Haberin Kürtçesi için tıklayın
94 günden beri tutuklu olan Prof. İştar Gözaydın tahliye edildi.
20 Aralık’ta evinden gözaltına alınan Prof. Gözaydın, 27 Aralık’ta tutuklanmıştı. Avukatları Murat Dinçer ve Erdal Doğan birçok defa tahliye talebinde bulunmuştu.
En son, avukat Doğan, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdiği dilekçede öne sürülen delillerin soyut olduğunu, hukuki olmadığını, örgüt üyeliği suç normunun koşullarının oluşmadığını belirterek tahliye talep etmişti.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi de tensip kararında Prof. Gözaydın hakkında yurtdışı yasağı koyarak tahliyesine hükmetti. İlk duruşma 12 Eylül 2017’de saat 13.00’te.
396 kadından imza
Prof. Gözaydın için 396 kadın özgürlük çağrısında bulunmuştu.
Farklı meslek gruplarından bir araya gelen aralarında akademisyen Esra Mungan, yazar Aslı Erdoğan, gazeteci Banu Güven, oyuncu Nur Sürer’in de bulunduğu 396 kadın bir bildiri yayınlayarak, “yarının mağdurunun biz olmayacağımızın hiçbir garantisi yok” açıklaması yapmıştı.
Çağrıda “Biz İştar Gözaydın'a tanığız, bir yazar ve bilim insanı olarak maruz kaldığı suçlamalarla bir hukuk cinayetine dönüşen soruşturma, tutuklama, kovuşturma süreçlerine tümüyle son verilmesini ve arkadaşımızın özgür bırakılmasını istiyoruz” ifadeleri yer aldı.
Ne olmuştu?
Prof. Gözaydın 20 Aralık’ta evinden gözaltına alındı, 27 Aralık’ta “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY)" soruşturması kapsamında kapatılan Gediz Üniversitesi çalışanlarına yönelik soruşturma kapsamında “silahlı terör örgütü üyesi olmak" iddiasıyla tutuklandı.
Çalıştığı üniversite ve televizyon delil sayıldı
İddianamede 5 ile 10 yıl arasında hapsi istenin Gözaydın’ın Can Erzincan ve Samanyolu TV’de program yapması, Gediz Üniversitesi’nde ders vermesi kanıt olarak gösterilerek, “FETÖ’nün terör örgütü olarak deşifre olduğu 17-25 Aralık’tan sonra bunu fark etmesi gerektiği halde sunulan imkanların diğer tekliflerden daha iyi olması nedeniyle Gediz Üniversitesi ve Samanyolu TV’de teklif edilen görevleri kabul etmiştir” denildi.
İddianamede “Şüphelinin alanında tanınan, ağırlığı olan, yurt içi ve yurt dışı akademik dünyada etkinliği olan bir kişi olduğu kuşkusuzdur. Örgüt şüphelinin kimliğini kullanarak kamuoyunda meşru ve legal görünmek, sempati toplamak, şüphelinin de tanındığı ortam ve camialarda etkinliğini arttırmak amacıyla şüpheliyi kendi bünyesi içine dahil etmek istemiş, şüphelinin akademik ününü ve etkinliğini kullanarak Gediz Üniversitesi’nde, Samanyolu TV ve Can Erzincan TV gibi televizyon kanallarında şüpheliyi ön plana çıkararak kamuoyundaki ağırlığını arttırmak istemiştir” ifadeleri yer aldı.