“12 Eylül 1980 askeri darbe dönemindeki sıkıyönetimin sona ermesinden tam 30 yıl sonra Türkiye OHAL yönetimini neredeyse kalıcı hale getirdi.”
İnsan Hakları Derneği (İHD) 2017 Yılı İnsan Hakları İhlalleri Raporu’nu bugün açıkladı.
Tamamı 819 sayfa olan raporda, geçen yılın olağanüstü hal (OHAL) altında geçtiği vurgulanırken, “Türkiye’nin insan hakları ekseni kaydı, tek kişi yönetimine dayalı rejim değişikliğine gidildi” değerlendirmesi yapılıyor.
Yaşam hakkı, kişi güvenliği ve özgürlüğü, ifade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, toplantı ve gösteri özgürlüğü, işkence ve kötü muamele yasağı gibi hakların ihlallerini anlatan raporda ayrıca, “gözaltına alınanlar, tutuklananlar ve seyahat hakkı engellenenler” başlığı altında il il operasyonlarla özgürlüğü kısıtlananlar da sıralanıyor. Örgütlenme özgürlüğü, seçme ve seçilme hakkı ile ekonomik ve sosyal hakların ihlalleri de raporda yer aldı.
Hak ihlallerinin giderilmesine yönelik tespitler |
2017 yılıyla ilgili genel bir değerlendirmenin de yer aldığı raporda, ihlallerin giderilmesine yönelik şu talep ve tespitler öne çıktı: * Türkiye OHAL ortamında, fiili başkan yönetimi altında anayasal rejimi değiştirdi. 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilen anayasa değişikliği referandumunun YSK’nın kanuna aykırı kararı ile kabul edildiğinin ilan edilmesi insan hakları ve demokrasi açısından oldukça kötü bir durum yarattı. * Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları sorunu böylesi bir anayasal değişiklik ile çözülemez. Tam tersi Türkiye’nin demokrasinin çoğulculuk, açıklık ve katılımcılığa dayalı parlamenter sistemi yerleştirmesi, kuvvetler ayrılığını güvence altına alması; * Hukukun üstünlüğüne dayalı bir yargı yapılanması gerçekleştirmesi; * Türkiye’de yaşayan farklı etnik ve inanç topluluklarının azınlık haklarını güvence altına alması; * BM ve Avrupa Konseyi’nin temel hak ve özgürlüklerle ilgili sözleşme, beyanname, bildirge ve protokollerinde düzenlenen hakları anayasal güvenceye kavuşturması gerekir. * Türkiye’nin bunları yapabilmesi için de barış ve gerçek bir çatışma çözümüne ihtiyacı bulunuyor. Türkiye’nin en önemli sorunu olan Kürt sorununun çözümsüz bırakılarak çatışma ve savaşta ısrar edilmesi, işin içinden çıkılmaz bir noktaya gelinmesine sebep oldu. * Bu sorunlara çözüm bulması gereken TBMM’de ise ayrımcılık yapılarak, HDP demokratik siyasetten dışlanarak, sürekli gözaltı ve tutuklama operasyonlarına maruz bırakıldı. Bu kapsamda HDP’nin eski eş genel başkanları dahil 9 HDP’li ve 1 CHP’li olmak üzere 10 milletvekili tutuklu, OHAL KHK’leri ile seçilmiş belediyelerden 99’una el kondu, belediye başkanları tutuklandı. * Biz barış savunucuları, Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları sorununu çözebilmesi için barışa giden yolun açılmasını ve yeni bir barış sürecinin inşa edilmesini talep ediyoruz. * Hükümet, Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nin siyasi denetiminden çıkmasını sağlayacak şekilde OHAL’i kaldırarak yeniden reformları yapmalı ve AB müzakere sürecinin gerektirdiği ev ödevlerini yerine getirmeli. |
OHAL ve KHK’ların yol açtığı ihlaller
İHD’nin raporunda, olağanüstü hal uygulamalarının neden olduğu ihlaller de ayrı bir başlık altında inceleniyor:
“Her konuda çıkarılan KHK’lar ile olağan yasalar değiştirildiği, on binlerce insan süresiz olarak kamu hizmetinden çıkarıldığı için hemen bugün kaldırılsa bile OHAL’in etkileri yıllarca devam edecek.
