* Fotoğraf: Hrant Dink Vakfı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Sevgili Dostlar, Değerli Misafirler
Harkeli Hürer, Sireli Paregamner
Heval û hogirên me, hûn hemû bi xêr hatin!
Bugün Çutağımın 64. doğum günü. Onun yaşamını, mücadelesini ve benzer mücadeleleri kutlamak için onun adıyla verdiğimiz ödül gecesinin onuncusuna hepiniz hoşgeldiniz.
Sevgili Dostlar,
Uzun zamandır uyanmak istediğim kötü bir rüyada gibiyim. Keşke bu olan biten her şey, 19 Ocak 2007’de olanlar ve sonrasında yaşananlar sadece kötü bir rüya olsaydı. Ülkemizin gerginliği, belirsizliği akıllara durgunluk veriyor. Kırgınlık, şaşkınlık, bıkkınlık, mutsuzluk ve uyku hali üzerimize egemen. Gelinen noktaya akıl sır erdirilemiyor.
Kutsal kitapta dediği gibi kötülüğe seğirten ayakların, yalan soluyan yalancı tanıkların olmadığı bir diyara uyanmak istiyorum[1]. Kardeşler arasında çekişme yaratan kişilerin olmadığı bir dünyaya ve Türkiye’ye uyanmak istiyorum.
Uyanmak istiyorum bu kötü rüyadan. Ülkemde, Cumartesi annelerinin hepsinden özür dilenmiş, bütün gözaltındaki kayıpların akıbetinin açıklanmış olduğu ve Galatasaray meydanına sadece anmak için binler yüzbinler tarafından karanfillerin bırakıldığı güne uyanmak istiyorum. Bir daha olmamak üzere, her şeyin şeffaf, açık yürütüldüğü bir devlet yapısına uyanmak istiyorum.
Bugün aramızda olmayı her şeyden çok arzu edecek birçok arkadaşımız, dostumuz ya yurtdışında ya da hapishanelerde. Öte yandan, 80’lerin, 90’ların failleri kendilerine yeni düzende yer açma yarışında. İnsanların farklı fikirleri ifade etmekten veya duymaktan korkmadığı, demokrasi, barış, yakın ve uzak geçmişiyle yüzleşme umutlarının tekrar yeşerdiği bir güne uyanmak istiyorum. Haksızlığın olmadığı hakaretin, gururlu gözlerin, suçsuz kanı döken ellerin olmadığı, yalancı dillerin, düzenbaz yüreklerin olmadığı bir güne uyanmak istiyorum.
Bu uykudan uyanmak istiyorum. Adaletin geldiği bir Türkiye’ye, cinayetlerin olmadığı, tacizlerin tecavüzlerin olmadığı bir Türkiye’ye uyanmak istiyorum. “Bir daha asla!” diyen bir Türkiye’ye uyanmak istiyorum.
Hrant onca tehditlere rağmen umutluydu, hatta arkadaşlarını ve ülkesini demokrasi mücadelesinde yalnız bırakıp hazır cennetlere gitme düşüncesi bile zulümdü kendisi için. Ondan aldığımız mirasın en büyük bölümü, bu topluma inanmak. Bu toplumun ve tüm insanlığın daha iyisini yapabileceğine inanmak.
Keşke bu kâbustan tek çıkış yolunun bir arada yaşamak olduğunu anlasak… Keşke devletlerin gerçek ve ortak amacı öldürmek değil yaşatmak olsa... Keşke herkes yaşamın her şeyden üstün olduğunu anlayarak yaşasa…
Sevgili Dostlar,
Bu gece yine çok değerli isimleri tanıyacağız. Bize ve dünyaya, umutla “devam!” dedirtecek, cesur, kararlı, risklere rağmen adalet ve özgürlük istemekten vazgeçmeyen isimler. Dirençli duruşları ile hayranlık uyandıracak ödül sahiplerine, ışıklara ve dünyanın dört bucağındaki bilip bilmediğimiz bu yönde mücadele edenlere sevgi ve selamlarımızı yolluyoruz. (EKN)
TIKLAYIN - 2018 Hrant Dink Ödülü Murat Çelikkan ve Mwatana İnsan Hakları Örgütü'ne Verildi
TIKLAYIN - Hrant Dink Ödül Töreni: Radya el-Mutavakel’in Konuşması
TIKLAYIN - Hrant Dink Ödül Töreni: Murat Çelikkan’ın Konuşması
[1] (Sül. Özdeyisleri 6:16-19)