* Çizim: Tarık Tolunay
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Açlık grevinin 254. gününde olan tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen, yargılandığı davanın dördüncü duruşmasında ilk kez konuştu.
Gülmen, bugünkü duruşmada da tahliye edilmedi.
Bir sonraki duruşma 27 Kasım 2017'de.
Üç sanık da heyet önünde
Nuriye Gülmen, Numune Hastanesi mahkum koğuşundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile Sincan Cezaevi Kampusundaki Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bağlandı, “Örgüt talimatı ile eylem diyorlar ya, 254 gündür açlık grevi yapıyorum. 254 gün değil talimatla, zorlamayla bir gün aç kalmam. İnsan bedenini böyle bir şey için eritmez” dedi.
Diğer sanıklar, açlık grevindeki öğretmen Semih Özakça ile Yüksel Caddesi’nde eylem yapan öğretmen Acun Karadağ da duruşmaya katıldı. Özakça üçüncü duruşmada tahliye edilmişti, davanın tek tutuklu sanığı Gülmen. Üçü de “Silahlı terör örgütüne üye olma (Türk Ceza Kanunu 314)", "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet" ve "terör örgütü propagandası yapmak (Terörle Mücadele Kanunu 7/2)” suçlamalarıyla yargılanıyor.
* Çizimler: Murat Başol
“Güvenlik ve sağlık koşulları ayarlanabilir”
Gülmen, kendisine destek olan kişi, kurum, ailesi, arkadaşları ve sivil toplum örgütlerine teşekkür ederek konuşmasına başladı:
“Bizlere destek olup ceza alan, cezaevlerine giren, gözaltına alınan Türkiye’nin dört bir yanındaki insanlara teşekkür ediyorum. İnsanlar açlığımızı paylaştılar. Yanımızda olan halkımıza yürekten teşekkür ediyorum. Terör demagojilerine inanmayıp bizim için bir şeyler yapan herkese teşekkür ediyorum.”
Doğan Haber Ajansı’ndan Özkan Arslan’ın haberine göre, Gülmen, savunmasını mahkeme huzurunda yapmak istediğini, ancak güvenlik ve sağlık koşulları bahane edilerek savunma hakkının kısıtlandığını belirtti.
“Ben bu yargılamanın başından beri söylediğim gibi sizin gözlerinize bakarak, mahkemedeki havaya hissederek savunmamı yapmak istiyorum. Güvenlik ve sağlık koşulları ayarlanabilir. Kızılay'ı abluka altına almayı bilenler güvenliğimizi çok rahat sağlayabilirler. Bunun keyfi olduğunu düşünüyorum.”
* Çizim: Tarık Tolunay
“Kendimi size ifade etmek istiyorum”
Davanın dördüncü duruşması olmasına rağmen halen savunmasını yapamadığını ve bu yüzden tahliye edilmediğini belirten Gülmen sözlerine şöyle devam etti:
“Benden bugün yine savunma alamayacaksınız. Ancak ben kendimi size ifade etmek istiyorum. Neden açlık grevi yaptığımı anlatacağım ama bunu benim savunmam olarak düşünmeyin.”
Gülmen, ihraç edilmeden önce yaşadıklarını da anlattı:
“Numune Hastanesi’nde çok sağlıksız koşullar altında kalıyorum. Odada sürekli bir ışık yanıyor. Açlık grevindeki bir insan olmasam bile bu ışık altında uyuyamam. Çok kapsamlı bir savunma hazırladım. Ancak önce Nuriye Gülmen kimdir, neden açlık grevine başladı bunu anlatmak istiyorum.
“Mesai saatleri dışında katıldığım eylemlerden dolayı soruşturma geçirdim. Ali İsmail Korkmaz’ın duruşmalarına katıldığım için soruşturma geçirdim. Sendikamın çağrılarına katıldığım için soruşturma geçirdim. 38 gün boyunca Ali İsmail uyanacak diye bekleyen Emel Annenin yaşlarına gözlerine şahidim. Ben her fırsatta o uyanacak diye oraya gittim.
“Bitirdiğim tezimi bitirmedim, diye haksız şekilde açığa alındım. Oysa ben tezimi onca emekle bitirdim. Ben hakkımı arayan bir insanım. Haksızlığa uğrayanların yanında olan bir insanım. Soruşturma geçirdiğim halde acısı olanı paylaşan insanım.”
