Haberin İngilizcesi için tıklayın
Yargı reformu paketinin ilki Meclis’te kabul edildi. Paket, ceza kanunları ve muhakemelerine dair değişiklikler ile pasaport tahditlerine dair düzenlemeler içeriyor.
TIKLAYIN - Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin İlk Paketi Yasalaştı
Ayrıca, çok tartışılan “haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağı” ibaresi Terörle Mücadele Kanunu'na eklendi.
TIKLAYIN - "Eleştiri Suç Olmaz" Demek Reform Mudur?
TIKLAYIN - "Hakimler Gazetecilere Haber Nedir, Onu Mu Anlatacak?"
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na eklenen “Basit yargılama usulü” başlıklı 251. Madde ile de asliye ceza mahkemelerine “yargılamayı dilekçeler üzerinden yürütme yetkisi” tanındı.
TIKLAYIN - Ceza Yargılamasında Duruşma Yerine “Dilekçe”
ABD’deki en tartışmalı ve hatalı mahkumiyetlere yol açan uygulamalardan biri olan “ceza pazarlığı” da pakette yer aldı. Uygulama “seri muhakeme” olarak adlandırılıyor. Savcı ya da kolluk güçleri şüpheliyi bilgilendirecek ve şüpheli seri muhakemeyi kabul ederse, suçun alt ve üst sınırı arasında tespit edeceği bir cezanın yarısını yaptırım olarak belirlenecek.
TIKLAYIN - Reformdan ABD Hukuku Çıktı: “Ceza Pazarlığı”
Tutukluluk süresinde değişiklik oldu mu?
Yargı reformuyla Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamındaki suçlarla ilgili tutukluluk süresinin düşürüldüğü iddia edildi. Ancak kabul edilen teklifte sadece soruşturma süresince en fazla iki yıl tutukluluk öngörülüyor. Yani dava açıldıktan sonra tutukluluk yine 5 yıla kadar uzayabiliyor.
Teklifte, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 102. Maddesine şu 4. Fıkra eklendi.
“Soruşturma evresinde tutukluluk süresi, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işler bakımından altı ayı, ağır ceza mahkemesinin görevine giren işler bakımından ise bir yılı geçemez. Ancak, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu işlenen suçlar bakımından bu süre en çok bir yıl altı ay olup, gerekçesi gösterilerek altı ay daha uzatılabilir.”
Yani, soruşturma sürecinde tutukluluk en fazla iki yılla sınırlandırılıyor. Ancak iki yıl içerisinde çoğunlukla iddianame hazırlanıp dava aşamasına geçildiğinden, tutukluluk süresinde aslında bir değişme olmuyor.
Tutukluluk süresinin yargılanma sürecindeki üst sınırı değişmeden, en fazla 5 yıl olacak şekilde sabit kalıyor.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer de düzenlemeye Twitter hesabından şöyle tepki gösterdi: “Hükmen tutuklama ile uzatılan tutuklama süreleri daha da uzayacaktır.”
Pasaport izni, idarenin inisiyatifine bırakıldı
Kabul edilen teklife göre, Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilmelerinin ardından pasaport tahdidine maruz kalanlar için de düzenleme yer aldı.
Buna göre, OHAL döneminde çıkartılan KHK'lerle pasaportları iptal edilenlere, haklarındaki idari veya adil işlemler lehine sonuçlanmışsa pasaportları iade edilecek.
Pasaportları iptal edilenler veya pasaport talepleri reddedilenlere, “belirli koşulların bulunması durumunda kolluk birimlerince yapılacak araştırma sonucuna göre” İçişleri Bakanlığınca pasaportları verilebilecek.
Ancak haklarında aynı nedenlerden dolayı devam eden herhangi bir idari, adli soruşturma, kovuşturma bulunmaması, kovuşturmaya yer olmadığına, beraatına, ceza verilmesine yer olmadığına, davanın reddine veya düşmesine karar verilmesi, mahkumiyet kararında cezasının tümüyle infaz edilmesi veya ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi şartları aranacak.
Yani pasaport alabilmek için polisin "araştırmasından" geçmek veya savcının hakkınızda bir soruşturma açmamış olması gerekecek. Sözüer bu düzenlemeyle ilgili de “Beraat edenin pasaport almasına idarenin karar vermesi ve Savcıların da hakim gibi hüküm kurması Anayasaya aykırıdır” yorumunu yaptı. (AS)