“Avrupa ve Yunanistan, koşullarını kötüleştirerek mültecileri Türkiye’ye geri dönmek zorunda bırakıyor.”
Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında imzalanan mülteci anlaşması birinci yılını doldurdu. Anlaşmanın sonucu olarak bazı mülteciler savaşın sürdüğü ülkelerine zorla geri gönderildi, onbinlerce mülteci ise Yunanistan adalarındaki hapishaneden bozma kamplara sıkışmış durumda.
18 Mart 2016’da imzalanan ve 20 Mart 2016’da uygulamaya geçilen anlaşma çerçevesinde, bu tarihten sonra Türkiye’den Ege’yi geçerek Yunanistan’a giden mültecilerin geri gönderilmesi öngörülüyordu.
Türkiye’ye ise karşılığında maddi yardım, AB müzakerelerinin hızlanması ve vize muafiyeti teklif edilmişti. Maddi yardım kısmen gerçekleşirken, vize muafiyeti, anlaşmanın Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması gibi şartları yerine getirilmediği için anlaşmanın bu kısmı hayata geçmedi.
Af Örgütü’nden Volkan Görendağ’ın bianet’e verdiği bilgiye göre, anlaşmanın ikinci kısmı olan “mültecilerin geri gönderilmesi” de planlandığı gibi gerçekleşmezken, mültecilerin yaşam koşulları daha da kötüleşti, denizi geçmeyi başaranlar Yunanistan adalarındaki kamplarda polis zoruyla insani olmayan koşullarda tutuluyor.
Geri gönderilenlerin bazıları ise Suriye, Irak, Afganistan gibi savaşın halen sürdüğü ülkelerine sınırdışı edildi.
AB ülkeleriyle Türkiye arasında artan gerginlik mültecilerin durumunu ve anlaşmayı etkiledi mi?
Görendağ’a göre etkilemedi: “Anlaşma zaten hukuka aykırı olduğu için Yunanistan’da mahkemelere takıldı, fiilen yürüyemedi, onbinlerce kişi iade edilemedi. Ama böylelikle anlaşma, onbinlerce kişinin adalara hapsolmasıyla sonuçlandı. Siyasilerin tüm açıklamalarına karşın anlaşma resmen yürürlükte.”
Yaklaşık 30 bin mülteci adalarda
4 Nisan 2016’da mültecileri taşıyan ilk gemi, İzmir’in Dikili ilçesine yanaştı.
O günden bu yana mültecilerin hayatının nasıl etkilendiğini, Görendağ bianet’e anlattı:
“Anlaşmanın hukuka aykırı olan ve Af Örgütü de dahil insan hakları örgütlerinin eleştirdiği noktası, sadece ‘düzensiz göçmen statüsüyle’ kabul edilenlerin değil, sığınma başvurusu amacıyla gidenlerin de geri gönderilmesini kapsamasıydı.
“Şu anda Türkiye’den Yunanistan’a geçenler, burada hapsolmuş durumda. Macaristan ve Sırbistan gibi AB’nin sınır ülkeleri sınırlarını kapattı. Yunanistan adalarına geçmiş olanların Atina’ya, yani Yunanistan’ın başka bir yerine geçmesine de izin verilmiyor. Adalarda binlerce kişi takılı kaldı.
“Yunanistan’da çok kötü koşullarda polis nezaretinde tutuluyorlar. Sağlık, hijyen şartları karşılanmıyor.”
Yunanistan polisinden Af Örgütü’ne verilen bilgiye göre, 20 Mart-31 Aralık 2016 arasında adalara 26 bin 994 kişi ulaştı, 10 bin 699’u mültecilik başvurusunda bulundu. Yunanistan Mültecilik Hizmetleri’nin açıklamasına göre 1 Ocak 2017 itibariyle 7 bin 97 kişi de mültecilik başvurusu yapacağını bildirdi.
“Türkiye ‘güvenli ülke’ değil”
Görendağ, anlaşmanın ne şekilde hayata geçip geçmediğini ise şöyle özetledi:
“Anlaşmanın yürürlük şartı, Türkiye’nin mülteciler için ‘güvenli ülke olduğu’ iddiasıydı. Ancak Af Örgütü ve diğer hak örgütlerinin de belgelediği üzere Türkiye mülteciler için güvenli bir ülke değil.
