Haberin İngilizcesi için tıklayın
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “İşimizi geri istiyoruz” talebiyle 112 gündür açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için üç gazeteye ilan veren 111 kişiyi ve ilanı yayınlayan Cumhuriyet, Hürriyet, BirGün ve Evrensel gazetelerini tehdit etti:
“Neyin altına imza attığınızın farkında mısınız? Peki, terör örgütlerine cesaret vermek için bu ilanı yayınlayanlar?"
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevlerindeki 111. Günü olan dün, 111 aydın, sanatçı, akademisyen, insan hakları aktivisti, Hürriyet, Cumhuriyet ve Evrensel gazetelerine “Nuriye ve Semih Ölmesin. Çalışma Hakları Geri Verilsin” başlıklı bir çağrı metni ilanı vermişti.
“Neyin altına imza attığınızın farkında mısınız?”
Dün akşam ilana Twitter’dan tepki gösteren Süleyman Soylu, haklarında hiçbir hüküm bulunmamasına rağmen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için “DHKP-C mensupları” ifadesini kullandı:
“Bugün bir takım gazetelerde DHKP-C terör örgütünün talimatlarına eksiksiz uyan, bu örgütün mensupları için, gerçekleri saptırarak ilan verenler, Başınıza gelen en ufak olayda yardım istediğini polisin bilgisine, istihbaratına ve tespitlerine güvenmiyorsunuz, Savcılara ve hakimlere de güvenmiyorsunuz. Ancak terör örgütü üyelerine güveniniz sonsuz! Hepimizin devletini terör örgütü karşısında hareketsiz ve etkisiz hale getirmek, suçlu göstermek için yola çıkanlar... Neyin altına imza attığınızın farkında mısınız? Peki terör örgütlerine cesaret vermek için bu ilanı yayınlayanlar?"
TIKLAYIN - GÜLMEN VE ÖZAKÇA’NIN AVUKATINDAN BAKAN SOYLU’YA BELGELİ YANIT
Çağrı metninde ne denilmişti?
TIKLAYIN - 111 İSİMDEN GÜLMEN VE ÖZAKÇA İÇİN ÇAĞRI
“Nuriye Gülmen ve Semih Özakça OHAL kararnamesi ile işten atılan beş bin akademisyen, elli bin öğretmen ve yüz elli bin çalışandan sadece ikisi. İşe geri dönme talebiyle açlık grevine gittikleri için cezaevine atıldılar. 111 gündür açlar. Nuriye ve Semih ölmesin. Çalışma hakları geri verilsin. Okullarına dönebilmeleri ve hayatlarına devam edebilmeleri için devletin gereken adımları atmasını istiyoruz. Adalet ve demokrasi bunu gerektirir.” (EKN)