* Fotoğraf: Ahmet Bolat – İstanbul / AA
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Uluslararası Af Örgütü ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), kayıp gazeteci Cemal Kaşıkçı’yla ilgili ortak yazılı açıklama yayınladı.
Açıklamada, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler'den (BM) Cemal Kaşıkçı olayıyla ilgili soruşturma talep etmesi gerektiğini belirttiler.
Bu soruşturmayla, Kaşıkçı’nın zorla kaybedilmesinde ve öldürülmüş olma olasılığında Suudi Arabistan’ın nasıl bir rol oynadığının ortaya çıkarması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, olayla bağlantılı bütün eylemlerin emredilmesi, planlanması ve uygulanmasında sorumluluğu bulunan herkesin tespit edilmesi gerektiği ifade edildi.
“Deneyimli ve kıdemli bir cezai soruşturma memuru”
Açıklamada, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in soruşturma ekibine başkanlık etmesi için uluslararası soruşturmalarda deneyimli ve kıdemli bir cezai soruşturma memurunu görevlendirmesi talep edildi.
Genel Sekreterin, soruşturma tamamlandığında tüm bulguların yanı sıra bir sonraki adımda neler yapılması gerektiğine ilişkin kendi tavsiyelerini de içeren kamuya açık bir rapor yayınlaması gerektiği belirtildi.
Dört örgütün ortak açıklamasında, Türkiye, Suudi Arabistan ve diğer BM üyesi ülkelerin, Kaşıkçı’nın başına ne geldiğinin ortaya çıkarılmasında BM’ye gerekli erişim imkanı ve desteği sağlamak için işbirliği yapmasının önemi vurgulandı.
Daha önce benzer bir BM soruşturması 2008’de Pakistan’ın eski Başbakanı Benazir Butto’nun öldürülmesiyle ilgili yürütülmüştü. Soruşturmada, Pakistan yetkililerinin Butto’nun öldürülmesiyle ilgili olayları örtbas etmeye çalıştığı sonucuna ulaşılmıştı.
“Güvenilir, tarafsız, bağımsız bir soruşturma”
“Türkiye, BM’den zaman kaybetmeden güvenilir ve şeffaf bir soruşturma başlatmasını istemelidir” diyen Gazetecileri Koruma Komitesi Direktörü Robert Mahoney, sözlerini şöyle sürdürdü:
“BM’nin rol üstlenmesi, Suudilerin olayı örtbas etmesini veya diğer hükümetlerin Riyad’la kazançlı iş bağlantılarını korumak için konuyu hasıraltı etmesini engelleyecek en önemli güvencedir.”
Sınır Tanımayan Gazeteciler Genel Sekreteri Christophe Deloire de şu açıklamayı yaptı:
“Bu durum, gerçeği ortaya çıkarmak ve Cemal Kaşıkçı adına adaleti sağlamak için tarafsız ve bağımsız bir soruşturmanın şart olduğunu açıkça ortaya koyuyor. BM, gazetecilere yönelik işlenen suçların cezasız kalmaması için samimi bir şekilde harekete geçecekse, en azından bu soruşturmayı yürüterek, söz konusu şoke edici ve korkunç davaya tamamen müdahil olmalıdır.”
“Suudi Arabistan’ın açıklamaları yeterli değil”
İnsan Hakları İzleme Örgütü BM Direktörü Louis Charbonneau da konu hakkında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Kaşıkçı’nın başına ne geldiğiyle ilgili gerçeği eksiksiz biçimde öğrenmek, Cemal Kaşıkçı’nın ailesinin ve tüm dünyanın hakkı. Olayla ilgisi olduğundan şüphe edilen Suudi Arabistan’ın yaptığı kısmi açıklamalar ve tek taraflı soruşturmalar yeterli değil. Yalnızca BM Kaşıkçı’nın zorla kaybedilmesinin arkasındaki aklı ortaya çıkarmak ve bu kişilerden hesap sormak için gerekli güvenilirlik ve bağımsızlığa sahiptir.”
“İlgileri yoksa kazançlı çıkarlar”
Uluslararası Af Örgütü’nün New York’ta bulunan BM Ofisi Başkanı Sherine Tadros da “Suudi Arabistan hükümetinin Cemal Kaşıkçı’nın akıbetiyle bir ilgisi yoksa, tarafsız bir BM soruşturmasının neler olduğunu ortaya çıkarmasından kazançlı çıkar. Güvenilir bir BM soruşturması yapılmadıkça, Suudi Arabistan liderleri Kaşıkçı’nın öldürülmesini geçiştirmek için ne söylerse söylesin ülkenin üzerinde daima şüphe bulutları dolaşacak” değerlendirmesinde bulundu.
Suudi Arabistan'daki durum |
HRW’nin verdiği bilgiye göre, Suudi yetkililer Muhammed bin Salman’ın 2017 Haziranında veliaht prens olmasının ardından, ülkedeki muhalif seslere yönelik baskılarını tırmandırdı. “Bu tırmanışa, insan haklarının korunması ve savunulması yönünde barışçıl ifadeler de dahil olmak üzere, muhalefetin sistematik bir şekilde sindirilmesi damga vurdu. Aralarında din insanlarının, gazetecilerin, akademisyenlerin de bulunduğu insan hakları savunucularının ve muhalif seslerin neredeyse tamamı, son dönemdeki tutuklamalarda hedef alındılar. Gazetecileri Koruma Komitesi’nin araştırmasına göre de “Kaşıkçı’nın kaybedilmesi öncesinde, yolsuzluk, kadın hakları ve benzeri duyarlı konularda haber yapan gazeteciler, bir yıl boyunca tutuklamaların hedefindeydi.” “Bu gazetecilerin birçoğu kendilerine herhangi bir suç isnat edilmeksizin, nerede olduğu açıklanmayan yerlerde tutuluyorlar.” “Aralarında Loujain el Hathloul, İman El-Nafian ve Azize el Yusuf’un da bulunduğu tanınmış kadın hakları savunucuları keyfi olarak gözaltına altına alındı, herhangi bir suç isnat edilmeksizin, aylarca hapiste tutuldular. Bu kadın aktivistler gibi çok sayıda kişi, terörle mücadele mahkemesinde görülecek adil olmayan davaların ardından, ifade, örgütlenme veya toplanma haklarını kullandıkları için uzun hapis cezaları veya ölüm cezası alabilirler.” |
Ne olmuştu? |
Cemal Kaşıkçı’dan, konsolosluğa girdiği 2 Ekim, saat 13.00’ten beri haber alınamıyor. Kaşıkçı'ya konsolosluğa ilk başvuru yaptığı 28 Eylül'de “Evrakların hazır değil” denmiş, 2 Ekim’de gelmesi istenmişti. TIKLAYIN – Cemal Kaşıkçı’nın Son Görüntüsü Yayınlandı Kaşıkçı’nın konsolosluğa giriş görüntüleri de Washington Post gazetesince yayınlandı. Çıktığına dair ise herhangi bir görüntü yok. Ancak aynı gün Suudi Arabistan’dan gelen dokuz kişinin, olayla bağlantılı olduğu iddia edildi. Reuters ve Türkiye’den gazetecilerin yanı sıra, Türk Arap Medya Derneği Başkanı Turan Kışlakçı da Kaşıkçı’nın öldürüldüğünü ve cesedinin konsolosluktan çıkarıldığını iddia etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, kayıp gazeteci Cemal Kaşıkçı soruşturmasında Suudi Arabistan Başkonsolosluğundaki adli işlemleri yürütmek üzere bir başsavcı vekili ve bir cumhuriyet savcısı görevlendirdi. |
(AS)