“Ulusal yargı denetimi , Anayasa Mahkemesi’nin OHAL KHK’larını inceleyemeyeceğine dair kararlarıyla işlemez hale geldi, uluslararası yargı denetimi AİHM’in önce iç hukuk yoluna başvurulmasına dair kabul edilmezlik kararları sayesinde güncelliğini yitirdi.
“KHK’lar ile yurttaşlar ‘haklara sahip olma hakkından’ mahrum bırakılarak, yani yurttaş olma hakkından yoksun kılınarak birbirleri ile ilişkilenemez hale getirildi.
“OHAL süresince Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Türkiye’yi birkaç kez ziyaret etmiş, bu konuda raporlar düzenlemiş, Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu 4 kez Türkiye’yi ziyaret etmiş bu konuda raporlar düzenlemiş, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserinin özel raportörlerinden üçü Türkiye’yi ziyaret etmiş ve raporlar düzenlemişlerdir. Bu raporlarda OHAL süresince temel hak ve özgürlüklere yönelik sözleşmelerde öngörülen kısıtlamaların ötesinde keyfi uygulamalar yapıldığı ve bunların hızla düzeltilerek OHAL’in kaldırılması gerektiği ifade edildi.
“OHAL süresince Türkiye’ye en önemli uyarı Avrupa Konseyi’nden geldi. AK Parlamenterler Meclisi’nin 25 Nisan 2017 tarihli Türkiye’yi siyasi denetime alan kararında açık bir şekilde Türkiye’nin OHAL’i sona erdirmesi, düşünceleri nedeni ile cezaevinde bulunan başta siyasetçiler olmak üzere, gazetecilerin ve aktivistlerin salıverilmesi gerektiği belirtildi.”
OHAL bilançosu |
Raporda, 21 Temmuz 2016’da başlayan ve halen devam eden OHAL’de geçen sürede yaşananlar rakamlarla da anlatıldı: * 23 Temmuz 2016’da yürürlüğe giren 667 sayılı KHK ile gözaltı süresi 30 güne çıkarıldı, 27 Temmuz’da yürürlüğe giren 668 sayılı KHK ile gözaltının ilk 5 gününe avukat ile görüş yasağı getirildi. Bu maddeler, 6 ay boyunca kesintisiz uygulandı. * 23 Ocak 2017’de yürürlüğe giren 682 sayılı KHK ile gözaltı süresi 30 günden 14 güne, gözaltında avukat görüş yasağı ilk bir güne indirildi. * Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da dahil siyasetçiler, dokuz milletvekili tutuklu, bu süre içerisinde Figen Yüksekdağ ile birlikte toplam 9 milletvekilinin vekillikleri düşürüldü. * 94’ü Demokratik Bölgeler Partisi’ne mensup olan 99 belediyeye el koyuldu, el konulan belediyelerde görev yapan seçilmiş 68 belediye eş başkanı tutuklandı, 28 HDP il eş başkanı ile 89 ilçe eş başkanı tutuklandığı, 780 HDP il ve ilçe yöneticisi tutuklandı. * KHK’larla 116 bin 512 kamu görevlisi görevinden çıkarıldı, bunun dışında önce ihraç edilen 3 bin 833 kamu görevlisi görevine iade edildi. * Kapatılan özel kuruluşlarda görev yapan ve çoğunluğu öğretmen olan 22 bin 474 kişinin çalışma izinleri iptal edildi. Sadece 614’ünün izni iade edildi. * HSK kararı ile 4 bin 308 hakim ve savcı ihraç edildi. 166’sı iade edildi. * Kapatılan özel eğitim/öğretim kurumları (okul, kurs, pansiyon, yurt gibi) 2 bin 281’dir. 15 özel üniversite kapatıldı, 19 sendika ve konfederasyonun faaliyetlerine son verildi. Kapatılan 15 üniversitenin toplam 3 bin 41 kadrolu personeli işsiz kaldı. * Devlet tarafından el konularak kayyum atanan şirket sayısı 985. Toplam ekonomik büyüklüğü 41 milyar lira civarındaydı. Çalışan işçi sayısı toplam 49 bin 587’ydi. * Yazılı ve görsel medya başta olmak üzere kapatılan basın yayın kuruluşu 201’ken, sadece 25’inin açılmasına izin verildi. * 1607 dernek kapatıldı, 183’ünün geri açılmasına izin verildi. 168 vakıf kapatıldı, 23’ünün açılmasına izin verildi. |
* İHD’nin 2017 yılı hak ihlalleri raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.