Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Tekirdağ, Çorlu'da 8 Temmuz 2018'de meydana gelen ve 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı olayla ilgili açılan davanın ilk duruşması bugün Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme heyeti, duruşma öncesi yakınlarını kaybedenlere düzenlenen saldırılarla ilgili “heyetin kanunsuz emir sonucu verdiği talimatla yapıldığı” iddiası üzerine dosyadan çekilme kararı aldı. Çağdaş Hukukçular Derneği'nin açıklamasına göre, dosya değerlendirilmesi için Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
“Yüzlerce aile yaklaşık bir yıldır bu günü bekliyordu”
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gökmen Yeşil bianet’e yaptığı açıklamada, heyetin çekilme kararının beklenmedik olduğunu, yaklaşık bir yıldır dertlerini anlatmak üzere bugünü bekleyen aileler için olumsuz olduğunu ifade etti.
Avukat Yeşil, bugün yaşananları şöyle anlattı:
“Duruşma öncesinde uzun süre insanları salonun önünde beklettiler. Beklettikleri koridorda klimalar kapalıydı, tek tek kimlik kontrolüyle almak istediler. Tepkiler sonucu kapılar açıldı ama dışarıda da aileler kaldı. Biz içeri girdik ama heyet henüz gelmemişti bu sırada. Kapılar açılıp insanlar içeri alındıktan sonra yaklaşık bir saat de heyet beklendi.
“6 yaşındaki oğlu ölen Ahmet Can, anne ve babasını kaybetmiş olan İsmail Kartal salonun dışında kaldı. Darp durumu gerçekleşti. Kapıya yüklenildi ve kapı kırıldı. Biz salonun dışına çıkınca polisler bizi darp etmeye başladı, aileler de darp edildi. Esra Kartal baygınlık geçirdi, arbedede ezildi, avukatlar darp edildi. 18 yaşındaki oğlu Serhat’ı kaybetmiş olan Hüseyin Şahin darp edildi.
“Bir süre sonra bütün aileler girdi içeri. Sonrasında bu darp konusuyla ilgili, kim talimat verdiyse suç duyurusunda bulunuyoruz dedik. Heyet de ‘Talimatı bizim verdiğimiz düşünülüyorsa dosyadan çekiliyoruz’ dedi, dosyayı karar verilmesi üzerine Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiler.
“Dosyadan çekilmeleri beklemediğimiz bir karardı. Yüzlerce aile yaklaşık bir yıldır bu günü bekliyordu. İlk kez çıkıp dertlerini anlatacaklardı. Heyet bu duruşmayı kaldıramadı, tecrübesizdi. Ailelerin bu talebine eziyetle karşılık verdi. Yürütemediler dosyayı… Aileler açısından olumsuz bir karar oldu.”
Oğuz Arda Sel'in annesi Mısra Öz Sel duruşma sonrası fenalık geçirdi. Ailelerin isyanı adliye önünde sürüyor. #CorluTrenKatliamı pic.twitter.com/LT1BVDJNYQ
— Rıfat Doğan (@RifatDogann) 3 Temmuz 2019
“Dışarıda kalan aileleri, biz avukatları darp ettiler”
Duruşma öncesi yakınlarını kaybedenler ile duruşmayı izlemek isteyenlerin hepsi salona giremedi, salon önünde arbede yaşandı. Kapıdaki polisler bazı yakınları darp etti. Avukatların araya girmesiyle kapıda kalanlar da içeri girdi.
Duruşma kimlik tespitleriyle saat 11.00 civarında başladı.
Sanıkların kimlik tespitleri öncesinde hayatını kaybedenlerin yakınlarının avukatları, duruşma öncesinde yaşanılanlara ilişkin beyanlarını sundu.
Avukat Mürsel Ünder, “Mağdur müşteki sayısının fazlalığı, dosyanın toplumsal mahiyeti sebebi ile duruşmanın kalabalık olacağını size defalarca söyledik, kabul etmediniz. Bu katliamda yakınlarını kaybeden ailelere konferans salonunun tahsis edilmiş olmasını lütuf olarak algılayamayız” dedi.
