İran'da üç gündür eylemler ciddi bir şekilde devam ediyor. Hayat pahalılığı ve yoksulluğa karşı ve işçi grevleriyle başlayan eylemler, öğrenciler, kadınlar ve diğer grupların katılımıyla güçlendi. Her gün birçok şehrin meydanlarına toplanan insanlar, taleplerini dile getiriyor. Peki talepler neler, bu eylemler nasıl başladı ve nereye gidiyor?
Nasıl başladı?
Eylemler ilk fabrikalardan başladı. Gelirlerin az olduğu ve ödenmediği öne süren işçiler, greve başladı. Öte yandan, kadınların uzun zamandır sürdürdüğü başörtüsüne karşı mücadelesi, bir kadının Tahran’ın en önemli meydanlarından birinde başını açmasıyla hız kazandı. İran polisi, ahlak polisini kaldıracağına dair söz verdi.
Bugün ülkeye yayılan eylemler ise ciddi olarak, İran’ın kuzeydoğusundaki Meşhed kentinde Cuma günü yüzlerce kişinin hayat pahalılığı, yoksulluk ve yolsuzluğu protesto eylemi yapmasıyla başladı. Bir gün sonra, depremden en ağır etkilenen kentlerden biri olan Kermanşah’ta halk sokağa döküldü. Ve sonra şehir, şehir devam etti: Şiraz, İsfahan, Umumiye, Raşt, Sari vs
30 Aralık Cumartesi günü eylemler İran’ın başkenti Tahran’a ulaştı ve Tahran Üniversitesi öğrencileri, kadınlar da bu eyleme katıldı. Tahran üniversitesinin önünde eylemler geç saatlere kadar sürdü.
Cumartesi günü, yapılan eylemler, 30 Aralık 2009'da ülke genelinde seçim sonrası başlayan “Yeşil Hareket”in eylemlerinin yıldönümüne işaret edilmek için yapılmıştı. Bu mitinglerden kalan afişlerdeki İran dini lideri Hameney’in fotoğrafı eylemciler tarafından yırtıldı.
TIKLAYIN - İran "Yeşil Hareket"in 1. Yıldönümünü Geride Bırakırken
Kırmızı noktalar ilk gün eylemleri. Sarı ikinci ve pembe üçüncü gün eylemleri.
Talepler neler?
Sosyal medyadaki görüntülerden ve yakından gördüğüm kadarıyla, sloganlar hızla ekonomi odaklı olmaktan çıktı.
Eylemlerdeki sloganlar bütün şehirlerde neredeyse aynı: “Siyasi tutuklular serbest bırakılmalı” . “Özgürlük ya da ölüm”.
Eylemciler Hamaney’e ilk adıyla hitap ederek “Seyyid Ali utanç duymalı ve ülkeyi rahat bırakmalı”,: “Halk dileniyor ve ağamız tanrılık yapıyor”, “Diktatöre ölüm” diye bağırıyor. Ayrıca “Kadın düşmanı hükümet istemiyoruz” ve “Suriye’den çıkın bizi düşünün” sloganları da atılıyor.
Eylemlerin 2009 yılındaki olaylardan farkı, insanların reform değil tamamen değişim istemesi. Yani artık reformist liderlerin adı geçmiyor. Ayrıca bu eylemlerde kadınların öne çıkması ve taleplerini dile getirmesi de önemli.
Diğer önemli konuysa, ekonomik isteklerin de olması ve işçilerin başlattığı bu eylemlere diğer insanların katılması. Dün akşam Tahran’da işçilerin sloganlarında bu da vardı: “Bizi izlemeyin, bize katılın.”
Burada İran’da herkes tarafından öne sürülen bir kaygı var: Güçlü bir solun olmaması ve hatta güçlü bir muhalefetin olmaması. İşte insanları eylemlerin geleceğinden kaygılandıran şey bu. (BP/HK)