Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda 2 Ekim 2018'de öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın cinayet davası yarın İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanacak.
İddianamede Suudi Arabistan istihbaratının eski başkan vekili dahil olmak üzere 20 isim ‘’canavarca hisle’’ insan öldürmekle suçlanıyor ve sanıklar hakkında iddianamede ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Cinayetin ardından Suudi Arabistan’a kaçan sanıklar ise aradan geçen iki senede Türkiye'ye iade edilmiş değiller.
Önderoğlu: Cezasızlığın sonucu
Konuya ilişkin bianet’e bilgi veren Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, iddianamede 54 kişinin tanık sıfatıyla ifadesine başvurulduğunu söyledi.
Önderoğlu, tanık sıfatıyla ifade veren kişiler arasında konsoloslukta çalışan sekreter, bilişim uzmanı, mutfak çalışanı, muhasebeci, şoför ve güvenlik görevlisi gibi isimlerin olduğunu kaydetti.
Önderoğlu, iddianamede sanıkların özel jetle havalimanına girişleri, konsolosluk yakınındaki otele yerleşmeleri, cinayet sonrasında da havalimanına dönüşlerini içeren kroki ve kamera görüntülerinin olduğunu anlattı.
“Cemal Kaşıkçı cinayeti basit bir cinayet değil” diyen Önderoğlu şöyle devam etti:
"Bu cinayet bize bir ülkenin başka bir ülkede bulunan vatandaşını, aydınını yok etme konusunda gösterebileceği cüretti ve hukuk tanımazlığını gösteriyor. Bu yanıyla da insan hakları ihlallerini ve cezasızlığın günümüz toplumlarında ne raddeye varabileceğini gözler önüne seriyor.
"Bu nedenledir ki Suudi Arabistan rejiminin halen elinde tuttuğu 30’u aşkın gazetecinin özgürlüğü, İstanbul’da açılan bu tüyler ürpertici cinayete ilişkin davadan caydırıcı sonuç çıkarılmasıyla bağlantılı olacak.
"RSF olarak Kaşıkçı’yı yok etme fikrini geliştirenlerin ve yok edenlerin en ağır cezalara çarptırılmaları için davanın takipçisiyiz. Gazetecilik hakları en derin şekliyle zarar gördüğü için de yarın davaya müdahil olmak için başvuru yapacağız"
"Kaşıkçı artık bir sembol"
Gazetecilerin ve hak savunucuların korunması konusunda Birleşmiş Milletler nezdinde bir koruma mekanizmasının geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Önderoğlu, cezasızlıkla mücadelede günümüz tehlikelerine karşı Camal Kaşıkçı'nın artık bir sembol isim olduğunu söyledi:
"BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard hazırladığı raporda Suudi Arabistan Kraliyet Rejiminin haberi olmadan böyle bir cinayetin işlenemeyeceğini söylemiş, en üst düzeyde sorumluların tespit edilip cezalandırılması için güvenlik konseyine çağrıda bulunmuştu.
"Aradan geçen zamanda BM’nin böyle bir inisiyatif kullanmadığına tanık olduk. Bu nedenle gazeteciler ve insan hakları savunucuları için koruma mekanizmalarının geliştirilmesi hepimizin mücadelesine bağlı."
Yargılama sanıksız yapılacak
Aradan geçen sürede Suudi Arabistan sanıkları Türkiye'ye iade etmediği için yarın başlayacak davada tüm sanıklar gıyaben yargılanacak.
Duruşma öncesi Suudi Arabistan yetkililerinden henüz bir yorum ya da açıklama gelmezken Kaşıkçı'nın Türkiye vatandaşı nişanlısı Hatice Cengiz Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, Türkiye'deki dava sayesinde Kaşıkçı'nın cesedinin bulunmasını ve suçlularla ilgili daha fazla delil elde edilmesini umduğunu söyledi.
