Haberin İngilizcesi için tıklayın
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği mahkemede görev yaparken görüş beyan eden Sosyal Hizmet Uzmanı Onur Uçar'a “disiplin hapsi cezası” verilmesi hakkında açıklama yaptı.
Derneğin Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada “Görevinin gereğini yapmak suç değildir” denildi. Bianet’in ulaştığı İzmir Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Başkanı Hülya Bilgin de mahkemenin tavrının sadece sosyal hizmet uzmanlarına değil, çocuğa da zarar verdiğini söyledi.
Suçu: Kapalı duruşma istemek
Onur Uçar İzmir Adliyesi 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada görevlendirilmişti. Uçar’ın görevi cinsel istismara maruz kalan zihinsel engelli çocuğun mahkemede sağlıklı biçimde dinlenilmesini sağlamaktı. Uçar’ın uzmanlığı mahkeme tarafından talep edilmişti.
Onur Uçar duruşma öncesi mağdur Ş. M. ile görüşmesinin ardından çocuğun olaydan çok etkilenmiş olduğu kanaatine vardı. Çocuğun avukatı ile birlikte kapalı duruşma yapılmasını, sanık ve ailesinin huzurunda dinlenmemesi gerektiğine karar verdi.
Mahkemeye bu görüşünü ileten Onur Uçar, hakim tarafından duruşma disiplinini bozmak gerekçesiyle dört gün müddetle disiplin hapsiyle cezalandırıldı, itiraz üzerine karar bozuldu.
Disiplin hapsi nedir?5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun tanımları açıklayan 2. Maddesi’nde disiplin hapsi şöyle tanımlanıyor; l) Disiplin hapsi: Kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, önödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi, |
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği: “Takipçisi olacağız”
"Görevinin gereğini yapmak suç değildir" denilen açıklamada, çocuğa özgü adalet ilkelerine uymanın herkes için zorunluluk olduğu belirtildi:
"Mahkemede görevlendirilen uzman, yalnızca mahkemede şeklen bulunmamakta, çocuğun örselenmesini en aza indirgeyecek tedbirlerin alınması için mahkemeyi uyarması, görevinin bir gereğidir.
"Yasal yollara başvurma haklarımız saklı kalmak üzere, meslektaşımızın yanında olduğumuzu, olayın takipçisi olacağımızı, bu olayı kınadığımızı kamu oyuyla paylaşıyor, başta Hakimler Savcılar Kurulu olmak üzere TBMM Adalet Komisyonu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Adalet Bakanlığı, Mağdur Hakları Daire Başkanlığı ve ilgili tüm kuruluşlardan olayın soruşturulmasını talep ediyoruz."
Hülya Bilgin: "Mesleğimize verilen uluslararası bir yetki"
bianet'e konuşan İzmir Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Başkanı Hülya Bilgin ise sosyal hizmet uzmanının adliyenin görevli personeli ve devlet memuru olarak adliyenin meslek elemanı olduğunu belirterek mesleklerine verilen uluslararası yetkiyi hatırlatarak şöyle dedi:
"Çocukların, yaşlıların, dezavantajlı kişilerin sesi ve savunuculuğu bizim meslekî misyonumuzdur. Hakim bey, 'Konuşmaya hakkın yok' demiş. Bu hakkı bize o tanımıyor, Türkiye hukuku tanımıyor. Bu, bizim mesleğimize verilen uluslararası bir yetki. Meslekî yetkimizi kullanıyoruz.
"Uzmanın, çocukla görüşüp hakime bir rapor sunması gerekir. Uzman, 'Çocukla görüştükten sonra rapor sunayım size' diyor hakime. Ancak hakim, kişisel, keyfi bir tavırla meslektaşımızın konuşmasına izin vermiyor ve azarlıyor. Sadece meslektaşımıza değil, çocuğa da zarar veriyor bu durum. "
Ne olmuştu?
12 Şubat 2019'da İzmir Adliyesi 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde cinsel istismara maruz kalan zihinsel engelli Ş.M'nin duruşması sırasında dinlenebilmesi için mahkeme personelince sosyal hizmet uzmanı talep edilmişti. Görevlendirilen sosyal hizmet uzmanı Onur Uçar duruşma öncesi mağdur Ş.M. ile görüşmesinin ardından çocuğun olaydan çok etkilenmiş olduğu kanaatine varmış ve çocuğun avukatı ile birlikte kapalı duruşma yapılmasını, sanık ve ailesinin huzurunda dinlenmemesi gerektiğine karar vermişti.
Hakimin Uçar'a, "Uzmanın görevi bu konuda fikir söylemek değil" denilerek "duruşmanın düzen ve disiplinini bozması, duruşmayı yapılamaz hale getirdiği" iddiasıyla "Dört gün müddetle disiplin hapsi ile cezalandırılmasına" karar vermişti. Karar, itiraz üzerine, 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından "hukuka aykırı" bulunarak bozuldu.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ne diyor?
Yazılı açıklamada ayrıca Çocuk Koruma Kanunu hatırlatıldı:
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ve buna bağlı yönetmeliklerde, sosyal çalışma görevlilerinin ve dolayısıyla sosyal hizmet uzmanlarının görev tanımları yapılmış olup, "çocuğun üstün yararı" ilkesi gereğince görevlerini yerine getirmektedirler.
Yine Ceza Muhakemesi Kanunun 52. ve 236/3 maddeleri gereği mağdur çocukların tanık olarak beyan vermeleri sırasında yanlarında bir uzmanın bulundurulması zorunludur. Mağdur ve tanık çocukların;
- Tam ve doğru şekilde bilgilendirilmeleri,
- Güvenliklerinin sağlanması,
- Gizliliğe önem verilmesi,
- Gerektiğinde tıbbi ve psikolojik destek almalarının sağlanması,
- Beyanın en az örseleyecek biçimde ve özel koşullarda alınması
- Yüksek yararlarının ve esenliklerinin korunması açısından çok önemlidir.
(AÖ)