* Çizim: Tarık Tolunay
“Sadece işimi istiyorum”
“Biz asla ispiyonla, tez apartmacılığyla hoca olanlardan değiliz, olmayacağız. Ben barış için imzacı olan akademisyenlerin neler yaşadığını da biliyorum. İdare görevlerini aldılar, doktoralarını iptal edip mobbing uyguladılar. OHAL sonrasında kendi gördüklerim bunlardı. Mesela sevgili Acun 20 yıllık öğretmen 'Beni nasıl atarsınız' diyordu. Ben de dedim, 'beni nasıl işten atarsınız.'
“AKP iktidarı beni işimden atamaz. Ben ondan hesap soruyorum. Sadece işimi istiyorum. Hesap soruyorum. Bu meşrulukla Yüksel’deydim. Bu meşruluğa inananlar Yüksel’deydiler.
“YÖK’le görüşmek istedik, karşımızda muhatap bulamadık. Topladığımız imzaları teslim etmek istedik. Basın açıklamaları yaptık. Muhatap bulamadık. Taş duydu, beton duydu, AKP iktidarı duymadı. Sonrasında açlık grevi kararı aldık.
“Selçuk Üniversitesi hatasını anlayıp beni işe geri alacak. Biz haklı olduğumuz için oradayız, biz bütün yolları tükettik her şeyi kullandık. İşimizi geri istiyoruz. Haklı olduğumuz için oradayız. Beni tahliye ettikten sonra oraya gelip savunmamı yapacağım. Tüm iddialara cevap vereceğim.”
“İnsan bedenini böyle bir şey için eritmez”
Akademik kariyeri boyunca sorgulayan ve öğrencilerine örnek bir hoca olmak için uğraştığını anlatan Gülmen, şöyle devam etti:
“Örgüt talimatı ile eylem diyorlar ya; 254 gündür açlık grevi yapıyorum. 254 gün değil zorlamayla bir gün aç kalmam. İnsan bedenini böyle bir şey için eritmez.”
Kanun hükmünde kararname ile işten atıldığında kendisine “FETÖ” ile ilgili sorular sorulduğunu ve yönetimin kendisinden ve tüm hocalardan muhbirlik yapmasını istediğini söyleyen Gülmen, şu açıklamayı yaptı:
“‘Benimle dalga mı geçiyorsunuz’ dedim. Bu bana züldür. Ben hakkını arayan bir insanım. 9 Kasım’da beni o eylemi yapmaya götürün şey; adalet açlığıyla alakalı. Bu örgütün bu hale gelmesinde AKP iktidarı baş sorumludur. Ben kendi işimi istiyorum ve aynı zamanda faşizme karşı duruyorum. Biz haklı olmazsak açlık grevi yapabilir miyiz? Bu kadar direnebilir miyiz?”
* Çizim: Tarık Tolunay
“İktidarın savaş açtığı bir eylem oldu”
“Taleplerimizi görmezden geldiler. Yaptığımız eyleme insanlar sahip çıktı. Bize destek oldular. Bu nedenle bize 'terörist' deyip 'örgüt üyesi' deyip savaş açtılar. Biz haklı olduğumuz için buradayız.
“Bütün yolları denedik. Biz gerçekten işimizi istiyoruz. Ama bu eylem amacını aştı. AKP iktidarının doğrudan savaş açtığı bir eylem oldu.”
“İtiraz edilemiyordu, biz bunu başardık”
İlk olarak 9 Kasım 2016'da, toplamda 27 kez gözaltına alındığını anlatan Gülmen, sözlerine şu şekilde devam etti:
“İnsanlar bizim terörist olmadığımızı biliyorlar. Yüksel direnişimiz AKP'nin KHK'larının meşruluğunu yitirmesine neden oldu. Haksız yere işten atılan insanlar buna yükse sesle itiraz edemiyorlardı. Biz bunu başardık. Açlık grevimizi örgüte mal etmek cehalettir. Bizi açlık grevine zorlayan taleplerimizdir.”
Mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi.
Savcı Özakça ve Gülmen’in cezalandırılmasını istedi
Aranın ardından Gülmen beyanlarını tamamladı ve savcı mütalaasının hazır olduğunu söyledi.
Esas hakkındaki mütalaasında savcı, Acun Karadağ’ın “örgüt üyeliği” ve “propaganda” suçlarından delil yetersizliğinden beraatını talep etti.
Semih Özakça’nın da “örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” (TCK 220/7) suçundan cezalandırmasını diğer suçlamalardan beraatını istedi.
Nuriye Gülmen'in ise “örgüt üyeliği” suçundan cezalandırılmasını istedi.
Savcı mütalaası ile bun karşı görüşleri de alan mahkeme karar için ara verdi. İki saatlik aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Gülmen'in tahliye talebini reddetti. (AS)