Cumartesi Anneleri/İnsanları, 701. haftada da Galatasaray'da olacaklarını duyurdukları toplantıda 700. hafta etkinliğini yasaklanması, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kayıp yakınlarını hedef alan açıklamalarına yanıt verdi.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısında söz alan kayıp yakınları neden Galatasaray Meydanı'nda olduklarını, yakınlarının nasıl kaybedildiğini, hukuki süreci ve taleplerini anlattı.
19 Ekim 1995'te gözaltına alınıp kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun'un yaptığı konuşmasını aynen yayımlıyoruz.
Ben de gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşiyim.
Hanife Anne’nin söylediği gibi bazı kayıpların nasıl kaybedildiğini kimse bilmiyor, bazı hikayeler de apaçık ortada. Benim eşim de çocukların gözü önünde, kapının önünde zorla kaçırıldı. Zorla, hani o meşhur arabaları vardır beyaz arabaları, Torosları… Şu an gerçi başka bir şeyler kullanıyorlar, onları da gördük geçen hafta. Diyarbakır’da dolaşan, biz yaptığımız eylemler de onları da gördük, nasıl meydanlarda volta atıyorlar, onları da bize gösterdiler.
O arabayla eşimi kapının önünden gözaltına aldılar ve zorla kaçırdılar çocukların gözü önünde… Arabaya bindirmek istediler, eşim binmek istemedi. Ve zorla bizlerin gözü önünde kaçırıldı ve götürüldü.
Evet Hanife Anne kendi eliyle teslim etti, biz de kendi gözümüzle gördük. Arabalarının plakasını aldığımız halde, arabanın peşine düştüğüm halde kaçırıldı, götürüldü. Devletin resmi kayıtlarında, her yerde şunu söylediler: “Evet, biz yeterince şeyi yapmadık ve özür diliyoruz.”
Evet, ben onların özrünü de kabul etmiyorum. Ben şunu söylüyorum: 23 yıldır Galatasaray’da haykırıyoruz, biz haklıyız. Sessiz oturma eylemimizin 700üncü haftasını gerçekleştiremedik, çünkü izin verilmedi. 699.'uncu haftasına kadar bizim orada kime zararımız oldu? Sadece her hafta bir kaybın hikayesini ve kayıplarımızın nasıl gözaltına alınıp nasıl kaybedildiğini anlatıp onlara tekrar tekrar hatırlatmak istedik ve hesap sormak istedik.
Ben tekrar şunu söylemek istiyorum: Evet, yine Hanife Anne’nin dediği gibi, onlar bize hesap verene kadar, onlar o gizli arşivlerini açana kadar, bize bir mezar taşı gösterene kadar biz o meydanlarda bu eylemlerimizi, bu sessiz ve haklı eylemlerimizi sürdüreceğiz. Biz haklıyız ve Galatasaray kayıplar için gerçekten çok önemli olduğu için biz orayı bırakmak istemiyoruz.
Onlar, Müslümanlıktan bahsediyorlar, onlar bayramdan bahsediyorlar… Ama bayram haftasında, Cumartesi Anneleri’ne yapılan o saldırıyı şiddetle biz kınıyoruz. Onların vicdanına, onların hiçbir şeyine güvenmiyoruz. Ama biz haklı gücümüzle meydanlarda olmaya devam edeceğiz.
Biz haklıyız, bu hak aramamızdan hiç vazgeçmeyeceğiz; tek bir kayıp kalmayana kadar. Biz bu haklı gücümüzü dünyaya da gösterdik, bu ülkeyi yönetenlerden de hiç korkumuz yok. Onlar utansın, bu analara ettiği lafları ağzımıza almadık bugüne kadar hiç kimse için. Haklı olarak tepkimizi gösterdik ama kimseye hakaret de etmedik. O hakaretlerini de onlara bırakıyoruz.
Bu hafta yine tek bir kayıp kalmayana kadar bu haklı, meşru yerimizi kurmaya devam edeceğiz. (BK)
Toplantıdaki kayıp yakınlarının konuşmalarının tam metni
Hasan Karakoç: Bizi Susturmak Yerine Katilleri Cezalandırın"
Fatma Kırbayır: Adalet İstiyoruz
Ahmet Cihan: Hükümet Kayıplarla İlgili Gerçekleri Açıklamak Zorundadır
Serpil Taşkaya: Kaybedenlerin Yargılanmasını İstiyoruz
Hanım Tosun: Mezar Taşı Gösterene Dek Eylemlerimizi Sürdüreceğiz
Ali Ocak: Kayıpların Akıbetini Sormaya Devam Edeceğiz
Hanife Yıldız: Haklı Davamızın Peşindeyiz
1995'ten beri Galatasaray meydanında mücadeleHakikat Adalet Hafıza Merkezinin verilerine göre, zorla kaybedildiği tespit edilen toplam 1352 kişi var. Bir grup kayıp yakını ve hak savunucusu “kayıplar son bulsun, akıbetleri açıklansın, sorumlular yargılansın” talebiyle 27 Mayıs 1995 cumartesi günü saat 12.00’de İstanbul, İstiklal Caddesi Galatasaray meydanında oturdu. Arada polis müdahaleleri olsa da 169 hafta kesintisiz Galatasaray Lisesi’nin önünde oturuldu. 170. haftada, 15 Ağustos 1998'de başlayan güvenlik güçlerinin saldırısı, 7 ay sürdü . Her cumartesi, yani tam 31 kez, gözaltılar yaşandı. Cumartesi Anneleri/İnsanları 13 Mart 1999'da güvenlik güçlerinin saldırıları nedeniyle belirsiz bir süre Galatasaray oturmalarına ara verdiklerini açıkladılar. Yedi aylık sürede toplam 431 kişi, birkaç saatten beş güne kadar varan sürelerde gözaltında tutuldu, dövüldü, tartaklandı, yerlerde sürüklendi, hakarete uğradı. Bu insanların hep birlikte gözaltında kaldığı süre 932 gün oldu. Toplam 84 günlük iş göremez raporu alındı. Bununla da kalmayıp haklarında, "polise mukavemet"ten, "toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına" muhalefetten davalar açıldı. Hatta, okuma yazma bilmeyen kadınlar gözaltı hücreleri duvarlarına yazı yazmaktan yargılandı. 13 Mart 1999'da süresiz ara verilen Galatasaray oturmaları 31 Ocak 2009’da yeniden başladı. |