Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Çağdaş Hukukçular Derneği, İnsan Hakları Derneği, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Ankara şubeleri, MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu'nun hazırladığı "Kırşehir E Tipi Kapalı Hapishanesi Hak İhlalleri Raporu" yayınlandı.
Rapor, mahpus yakınlarının ziyaretlerdeki mahpusların beyanları ve idare ile yapılan görüşmeler sonucunda, hak ihlallerine uğrayan, darp edilen mahpusların aileleri tarafından yapılan şikâyet başvuruları neticesinde hazırlandı.
Mahpusların beyanlarına göre askeri nizamda yapılmak istenen sayımın kabul edilmemesi halinde hücrelerde ve koğuşlarda, mahpuslara fiziksel şiddet uygulandığı, işkence yapıldığı ifade edildi.
"Psikolojik yöntemler kullanıldı"
Raporda "İşkence ve Kötü Muamele Yasağı İhlali" bölümünde özetle şu ifadeler yer aldı:
"Mahpusların beyanlarında, Kırşehir E Tipi Kapalı Hapishanesi'nde; askeri nizamda avluya çıkarılarak yapılmak istenen ayakta sayımın kabul edilmemesi halinde hücrelerde ve koğuşlarda, mahpuslara fiziksel şiddet uygulandığı, işkence yapıldığı, kaba dayak, hakaret, uygulamalarına başvurulduğu ifade edilmiştir.
Mahpus beyanlarına göre farklı tarihlerde tüm mahpuslara kamu görevlisi olan gardiyanlar tarafından farklı yöntemlerle işkence yapılmıştır. Kaba dayak, zorla sürükleme gibi yöntemlerle; küfür, hakaret ve tehdit gibi psikolojik yöntemler kullanılmıştır. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun mad.86/7'de 'Aramalarda insan onuruna saygı esastır.' denilmektedir.
Mahpusların hapishanede yapılan işkenceye ilişkin şikâyetler, başvurular olmasına rağmen bu hususta bir şey yapılmamış ve mahpusların şikâyet dilekçelerinin akıbetine ilişkin bilgi de verilmemiştir.
"Mahpusların kısıtlaması mevzuata aykırı"
"Mahpuslara işkence yapan kamu görevlisi olan gardiyanlar gibi bu olayın etkili soruşturmasının yürütülmesini engelleyen her türlü kademede görev yapan tüm kamu görevlilerin sorumluluğu mevcuttur. İşkence yasağı ve işkenceye karşı fiillere ilişkin etkili soruşturma yükümlülüğü ihlal edilmiştir.
"Kırşehir E Tipi Kapalı Hapishanesi'nde mahpusların sayısının kolaylıkla tespit edebileceği göz önüne alındığında, askeri nizamda sayım istenmesinin insan onuruna aykırılık teşkil etmektedir."
"Mahpusların kısıtlaması mevzuata aykırıdır. Görüşme yapılan mahpusların hiçbiri ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılan mahpuslardan olmadığı halde Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ağırlaştırılmış müebbet hapis infazı başlıklı 25. Madde de belirtilen infaz koşullarına tabi tutulmaktadırlar."
Raporun "Sonuç" bölümünde ise 5275 sayılı İnfaz Kanunu'nun 2. Maddesi hatırlatıldı:
"İnfaz hukukunun temel ilkelerinin belirlendiği, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kuralların hükümlülerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefî inanç, millî veya sosyal köken ve siyasî veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanacağı öngörülmüştür."
"Denetim yetkisini yerine getirmeyen kurumlar da sorumluluk taşıyor"
Aynı madde ile ilgili olarak şu ifadeler de Sonuç bölümünde yer aldı:
"Yine aynı maddede ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamayacağı vazedilmektedir. Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen ifade özgürlüğü, işkence yasağı, kötü muamele yasağı ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.
"Tespit edilen hak ihlallerinde idari yöneticilerin, personelin, denetim yetkisini yerine getirmeyen idari kurumların sorumluluk taşıdığı açıktır. İşkenceye maruz kalan kişilerin Adli Tıp Kurumu'na ya da tam teşekküllü bir hastaneye sevklerinin yapılması, mahpusların tedavisinin yapılması, ilgili görevliler hakkında idari soruşturma başlatılması ve İstanbul Protokolü'ne uygun cezai soruşturma süreci yürütülmesi gerekmektedir. Bu sebeple tüm idari yöneticilerin, personelin, denetim yetkisi bulunan idari kurumların ve ilgili bakanlıkların ulusal ve uluslararası mevzuattan doğan sorumluluklarını yerine getirmesini ve sorunları ivedilikle çözmesini talep ediyoruz." (AÖ)