makul bir sürede incelememesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlal edildiğine karar verdi. Fakat aradan geçen sürede Osman Kavala cezaevinden hiç çıkamadı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de Kavala'yla ilgili kesinleşen AİHM kararıyla ilgili Türkiye'ye çağrıda bulundu ve kararın uygulanarak Kavala'nın serbest bırakılmasını istedi. |
(HA)