Haberin Kürtçesi için tıklayın
İstanbul Tabip Odası (İTO) Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ortak yaptıkları basın toplantısında 'Açlık Grevlerini İzleme Komisyonu'nu kurduklarını açıkladı.
Beyoğlu'ndaki İHD İstanbul Şubesi'nde yapılan basın açıklamasına İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, SES Anadolu Şubesi Başkanı Erdal Güzel, TİHV'den Ayşe Çetintaş ve İTO Yönetim Kurulu üyesi Murat Ekmen katıldı.
Basın açıklamasında konuşan Gülseren Yoleri, kurdukları komisyonla hem açlık grevlerini izleme faaliyeti hem de bu bağlamda hapishanelerin ziyareti sırasında elde ettikleri verileri raporlama faaliyeti yapacaklarını açıkladı.
Yoleri: Açlık Grevindeki mahpusların sosyal hakları engelleniyor
Açlık grevi yapan mahpusların haklarının engellendiğini belirten Yoleri şöyle konuştu:
"Açlık grevine başlayan mahpusların sosyal hakları engelleniyor hatta kendilerine bu nedenle disiplin cezaları veriliyor, ziyaret ya da mektuplaşma yasağı getiriliyor. Aynı zamanda hapishanelerdeki sosyal aktivitelerin engellenmesi de söz konusu. Bu dönemde özellikle havalandırmaya çıkarılma sürelerinin kısıtlandığına tanıklık ediyoruz.
"Açlık grevindekilerin daha iyi, daha sakin koşullara ihtiyacı olmasına rağmen yasal haklarında kısıtlamalara gidiliyor. Bazı mahpusların özellikle tek kişilik hücrelere alındığı bilgisi bize rapor ediliyor.
"Ceza İnfaz Kanunu çiğneniyor"
"Tecritin bir işkence olduğuna dair İHD'nin raporları ve söylemleri 1997'den beri mevcut. Dünyada yapılan birçok araştırma ve uygulamanın sonuçlarından yararlanarak ve buradaki hapishanelerde yaşanan sorunlar üzerinden tecritin bir işkence olduğunu daha önce defalarca söylemiştik. Şimdi de hapishaneler Ceza İnfaz Kanunu'nu çiğneyen uygulamaları bize dayatmış durumda."
Açlık grevlerinin sadece Leyla Güven ve devamında başlayan grevler olarak dar bir alana sıkıştırılmasının doğru olmadığını belirten Yoleri, Eren Erdem ve Selçuk Kozağaçlı'nın açlık grevlerini hatırlattı.
"Hukuksuzluk ve adaletsizliğin yarattığı çözümsüzlük duygusunun mahpuslarda açlık grevi yapan kişi sayısını giderek artıracağına dair bize veri sunan bir tabloyla karşı karşıyayız."
Yoleri ayrıca cezaevlerindeki tecrit uygulamalarına son verilmesi taleplerini yeniledi.
Ekmen: Açlık grevine girenlerin sayısının 300'e yaklaştı
Yoleri'nin konuşmasının ardından ortak basın açıklamasını okuyan Murat Ekmen açlık grevlerine yönelik tıbbi, etik ve hukuki sorunların kaygı verici olduğunu söyledi ve cezaevlerinde süresiz dönüşümsüz açlık grevine girenlerin sayısının 300'e yaklaştığını kaydetti.
Açlık grevinde amacın ölüm değil, kısıtlanmış koşullarda olanların taleplerini dile getirdiği bir protesto yöntemi olduğunu söyleyen Ekmen Adalet Bakanlığınca taleplerinin karşılanmasını istedi. Ekmen şu talepleri sıraladı:
*Açlık grevinde bulunan mahpusların ulusal ve uluslararası etik ilkelere uygun şekilde, düzenli sağlık kontrollerinin yapılması ve bağımsız hekimlerin cezaevlerinde muayene yapmalarının sağlanması,
*Sakatlıkların önlenmesi için mahpuslara mutlaka su, tuz, şeker ve karbonata ek olarak B1 vitamini temin edilmesi veya B1 içeren B vitamin kompleksi tabletlerin tam doz verilmesi,
*Açlık grevlerinin olası ölüm ve geriye dönüşsüz sakatlıklar yaşanmadan önce sona ermesi için gerekli insani duyarlılığın gösterilmesini ve demokratik yollarla çözüme ulaşması (HA)