Haberin İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi, dönemin özel yetkili savcılarının talebiyle ve ihbarlar gerekçe gösterilerek telefonları dinlenen U.B.’nin haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verdi.
Telefonlarının dinlendiğini beş yıl önceki bir gazete haberiyle öğrenen U.B.’nin suç duyurusu işleme alınmış ancak Emniyet Müdürlüğü telefonların dinlenmesinin yine o dönem faaliyette olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) sorumluluğunda olduğunu ifade etmişti.
Savcılık ise TİB’le ilgili herhangi bir araştırma yapmayıp dosyayı kapatmıştı.
AYM kararında, “devletin etkili yargısal sistem kurma yükümlülüğünün bir ceza soruşturması yapılmasını gerekli kıldığı” bu soruşturmanın ise yapılmadığı ifade edildi.
Özel yetkili savcılar “isimsiz ihbarlarla” telefonlarını dinletti
Trabzon’da memur olan U.B. bir gazete haberiyle telefonunun dinlendiğini öğrendi.
18 Mart 2014 tarihli habere göre, 30 kentte birçok birbiriyle ilgisiz kişinin ismi ihbar mektuplarına konu edilerek dönemin özel yetkili savcılarınca “terör faaliyeti”, “organize suç örgütü” veya “uyuşturucu ticareti” gibi gerekçelerle soruşturma dosyalarına eklenmiş ve telefonlarının dinlenmesi için mahkeme kararı çıkarılmıştı.
U.B. de bu haberdeki listede adının yer aldığını ve bir telefonunun 18 Ocak 2013’ten 10 Temmuz 2014’e kadar dinlendiğini öğrendi. Diğer cep telefonu da “Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C), Devrimci Yol (DEV-YOL) faaliyetleri” nedeniyle belirsiz bir süre dinlenmişti.
Hemen savcılığa başvurarak sorumluların tespit edilmesi ve cezalandırılmaları talebiyle suç duyurusu yaptı. Savcılık da özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında soruşturma başlattı.
Emniyet “TİB’e sorun” dedi, savcı dosyayı kapattı
Soruşturma kapsamında Trabzon İl Emniyet Müdürlüğüne gönderilen yazıda delillerin tespiti ve gerekli tahkikatın yapılması istendi.
Ancak Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü savcılığa gönderdiği resmi yazıda, U.B. hakkında kendilerince “telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespiti, dinlenmesi, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi veya kayda alınmasına ilişkin herhangi bir çalışmanın yapılmadığını” ileri sürdü ve bu işlemlerin (kapatılan) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) adıyla oluşturulan tek bir merkez üzerinden yürütüldüğünü bilginin de oradan istenmesi gerektiğini belirtti.
Savcılık ise daha fazla araştırma yapmaksızın ve TİB’ten bilgi istemeden U.B.’nin şikâyeti hakkında takipsizlik kararı verdi. U.B. bu karara dair itirazı da Trabzon 2. Sulh Ceza Hâkimliğince reddedilince, 20 Şubat 2015’te AYM’ye bireysel başvuru yaptı.
AYM: TİB’den gelecek bilgi anahtar rol oynayacaktı
AYM’nin gerekçeli kararı bugün açıklandı, Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin usul boyutunun ihlal edildiğine hükmedildi. Karar, ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama (soruşturma) yapılmak üzere Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilecek.
Gerekçeli kararda, soruşturmayı yürüten savcılığın Emniyet Müdürlüğünce kendisine verilen bilgiyi gözardı ederek telefonların dinlemesiyle ilgili TİB’den bilgi istemediği ve bu sebeple “soruşturmanın özenli ve etkili şekilde gerçekleştirilmediği” belirtildi:
“Zira soruşturma konusu olayın açıklığa kavuşturulması ve iddia edildiği gibi usulsüz şekilde iletişimin denetlendiğine ilişkin bir durumun bulunup bulunmadığının anlaşılması bakımından TİB’den elde edilecek verilerin anahtar rol oynayacağı açıktır. Bu durumda da varsa sorumluların belirlenmesi ve cezalandırılması mümkün hâle gelebilecek, olayın aydınlatılmasıyla başvurucunun sorumlulara karşı yeni davalar açma ve zararlarını tazmin etme imkânına kavuşması sağlanabilecektir.”
AYM, soruşturmada anahtar rol oynayan bilgi ve belgelerin Başsavcılıkça araştırılmayıp soruşturmanın derinleştirilmemesi nedeniyle “Anayasal hakların güvence altına alınacak şekilde etkili ve özenli bir soruşturma yapılmadığı” kanaatine vardı. (AS)