Yargılanan isimler ve istenilen cezalarAhmet bin Muhammed El Asırı ve Saud Al Kahtanı hakkında Kaşıkçı'nın öldürülmesi eylemini gerçekleştirmek üzere görevlendirme yaptığı ve diğer sanıklara gerekli talimatları verdiği gerekçesiyle "tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis Mansour Othman M. Abu Hussaın, Maher Abdulaziz M. Mutreb, Salah Mohammed A. Tubaigy, Mustafa Mohammed M. Almadani, Saif Saad Q. Alqahtani, Thaar Ghaleb T. Alharbi, Badr Lafı M. Alotaibi, Turki Musharraf M. Alshehri, Fahad Shabib A. Albalawi, Waleed Abdullah M. Alshehri, Mohammed Saad H. Alzahrani, Naif Hassan S. Alarifi, Abdulaziz Mohammed M. Alhawsawi, Khalid Aedh G. Alotaibi, Meshal Saad M. Albostani, Muflih Shaya M. Almuslih, Ahmed Abdullah A. Almuzaini ve Saad Muid Alqarni hakkında Kaşıkçı'yı Suudi Arabistan'a götürme, kabul etmediği takdirde öldürmek üzere fikir birliği yapma, ortak suç işleme kararı ile hareket etme, eylemin tüm ayrıntıları ile ilgili planlama ve iş bölümü yapma, bu planı gerçekleştirmek için eylemin icrası esnasında birbirlerini takviye edip tamamlama, suçun işlenmesine yönelik etkin ve işlevsel bir şekilde katkıda bulunmak suretiyle suça doğrudan katılma, sonuç olarak ortak hakimiyet alanına aldıkları maktul Cemal Kaşıkçı'yı boğarak öldürdükleri gerekçesiyle "tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis |
Ne olmuştu?
2 Ekim 2018'de gittiği Levent'teki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu binasına girdikten sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı'yla ilgili 20 Ekim'de yazılı açıklama yapan Suudi Arabistan Krallığı, gazetecinin konsoloslukta öldürüldüğünü kabul etmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Kaşıkçı'nın öldürülmesine dair 31 Ekim'de yaptığı basın açıklamasında şu bilgileri verdi: "Cemal Kaşıkçı 2 Ekim 2018 tarihinde evlilik işlemleri için girdiği Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu'nda daha önceden yapılan planlama doğrultusunda Başkonsolosluk binasına girer girmez boğularak öldürülmüştür. "Kaşıkçı'nın cesedi, boğularak öldürülmesini müteakip yine önceden yapılan planlama doğrultusunda parçalanarak yok edilmiştir."
Cinayetin üzerinden geçen sürede Kaşıkçı'nın ne zaman, nerede ve nasıl öldürüldüğüyle ilgili bilgiler ortaya çıksa da cesedi bulunamadı.
Yazarı olduğu Washington Post gazetesi, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA), Kaşıkçı cinayetinin emrini Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ın verdiği sonucuna ulaştığını yazmıştı. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) tarafından açıklanan 101 sayfalık raporda, Suudi Arabistan, Kaşıkçı'yı kasten ve taammüden öldürmekten sorumlu tutulmuştu.
Suudi Arabistan Başsavcılığı uluslararası baskının ardından ülkelerine kaçan sanıklardan 11’ini yargılamaya başlamış, Aralık 2019'da sanıklardan beşinin idama mahkum edildiğini duyurmuştu. Cinayetin üstünü örtmekle suçlanan üç kişiyi de toplamda 24 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.
Kararın temyize açık olduğunu belirten Suudi Başsavcılığı, hangi sanıkların hangi cezayı aldığına ilişkin net bir açıklama yapmamıştı.
Türkiye ise olay yerinin İstanbul olduğunu belirterek Suudi Arabistan’dan sanıkların iadesini istemiş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi doğrultusunda İnterpol 1 Mart 2019'da sanıklar hakkında kırmızı bültenle arama kararı çıkartmıştı.
Cemal Kaşıkçı hakkında
Gazeteci, yazar. 59 yaşındaydı.
Suudi Arabistan’ın veliaht prensi Muhammed bin Selman’a karşı muhalif görüşleriyle biliniyor ve Washington Post’ta da bu konuda yazıyordu. Muhammed bin Selman’ın reform uygulamalarını eleştirip tepki çekmesinin ardından geçen yıl ülkesini terk edip ABD’ye yerleşti.
Daha önce de Al Arab Yayın Grubu'nun genel müdürlüğü ve genel yayın yönetmenliği görevinde bulundu. Okaz ve Saudi Gazette de dahil olmak üzere Suudi Arabistan merkezli olan Arapça ve İngilizce yayın yapan çok sayıda gazetede çalıştı. Bir dönem de İngiltere'deki Suudi Büyükelçiliği'nde medya danışmanlığı yaptı
(HA)