Haberin İngilizcesi için tıklayın
Çizim: Mine Yörük
Açlık grevinin 223. gününde olan tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen, mahkeme heyeti karşısına ilk kez tutulduğu Numune Hastanesinde çıktı.
Sağlık durumu uygun olmadığı gerekçesiyle adliyeye götürülmeyen, tahliye de edilmeyen Gülmen, “bu koşullar altında savunma yapmayacağını” söyledi.
Gülmen ile açlık grevindeki öğretmen Semih Özakça’nın avukatlarından Murat Yılmaz bianet’e yaptığı açıklamada, son süreci şöyle anlattı:
“Yargılandıkları Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önceki duruşmada salona getirilmesi, getirilmeyecekse bulunduğu yerde ifadesinin alınması yönünde ara karar vermişti.
“Numune Hastanesi Gülmen’in sağlığı açısından adliyeye gidemeyeceğini, hayati tehlike riski altında olduğunu belirtince, mahkeme heyeti dün Numune Hastanesine geldi. Biz avukatlarının da bulunduğu bir duruşma yapıldı.
“Nuriye Gülmen heyete içinde bulunduğu koşulları açıklayarak savunma yapmayacağını, yaşadıklarında mahkeme heyetinin de sorumlu olduğunu söyledi, tahliye olduğunda ve koşullar uygun olduğundan savunma yapmak istediğini ifade etti.”
Tıklayın - Gülmen Yoğun Bakımdan Mahpus Servisine Nakledildi
AİHM sorunca 18 günün sonunda refakatçi verildi
Avukat Yılmaz, Gülmen’in Numune Hastanesi mahkum servisindeki koşullarını ise şöyle anlattı:
“Kaldığı oda yerin altındaki bir katta, hiç güneş ışığı görmüyor. Odada 24 saat ışık açık ve içeriden kapatma imkanı yok, bundan çok rahatsız. Havalandırması da yok, güneş ışığı ve açık havadan mahrum. Tüm bunlar sağlığını olumsuz etkiliyor.
“18 gün refakatçisi olmadan kaldı ve bu sürede yıkanamadığını anlattı. 25 Eylül’den 13 Ekim’e dek refakatçisi yoktu.
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) geçen hafta bakanlığa yazı yazarak Nuriye ve Semih’in durumunu ve yanlarında refakatçi olup olmadığını sordu. Bunun üzerine, Cuma günü Nuriye’nin yanına refakatçi verildi. Öncesinde tek başınaydı.”
“Semih en azından yeraltında değil, güneş görüyor”
“Nuriye Gülmen, şu anki koşullarının çok kötü olduğunu, hapishanedeyken en azından havalandırmaya çıkabildiğini, güneş görebildiğini söyledi. Çok zayıflamış, bir deri bir kemik kalmış.
“Semih Özakça ise halen Sincan Cezaevi Kampus Hastanesinde. Onun koşulları biraz daha iyi. Yeraltında değil, güneş görebiliyor en azından.
Avukat Yılmaz, Özakça’nın 20 Ekim Cuma günü görülecek üçüncü duruşmaya getirilmesi için mahkemenin yazı yazdığını, ancak duruşmaya katılıp katılamayacağını henüz bilmediklerini de ekledi.
Gülmen’in tahliye talebiyle ilgili de bu duruşmada karar verilecek.
Ne olmuştu?Tıklayın - Gülmen ve Özakça Kimdir? Nuriye Gülmen 6 Ocak 2017'de yayınlanan Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında ilan edilen 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Konya Selçuk Üniversitesi'ndeki görevinden ihraç edildi. Semih Özakça 29 Ekim 2016'da Resmi Gazete'de yayınlanan 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Mardin'deki öğretmenlik görevinden ihraç edildi. Gülmen 9 Kasım 2016'dan, Özakça 23 Kasım 2016'dan beri oturma eylemi yapmak üzere Yüksel Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önündeydi. Tıklayın - Gülmen ve Özakça Ne ile Suçlanıyor? 9 Mart 2017'de açlık grevine başladılar. Ankara'da İnsan hakları Heykeli'nin bulunduğu Yüksel Caddesi'nde işlerine iade talebiyle başlattıkları direniş eylemi boyunca defalarca gözaltına alınıp bırakıldılar. En son 22 Mayıs'ta gözaltına alındılar, 23 Mayıs'ta tutuklandılar. 28 Temmuz'dan beri Sincan Cezaevi Kampusu Devlet Hastanesi'nde tutuluyorlar. 15 Ağustos'tan beri yanlarında birer aile üyeleri refakatçi. Semih Özakça'nın öğretmen eşi Esra Özakça 7 Şubat tarihli Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilldi. 23 Mayıs'tan beri açlık grevinde. 14 Eylül'de Ankara Adliyesi'nde görülen ilk duruşma öncesi Sincan cezaevi jandarma komutanlığı "güvenlik, yetersiz personel ve sağlık koşulları"nı gerekçe gösterip iki sanığın tutuldukları hapishane hastanesinden getirilmemesine dair tutunağı gönderdi. Gülmen ve Özakça duruşmaya getirilmedi. Duruşmada tutukluluğa devam kararı verildi. İkinci duruşma 28 Eylül'de Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülecek. Nuriye Gülmen, açlık grevinin 202. gününün ilk saatlerinde (26 Eylül) Cezaevi hastanesinden Numune Hastanesi'ne götürüldü. |
(AS)