Haberin İngilizcesi için tıklayın
Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB) avukatı Can Tombul’un tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması bugün İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme heyeti, “dosyada tanık olarak ifadesi bulunan şahsın adres tespiti yapılamadığından dinlenemediği ve sanık hakkında kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu” gerekçeleriyle tutukluluğa devam kararı vererek duruşmayı 5 Şubat 2019’a bıraktı.
Tombul’un avukatlarının, mahkeme hakkında yetkisizlik kararı verilmesi ve Avukatlık Kanunu 28. madde gereğince Adalet Bakanlığı’ndan izin alınması ve cevap gelene kadar yargılamanın durdurulması talepleri ise reddedildi.
“Örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklanan Can Tombul 3 Ağustos’tan beri Silivri Cezaevi’nde.
Yetkisizlik talebi: “Ankara ya da Urfa’da görülmeli”
Bugünkü duruşmayı izleyenler arasında çok sayıda avukatın yanı sıra, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi adına Ahmet Ayva ve İstanbul Barosu’ndan gözlemci avukatlar yer aldı.
Sorguya geçilmeden önce söz alan avukat Keleş Öztürk, dosyada Can Uyanık isimli bir kişinin Urfa emniyetinde Tombul aleyhine tanıklık yaptığını ifade etti ve “Uyanık’ın iddiasına göre meslektaşım Can Tombul Suriye’de silah eğitimi almış” dedi.
Tanık ifadesini Urfa Emniyetinin aldığını belirten Öztürk, Tombul hakkında Ankara’da Ocak 2018’de başlayan bir soruşturmanın sürdüğünü, bu nedenle tanık beyanının Ankara’ya gönderildiğini söyledi.
Öztürk tanık beyanı sonrasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Tombul hakkında gözaltı kararı vermediğini, bu nedenle talep edilmesi üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetkisizlik kararı vererek mevcut delilleri İstanbul’a gönderdiğini ifade etti.
Davanın soruşturmanın başladığı Ankara’da ya da dosyada tanık olan şahsın beyanının alındığı Urfa’da devam etmesi gerektiğini söyleyen Öztürk, mahkemenin yetkisizlik kararı vermesini istedi.
Savcı, yetkisizlik kararının reddini istedi. Heyet ara kararında yetkisizlik kararı verilmesi talebini reddetti.
Bakanlıktan izin talebi: “Mesleki faaliyetleriyle burada”
Ardından Serhat Çakmak, “Müvekkile isnat edilen suç ‘örgüt üyeliği’ de olsa mesleki faaliyetlerinden dolayı buradadır” dedi.
Bu nedenle Avukatlık Kanunu 28. madde gereğince Adalet Bakanlığı’ndan izin alınması gerektiğini, cevap gelene kadar dosyada durma kararı verilmesi gerektiğini söyledi.
Savcı talebin reddini istedi. Heyet bu talebi de reddetti.
“Urfa Emniyeti beni çoktan örgüt listesine almış”
Savunmasına meslek hayatı boyunca gözaltında kayıplara, işkenceye, cezaevinde hak ihlallerine karşı mücadele ettiğini söyleyerek başlayan Tombul, iddianamede anlatılan olaylara ilişkin “Bahsedilen eylemlerin hepsinde ben görevimi yaptım” dedi.
Dosyadaki Can Uyanık isimli kişinin tanıklığına ilişkin şöyle konuştu:
“Şanlıurfa emniyet görevlileriyle dava yoluyla husumetim var. Suruç katliamı nedeniyle kendilerine açtığım davalar mevcut. Şehre her giriş çıkışımda takip edildim. Özel olarak çevrildim. Bu dosyadan öğrendim ki Şanlıurfa Emniyeti beni çoktan örgüt üyeliği listesine almış. Şahsın ifadesi alınmadan iki gün önce içinde benim de fotoğrafımın olduğu fotoğraflar tespit ettirilmiştir. Dosyadaki tespit işlemi hukuk dışıdır. Tanık yönlendirilmiştir. Bu nedenle beyanlarına inanılmaması gerekir.”
Telefonuna ait HTS kayıtlarının da dosyada delil olduğunu söyleyen Tombul, telefonunun kapalı olmasının delil olamayacağını söyledi:
“İki katliama şahitlik ettim. Bu sürede hayatımı normalleştirmeye çalıştım.
“Bir kahve falı ne kadar delil olursa telefonun kapalı olduğu süreye ilişkin HTS kayıtları da o kadar delildir. Her telefonu kapalı olan Suriye’de midir, diye sormak zorundayım o zaman.”
“Bu dosyada çok fazla hukuksuzluk ve usulsüzlük var. Temiz olan tek şey benim. Amacımız adalete ulaşmak ise tahliyemi talep ediyorum.”
“Ailem evden kaçmamla ilgili şikayet etmiş”
Tombul’un savunmasının ardından söz alan avukat Keleş Öztürk, Tombul hakkında Ankara’da açılan soruşturmanın Hasret Korucu isimli kişinin ailesinin ifadesi nedeniyle başladığını belirterek Hasret Korucu’nun tanık olarak dinlenmesini istedi.
Heyetin kabulüyle dinlenen tanık Hasret Korucu, Can Tombul’u kendisine avukatlık ettiği bir davadan tanıdığını söyledi. Ailesinin evden kaçmasıyla ilgili Tombul’u şikayet ettiğini öğrendiğini söyledi.
Ancak ifade vermek için emniyete gittiği sırada Ankara Kızılay’da kendilerine Kamu Güvenlik Timi denilen kişiler tarafından kaçırıldığını ifade etti.
“Telefonu kapalıyken bizzat görüştük”
Korucu’nun ardından Can Tombul’un Ankara’daki büro ortağı avukat Umut Açar’ın tanık olarak dinlendi.
Açar, Tombul’un telefonunun kapalı olduğu dönemde Ankara’da olduğunu ve kendisiyle görüştüğünü belirterek şöyle konuştu:
“Can iki katliama şahitlik etmişti. O dönem işlerden uzaklaşmak istediğini, ilgilenemediğini ve yorgun olduğunu söyleyerek benden bazı dosyalarını takip etmemi istedi. Telefonunu daha önce de kapatırdı.
“Zaten o süre içerisinde büroya gelip gitmeye devam etti. Bazen yeni dosyalara getiriyordu, bazen diğer dosyalarını kontrol ediyordu. 10 ya da 11 Ocak’ta da doğum günüm vesilesiyle görüştüğümüze eminim.”
Ne olmuştu?
Tombul 31 Temmuz’da Kadıköy’de gözaltına alındı. Dört gün gözaltında tutulduktan sonra İstanbul Adliyesi’nde sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliğince “kaçma şüphesi olduğu” gerekçesiyle tutuklandı.
Tombul, Ocak 2018’de de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınmış, yedi gün gözaltında tutulmuş ve savcılık ifadesi sonrasında adli kontrolle serbest bırakılmıştı.
16 sayfalık iddianamede Tombul’a yöneltilen suçlamaların nedeni 2013 ve 2015 yıllarında katılmış olduğu iki cenaze töreni, bir basın açıklaması ve bir tanık beyanı olarak ifade ediliyor. (TP)