Bakanlık, Cizre’deki Sokağa Çıkma Yasağını Ölümlerle Savundu

İçişleri Bakanlığı, Cizre’de sivillerin öldürüldüğü ve mahallelerin yıkıldığı operasyonların gerekliliğini, “73 yaşındaki İnce ve 3 aylık torununun hastaneye gitmeye çalıştıkları sırada vurularak ölmeleriyle” açıkladı.

Mardin

Bakanlık, Cizre’deki Sokağa Çıkma Yasağını Ölümlerle Savundu

İçişleri Bakanlığı, Şırnak’ın Cizre ilçesindeki asker ve polis operasyonları sırasında evleri zarar görenlerin açtığı davada savunma verdi.

İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği imzalı dilekçede, “73 yaşındaki Ramazan İnce ve 3 aylık torunu Miray İnce'nin hastaneye gitmeye çalıştıkları sırada vurularak ölmelerinin, sokağa çıkma yasağının halkın can ve mal güvenliğini korumaya dönük ne kadar hayati bir önlem olduğunu gösterdiği” belirtildi.

TIKLAYIN - CİZRE’DEKİ BODRUMDA 10 GÜN

Cizre’nin Sur Mahallesi'nde 25 Aralık 2015’te özel harekat timlerinin açtığı ateşle yaralanan 3 aylık Miray İnce’yi ambulansa götürmek isteyen dedesi Ramazan İnce de sokakta vurularak öldürülmüştü.

TIKLAYIN - ÜÇ AYLIK MİRAY İNCE’Yİ KİM VURDU?

79 günde siviller bodrumda öldürüldü, mahalleler yıkıldı

İnsan Hakları Derneği (İHD) Cizre’deki sokağa çıkma yasağı sırasında operasyon düzenlenen mahallelerin tamamen yıkıldığını açıklamış, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Ofisi de konuyla ilgili raporunda Cizre’deki tabloyu “kıyametvari” olarak açıklamıştı:

TIKLAYIN - NUSAYBİN, SUR VE CİZRE’DEKİ YIKIM BM RAPORUNDA

“Olayın tanıkları ve öldürülenlerin yakınları, çevreye verilen zararın büyüklüğünü anlatırken kıyametvari bir resim çizdi.

“2016 yılının başlarında Cizre’de, aralarında çocukların da bulunduğu 189 kişi haftalarca bodrumlarda sıkışıp kalmış, suya, tıbbi bakıma ve elektriğe ulaşamamış, ardından öldürülmüştü.

“Binaların yıkılmasıyla öldürülenlerin kimliği belirlemek için gereken temel deliller de yok edilmiş oldu.

“Yetkililer, ağır silahlardan kaynaklanan ölümler ve aşırı güç kullanımıyla ilgili bildirilenlere dair ilgili soruşturma açmak yerine, yerel yetkililer öldürülenleri suçladı ve aile üyelerini de etkileyen baskıcı uygulamalara başvurdu.”

Cizre'de sokağa çıkma yasağı 14 Aralık 2015’te ilan edilmiş, 79 gün sürmüştü.

TIKLAYIN - CİZRE’DEKİ YARALILARA AMBULANS GİTMESİ İÇİN AİHM’E BAŞVURU

Cizre ilçesindeki bir binanın bodrum katına sığınan 20’den fazla yaralıya ambulans gönderilmesi için, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru yapılmıştı.

Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, ilçedeki 20 bin 161 konut ve işyerinde yapılan hasar tespit çalışmalarında 2 bin 700 konut ve işyerinin ağır hasarlı olduğunun tespit edildiğini açıklamıştı.

Kalkınma Bakanlığı’nın hesaplamalarına göre, Cizre’nin yeniden inşasının maliyeti 3-4 milyar TL.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği'nin (GABB) ve TMMOB'nin Cizre’de yaptığı hasar tespiti sonrasında açıkladığı raporda, çatışmalar nedeniyle ilçede yaşayan 50 binden fazla yurttaşın göç ettiğini belirtilmişti. Raporda, yine ilçede en az 10 bin evin hasar gördüğü açıklanmıştı.

Evi yıkılanlardan bakanlığa dava

Operasyonlar sırasında evleri yıkılanlar, İçişleri Bakanlığı aleyhine 200 biner lira tazminat davası açtı. Davanın görüldüğü Mardin 1. İdare Mahkemesi, İçişleri Bakanlığı'ndan savunma istedi.

dihaber’in haberine göre, Bakanlık Hukuk Müşavirliği'nden mahkemeye gönderilen savunmada, “davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğu” ileri sürüldü.

İçişleri Bakanlığı, en kısa sürede ilçe genelinde asayişin sağlandığını ve ilçenin eski haline kavuşturulduğunu iddia etti.

İçişleri Bakanlığı: İdare sorumlu tutulamaz

Bakanlığın savunma dilekçesinde şu iddialar yer aldı:

“Güvenlik güçleri, yurttaşların güvenliğini temin etmek maksadıyla yasaların kendilerine verdiği silah kullanma yetkisini yasalara uygun bir şekilde kullanmıştır. Cizre'deki olayların ortaya çıkmasından ve sonuçlarından idareyi sorumlu tutmak mümkün değildir.

“Sokağa çıkma yasağı, şiddetli çatışmaların yaşandığı ortamda güvenlik güçlerinin daha rahat çalışabilmesi, vatandaşların çatışmalardan etkilenmemesi ve istenmeyen olumsuz sonuçların doğmaması için idare tarafından alınan önleyici bir tedbir olup, yaşama hakkının korunması gibi ulvi bir amaca hizmet etmesi yönünden son derece yerinde ve gerekli bir tedbirdir.

“Sokakta ağır silahların kullanıldığı ve çatışmaların aralıksız sürdüğü bir ortamda kişi için en güvenli yer her şeye rağmen evi olsa gerekir.

“Davacının iddia ettiği üzere komşuları Ramazan ve Miray İnce'nin hastaneye gitmeye çalıştıkları sırada vurularak ölmeleri de bize sokağa çıkma yasağının yurttaşların can ve mal güvenliğini korumaya dönük ne kadar hayati bir tedbir olduğunu göstermektedir.”

Dilekçede, sokağa çıkma yasağı ve operasyonlar sürecinde başta sağlık hizmetleri olmak üzere halkın temel ihtiyaçları ve yardım isteklerinin aksatılmadan ve yeterli düzeyde karşılandığı ileri sürüldü. (AS)

* Fotoğraf: Cizre / AA