Haberin Kürtçesi için tıklayın
Gazeteci Metin Göktepe, haber takibi sırasında gözaltına alınarak öldürülüşünün 22. yılında Esenler Kemer Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı.
Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe’nin de gelişiyle 11.00’da başlayan anmada söz alan Metin Göktepe’nin meslektaşları yaptıkları konuşmalarda tutuklu gazetecilere dikkat çekti.
Evrensel Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Barış Yarkadaş, Emek Partisi MYK üyesi Levent Tüzel, DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren ve TGS’den Vural Nasuhbeyoğlu Metin Göktepe’nin öldürüldüğü günden bugüne gazetecilere yönelik baskının devam ettiğini vurguladı.
Polat: Mesleğini coşkuyla yapan bir gazeteciydi
İlk sözü alan Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat Göktepe Cinayet, davasında meslektaşlarının rolünün önemine değindi, iki yıl önce hayatını kaybeden dönemin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti başkanı Nail Güreli’yi andı:
“Göktepe anmaları bizim için hiçbir zaman ağıt zamanları olmadı. Hayata iyimser bakan ve mesleğini coşkuyla yapan bir gazeteciydi. Ahmet Şık Metin gözaltına alındığında yanındaydı, öldüğünde de davanın en kararlı takipçilerinden biri oldu.
“Metin’in iyimserliğine tutunarak, mahkemelerde dik duruşu ve savunmasıyla gazetecilik dersi veren Ahmet Şık ve diğer tüm gazeteciler için mücadele edeceğimiz sözünü veriyorum. Metin’in gazeteciliği bir kuşağın kararlı gazetecilik serüvenidir. Türkiye’de şu an 150 gazeteci tutukluysa bu aynı zamanda güçlü bir gazetecilik yapıldığının da kanıtıdır.”
Fadime Göktepe: Ben iyi bir devlet istiyorum
Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe yıllardır kendisini yalnız bırakmayan herkese teşekkür ederek söze başladı:
“Siz gelince ben çok mutlu oluyorum. Ben barış, adalet istiyorum. Analar ağlamasın, çocuklar üzülmesin, cezaevlerine girmesinler, grevde ölmesinler istiyorum. Ben iyi bir devlet istiyorum. Hepiniz birer Metin’siniz, var olun.”
Eren: Daha çok Metin olarak bu dönemi aşacağız
DİSK Basın-İş’ten Faruk Eren Göktepe’nin öldürülmesinden sonra da gazetecilere yönelik baskının dinmediğini söyledi.
“Ne yazık ki Metin’den sonra da gazetecileri, insan hakları savunucularını kaybettik. Yine gazeteciler ölümle tehdit ediliyor, hapishanelere atılıyor. Bu karanlık dönemi de daha çok Metin olarak aşacağız.”
Yarkadaş: Metin’in arkadaşları bugün cezaevinde
Gazeteci kökenli CHP milletvekiliBarış Yarkadaş “Metin Göktepe benim profesyonel gazeteciliğe başladığım yıl katledildi” dedi.
“Metin Göktepe gerçeğin peşinde olmanın, habercilikte ısrarın adıdır. Gazetecilik meşruiyetini sarı basın kartından değil halkından alan ve halkı için mücadele eden, politik kimliğini de açıkça sergileyen bir gazetecidir.
“Bugün Metin’in arkadaşları, uydurma suçlarla ifade vermeye zorlanıyor, cezaevlerinde tutuluyor. Metin hiçbir gazeteci gerçeğin peşinde koşamasın diye katledildi. Yaşasaydı Ahmet Şık’la aynı hücreyi paylaşıyor olacaktı.”
Katılanlar
Esenler Kemer Mezarlığı’ndaki anmaya katılanlar arasında Emek Partisi MYK üyesi Levent Tüzel, Cumartesi Anneleri, Yonca Şık, Evrensel Gazetesi çalışanları, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri Barış Yarkadaş ve Sezgin Tanrıkulu, Ertuğrul Mavioğlu, Disk Basın-İş Başkanı Faruk Eren, Makina Mühendisleri Odası Başkanı Battal Kılıç, İnsan Hakları Derneği Başkanı Gülseren Yoleri, Meryem Göktepe, Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan (TGS) Vural Nasuhbeyoğlu, avukatlar Efkan Bolaç ve Kemal Aytaç vardı.
Göktepe’nin öldürülüşü ve cinayet davası 4 Ocak 1996 sabahı Ümraniye Cezaevi’ne giren askerler mahpusları, sopalarla, dipçiklerle ağır şekilde dövdü. Mahpuslardan Abdülmecid Seçkin, Orhan Özen, Rıza Boybaş ve Gültekin Beyhan kaldırıldıkları hastanede hayatını kaybetti. TIKLAYIN - “Ümraniye Cezaevine Saldırı, MGK Planının Parçasıydı” Metin Göktepe, 8 Ocak 1996'da öldürülen mahpuslardan Orhan Özen ve Rıza Boybaş'ın cenazesini izlemek için Alibeyköy'e gitti. Basın kartı olmadığı gerekçesiyle ilçeye sokulmadı, yüzlerce insanla birlikte gözaltına alındı. Götürüldüğü Eyüp Kapalı Spor Salonu'nda polis şiddetine maruz kaldı, öldürüldü. Dava, İstanbul'dan Aydın'a ve "güvenlik" gerekçesiyle Afyon'a taşındı. Dört yıl sonra 28 Eylül 2000'de beş polis memuru "kastı aşan insan öldürmek" ve "faili belli olmayacak şekilde insan öldürmek" suçlarından yedişer yıl altışar ay hapis cezasına mahkum edildi. Polislerden birinin cezası Yargıtay bozunca 20 ay hapis ve beş ay kamu hizmetlerden uzaklaştırmaya dönüştü. Mahkum polislerin cezalarının tamamlamalarına 19 Aralık 2000'de yürürlüğe giren Şartlı Tahliye ve Ceza Erteleme Yasası engel oldu Metin Göktepe Davası gazeciler, hak örgütleri, Emeğin Partilileri (EMEP), hak savunucuları 30â yakın duruşmayı Afyon’a giderek izledi. Gökrete yargılamaları güvenlik gerekçesiyle önce Aydın’a sonra da Afyon’a taşınmıştı. |
(TP)