Haberin İngilizcesi için tıklayın
Rakel Dink ve Hrant Dink Vakfı avukatlarına yönelik vakfa gelen ölüm tehditleriyle ilgili Anıtpark Forum, Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, Demokrasi için Birlik (DİB), Demokratik İslam Kongresi, Diyalog Grubu, Doğu-Güneydoğu Dernekleri (DGD) Platformu, Hak ve Adalet Platformu, Solfasol Gazete ve Yurttaş Girişimi ortak bir açıklama yaptı.
Hrant Dink'in öldürülmesine giden yolda da benzer provokasyonlar ve aynı nefret diliyle karşılaşıldığı ifade edilen açıklamada devlet kurumlarının görevler ve sorumlulukları hatırlatıldı. Kurumlar görevlerini yapmaya davet edildi.
TIKLAYIN - Hrant Dink Vakfı: Rakel Dink ve Avukatlarımız Ölümle Tehdit Ediliyor
TIKLAYIN - Hrant Dink Vakfı'na Tehdide Tepkiler
Yapılan ortan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşları olan bizler bu oyunu defalarca gördük, yaşadık. Sonu kötü bitiyor.
“İşte yine bir süredir toplumun sinir uçlarına dokunmayı, tedirginlik, kargaşa, güvensizlik ortamı yaratmayı amaçlayan provokatif eylemler peş peşe geliyor.
“Van Başkale’de Vefa görevlilerinin uzun menzilli silahlarla saldırıya uğraması, muhalif kişi ve liderlere mermili, silahlı görüntülerle gözdağı verilmesi, Adana Yüreğir İlçesi CHP Gençlik örgütü başkanının tutuklanması, İzmir’de cami hoparlöründen Çav Bella çalınması, Bakırköy’de kilisenin kapısının yakılmak istenmesi, Kuzguncuk Ermeni kilisesinin haçının çalınması, mezarların tahrip edilmesi bu örneklerin bazıları.
“Bu kabulü mümkün olmayan eylemlerin en yenisi, iki gün önce Hrant Dink Vakfı’na gönderilen e-postada, daha önce de benzer dönemlerde defalarca duyduğumuz 'Bir gece ansızın gelebiliriz' gözdağıyla Rakel Dink’in ve Vakfın avukatının ölümle tehdit edilmesidir.
“Son dönemlerde üst üste gelen bu kışkırtma ve saldırılar birbirinden bağımsız ve rastlantısal değildir. Toplumu ayrıştırma, bölme, korku salma amaçlı nefret dilinin tetiklediği güdümlü eylemlerdir. Takipsiz ve cezasız kalmaları şer planları kuran odakları güçlendirmekte, hatta teşvik etmektedir.
“Geçmişte benzerlerini yaşadık. Hrant Dink suikastine giden yollar benzer provokasyonlarla ve aynı nefret diliyle döşendi. Bu film bize on yıllar boyunca defalarca seyrettirildi. Filmin sonu her defasında kötü bitti.
“Sorumluları provokasyonlara son vermeye, kin ve nefreti körüklemekten vazgeçmeye; yetkilileri görevlerini ve sorumluluklarını layıkıyla yerine getirmeye davet ediyoruz.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin her türlü ayrımcılığı lanetleyen yurttaşları olarak Hrant Dink Vakfı’na geçmiş olsun diyor, yanlarında olduğumuzu bildiriyoruz.”
Ne olmuştu?
Vakıf, dün (29 Mayıs) internet siteleri üzerinden yaptığı açıklamada 27-28 Mayıs tarihlerinde kendilerine email yoluyla yazılı ölüm tehdidi ulaştığını kamuoyuna duyurdu. Durumun Şişli Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği'ne yazılı olarak bildirildiği açıklandı.
Kamuoyuna yapılan açıklamada tehdit mesajıyla ilgili olarak "Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de resmi kurumların bilgisi dâhilinde, herkesin gözü önünde öldürülmesinden önce de duymaya aşina olduğumuz ve bugünlerde marifet sayarak kimi çevrelerce sıkça tekrarlanan 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sloganını da içeren tehdit, Hrant Dink Vakfı'nı 'kardeş masalları' anlatmakla itham ediyor, ülkeyi terk etmemizi talep ediyor, Rakel Dink'i ve avukatımızı ölümle tehdit ediyor" denildi.
Hrant Dink Vakfı hakkında Hrant Dink'in hayallerini, mücadelesini, dilini ve yüreğini yaşatmak amacıyla 2007 yılında kuruldu. Diyalog, barış ve empati kültürünü geliştirmeyi tüm faaliyetlerinin temeli olarak tanımlayan vakfın çalışma alanları şöyle: Çocuklar / gençler arası fırsat eşitliği ve çocukların / gençlerin yaratıcı yönlerinin desteklenmesi, kültürel çeşitliliğin bir zenginlik, farklılığın bir hak olarak kabul görmesi, |
(HA)