“Sizin yetkinizde olmasa da bilmeniz gerekiyor, sabah 9 itibariyle buraya bir yürüyüş yaparak gelmek istedik. Yakınlarını kaybedenlerin aileleri, yürüyüş boyunca polis tarafından suçlu muamelesi gördü. Adalet istedikleri için. Herkesin elini kolunu sallayarak girebildiği adliyenin bahçesine bile giremedik, üzerimize güvenlik diye demir kapıları çektiler. Konferans salonunun kapısına geldiğimizde, daha açılmamış duruşma için kim olduğu belli olmayan birileri kimlik tespiti yapıp salona bu şekilde almaya çalıştı. Yine güvenlik gerekçesi ile…
“Nihayet bir kısmımız içeri girdikten sonra, yine siz daha duruşmayı açmadan ve duruşma hakkında bir kapalılık kararı verilmeden salonun kapıları kitlendi. İçeridekiler İçin hürriyeti tahdit suçunu işlediniz.
“Dışarıda kalan aileleri, biz avukatları darp ettiler. Görmediniz. Anlatıyoruz. Müvekkillerimiz de anlatacaklar. Bundan sorumlu olanlar hakkında şu anda size ve cumhuriyet savcısına suç duyurusunda bulunuyoruz. Bu sizin göreviniz kapsamındadır.
Avukat Ünder sözlerini, “Müvekkillerimize de dışarıda uğradıkları darba dair beyanda bulunmaları için söz verilmesini talep ediyoruz” diyerek bitirdi.
Avukat Can Atalay ve Ünder’in suç duyurusunda bulunulması talepleri reddedildi.
Yalnızca duruşma salonunda bulunan silahlı polislerin çıkarılması talebi kabul edildi. Silahlı polisler dışarıya çıkarıldı.
Cumhuriyet savcısı, duruşma öncesinde yaşanılanlara dair “emri aşan orantısız güç uygulayan görevliler hakkında gereğinin yapılması İçin Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması” yönünde mütalaa verdi.
Mahkeme heyeti, duruşma öncesinde yaşanan saldırılar ile alakalı “heyetimizin talimatı ile yapıldığı iddia ediliyor” diyerek dosyadan çekilme kararı verdi. Duruşmaya son verildi. Dosya, mahkeme heyetinin çekilme kararının değerlendirilmesi için Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
Kızkardeşini, iki yeğenini ve kızını kaybeden Zeliha Bilgin bugünkü duruşmaya yanında o gün kızından kendisine kalan parçalanmış kot pantolon ile geldi. Fotoğraf: Melda Onur
TIKLAYIN - Çorlu Davasında Ailelerin Talebi: Kimse Yargıdan Kaçırılmasın
Davada dört TCDD çalışanı “Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlamasıyla yargılanıyor.
TIKLAYIN - Makinistlere Takipsizlik, TCDD Çalışanlarına İddianame
Bugünkü duruşma öncesi yakınlarını kaybedenler ile avukatları Çorlu Adliyesine bir yürüyüş gerçekleştirdi.
#CorluTrenKatliamı https://t.co/1r6fwIv3aJ
— Çorlu Tren Katliamı Aileleri (@TrenKatliami) 3 Temmuz 2019
Adliye önündeki basın açıklamasında, “Bunun hesabını soracağız, bunun için buradayız” dediler.
Bürokratlar ve yöneticilere takipsizlik
Cumhuriyet Savcısı Galip Yılmaz Özkurşun, siyasetçiler, bürokratlar, TCDD'nin üst yönetiminde yer alan kişiler ve tren çalışanları için “Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” gerekçesiyle soruşturma yürütüyordu.
Soruşturmada tren şefi Hüseyin Kahraman, makinistler Halil Altınkaya ve Suat Şahin hakkında takipsizlik kararı verildi. Dört TCDD çalışanı hakkında iddianame hazırlanırken, üst yöneticiler hakkında da takipsizlik kararı verildi.
Takipsizlik kararında konuyla ilgili ifadeler şu şekilde kayıtlara geçti:
“Şüpheliler siyasetçiler, bürokratlar ve TCDD'nin üst yönetiminde yer alan kişiler, Halil Altınkaya, Suat Şahin ve Hüseyin Kahraman hakkında tüm mağdur ve müştekilere yönelik atılı suçtan delil yetersizliği nedeniyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına...
“Şüpheliler Turgut Kurt, Celalettin Çabuk, Çetin Yıldırım ve Özkan Polat'ın, mağdur/müştekiler şahıslara yönelik eylemleri nedeniyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına...” (AS)
* Fotoğraf: ÇHD İstanbul Şubesi