Fotoğraf: Pixabay
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Yedi yıl aradan sonra açıklanan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) "Çocuk İşgücü Araştırması"nı Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Vakfı gönüllüsü Nail Dertli ve İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Sekreteri Avukat Fırat Çiçek yorumladı.
TIKLAYIN - 5-17 Yaş Arası 720 bin Çocuk İşçi Var
Nail Dertli, TÜİK Çocuk İşgücü anketini geçmiş yıllarda olduğu gibi yine ekim kasım aralık aylarında yaptığını hatırlatarak şunları söyledi:
"Anket, çalışan çocuk sayısının az olduğu bir dönem yapılmış"
"Bu aylar hem tarımsal faaliyetlerin sona erdiği hem de okulların açıldığı bir dönem olması sebebiyle çalışan çocuk sayısının diğer aylara göre daha az olduğu bir dönem. Anketin zamanlaması nedeniyle çocuk iş gücüne dair gerçek durumu yansıttığını söylemek mümkün değil.
İkinci bir unsur da anket 5-17 yaş arasındaki çocukları kapsıyor, daha önceki anketlerin yönteminden farklı. 6-17 yaş arasıydı eskiden. Bu ankete konu olan çocuk işgücünün 1.2 milyon kadar artmış olması anlamına geliyor ama sonucun çok fazla değişmemiş olduğunu gösteriyor.
Burada kritik olan unsur 2011 den sonra Türkiye'ye Suriye'den göç çok oldu. Bunların arasında belki yüz binlerce çocuk var. Bu çocukların önemli bir bölümünün sanayide, tekstilde, tarlalarda, hizmet sektöründe çalıştırıldığını biliyoruz. Anket bu çocukları araştırmanın dışında bırakmış. Yaygın bir Suriyeli nüfusu kapsamayan bir anket bu.
Suriyeli çocukların özellikle yerel işverenler tarafından yaygın bir şekilde yerli işgücüne ikamesi olarak kullanıldığını biliyoruz. Bu anket genel olarak Suriyelileri kasamadığı için de net bir tablo vermiyor.
"İş kazası verileri SGK verileri ile örtüşmüyor"
Eksik olduğunu düşündüğüm başka bir nokta da çocukların yaşadığı iş kazasına ilişkin. 1.3 olarak açıklamışlar iş kazalarını. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu, 15-17 yaş grubuna ilişkin iş kazası istatistiklerini veriyor. Orada 48 bin çocuğun yaklaşık 7 bin iş kazası geçirdiği açıklandı. Bu yaklaşık yüzde 15'e tekabül ediyor. TÜİK'in verisi son derece düşük.
Başka bir husus SGK'nın açıkladığı çocuklar kayıtlı olarak çalışıyorlar. Görece güvenceli koşullarda çalışıyorlar. TÜİK'in rakamları kayıtdışı işçileri de kapsıyor. Hem daha güvenli sektörlerde çalışan hem de kötü koşullarda çalışan çocukları... Oradaki oranların daha yüksek olması gerektiğini düşünüyorum. Gerçeği yansıtmıyor.
"Türkiye'de çocuk işçiliği biçim değiştirdi"
Anketin en önemli bulgusu ise şu: Türkiye'de çocuk işçiliği biçim değiştiriyor. Geçmişte tarımda ve diğer sektörlerde kendi hesabına çalışma ve ücretsiz aile işçiliği yaygındı. Fakat son ankette ücretli çalışmanın çocuk işçiliğinin diğer çalışma biçimlerine göre baskın bir hale geldiğini görüyoruz. Çalışan her 100 çocuktan 63'ü ücretli olarak çalışıyor. İş yerlerinde düzenli olarak çalışıyor. Yüzde 29'lardan yüzde 60'lara çıkmış. Geçmiştekinden daha farklı bir sorunla karşı karşıyayız. Ailesinin dükkanında ücretsiz olarak çalışan bir işçi çocuktan değil bir fabrikada lokantada ücret karşılığında çalışan çocukların sayısının baskın bir şekilde arttığını görüyoruz. Buna yönelik bir politika geliştirilmeli.
"Tarımsal faaliyetler azaldığı için tarımda çalışan çocuk sayısı azaldı"
Bu arada çocuk işgücü sayısı 2012 yılına göre 173 bin kadar azalmış görünüyor. Ve bu tarımda çocuk işçiliğinin azaldığı görülmüş verilerde. Tarım dışındaki artış ise 5 bin dolayında. Ancak tarımdaki bu azalma çocuk işçiliğiyle mücadelede özel bir program uygulanmış gibi bir durum yok ortada. Tarımsal faaliyetlerin tamamen tasfiye olmasıyla ilgili bu.
Çiçek: "İşverenlere yönelik yaptırımlar caydırıcı olmalı"
Avukat Fırat Çiçek ise yedi yıl aradan sonra yayınlanan raporun aslında her yıl yayınlanması gerektiğinin altını çizdi ve şu yorumu yaptı:
"Türkiye istatistik Kurumu (TÜİK) çocuk işçiliğine ilişkin raporunu en son 2013 yılında 2012 yılının verileri üzerinden yayınlamıştı. Her yıl yayınlaması gereken raporu yedi yıl aradan sonra yayınladı. Veriler, çocuk hakları noktasında nerede bulunduğumuzu gösteriyor. Verilerin her yıl yayınlaması ile birlikte ihlaller konusunda politika oluşturulmalı. 2018 yılını "çocuk işçiliği ile mücadele" yılı olarak belirleyen Türkiye'de verilerin yıllık bazda yayınlanmaması başlı başına hak ihlalidir.
Rapora göre Türkiye'de 720 bin çocuk işçi var. Tabi ki bu rapora yansıyan resmi veriler bununla birlikte özellikle mülteci ve sığınmacı çocukların yoğun bir şekilde olduğu rapora yansımayan çocuk işçiler var. Çocuğun kişisel, fiziksel ve zihinsel gelişimine engel olan çocuk işçiliği Türkiye'de yüksek sayıda olması vahim bir noktada olduğumuzu gösterir.
Keza Türkiye'nin taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi çocuk işçiliğini engellemek taraf devlete sorumluluk yüklemiştir.
Taraf Devletler, çocuğun, ekonomik sömürüye ve her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâksal ya da toplumsal gelişmesi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmasına karşı korunma hakkını kabul ederler.
Bu konuda kamu otoritesi, gerek mevzuatta gerek istihdam alanında çocuk işçiliğine engel olacak çalışmalar yapmalıdır. Özellikle işverenlere uygulanacak denetimlerinin arttırılması ve yaptırımların caydırıcı olması gerekmektedir." (AÖ)