“Hem mültecilere tanınan haklar ve içinde bulundukları koşullar yetersiz düzeyde hem de Türkiye’nin mültecileri kendi ülkelerine geri göndermeme garanti vermesi gerekirken insanların, savaşın sürdüğü Suriye, Afganistan, Irak’a zorla geri gönderildiğini biliyoruz. Ayrıca Türkiye, hukuken, Suriyeli mültecilere mülteci statüsü veremiyor.
“Dolayısıyla Türkiye’nin ‘güvenli ülke’ olduğu, sadece AB’nin varsayımı…”
"Hukuka aykırılığa" mahkeme kararı
Volkan Görendağ, anlaşmanın uluslararası hukuka aykırı olmasıyla da fiilen işlemediği durumlar olduğunu ekledi:
“Sığınma başvurusunda bulunanlar açısından anlaşma işlemiyor çünkü Yunanistan mahkemeleri Suriyeli sığınmacıların Türkiye'ye geri gönderilmesini şu ana kadar engelledi.
“Türkiye'nin mülteciler için 'güvenli bir ülke' olup olmadığını belirleyecek olan Yunanistan'ın en üst düzey idari mahkemesindeki dava devam ediyor. Bu ay içinde Suriyeli Noori ile ilgili beklenen karar, bir emsal oluşturabilir ve daha sonraki olası birçok geri göndermenin önünü açabilir.”
“Ama mahkemenin ‘düzensiz göçmen’ diye adlandırdığı ya da sığınma başvurusu yaptığı halde hukuka aykırı şekilde mahkeme kararı beklenmeden Türkiye’ye iade edilenler de var.
“Ayrıca Avrupa ve Yunanistan, koşullarını kötüleştirerek mültecileri Türkiye’ye geri dönmek zorunda bırakıyor. Bu şekilde zorunlu kalıp dönenler de oldu.”
Noori yedi aydır Midilli'de gözaltında |
Suriyeli Noori* 21 yaşında, sekiz kardeşin en büyüğü. Hemşire olmak için aldığı eğitim savaş nedeniyle yarıda kaldı. Suriye'den 9 Haziran 2016'da ayrıldı ve ancak dört girişimin ardından Türkiye'ye girebildi. İlk iki girişiminde Türkiye polisi tarafından gözaltına alındı ve Suriye'ye geri gönderilmeden önce askerlerce dövüldü. Üçüncü girişiminde kendisinin de dahil olduğu grup silahlı saldırıya uğradı, 11 kişi öldürüldü. Dördüncü girişiminde Türkiye'ye girdi, 1,5 ay kaldı. Burada insan kaçakçılarının ve hırsızların iki kere saldırısına uğradı. Akrabalarının yaşadığı Almanya'ya gitmek için 28 Temmuz 2016'da Yunanistan'a geçti, 4 Ağustos'ta sığınma başvurusunda bulundu. 9 Eylül 2016’da gözaltına alındı, o tarihten bu yana Midilli adasındaki bir polis istasyonunda gözaltında tutuluyor. (Yunanistan hukukunda bir sığınmacının gözaltında tutulmasına izin verilen süre 90 gün.) Beş-altı kişiyle küçük bir hücreyi paylaşıyor ve yerde bir mat üzerinde uyuyor. Sağlıksız koşullar nedeniyle uyuz hastalığına yakalanmış durumda. Midilli'de aralarında bir çocuğun da bulunduğu beş mülteci, koşullara bağlı olarak hayatını kaybetti. Avukatları mahkemeye, Noori'nin Suriye'deki hava bombardımanı nedeniyle travma sonrası stres bozukluğu yaşadığını ve gözaltı koşulları ile belirsizlik nedeniyle akıl sağlığının kötüleştiğini ortaya koyan bir rapor da sundu. Eylül 2016'da Başvuru Komitesi Türkiye'nin “güvenli üçüncü ülke” olduğu kararını destekledi ve Noori'nin sığınma başvurusunu incelemeyi reddetti. Şubat 2017'de Midilli 1. İdari Mahkemesi sınırdışı etme ve gözaltı kararına karşı başvurusunu reddetti. Mahkeme “kamu yararı için” Noori'nin gözaltında tutulması gerektiğini iddia etti. Volkan Görendağ, Noori’nin halen gözaltında olduğunu ve Yunanistan Üst Mahkemesinin kararının beklendiğini söyledi, “Mahkeme Türkiye’nin güvenli üçüncü ülke olduğuna karar verirse, bu karar emsal olur ve mültecilerin Türkiye’ye iadesinin önü açılabilir” dedi. Uluslararası Af Örgütü, Yunanistan yetkililerini, “Noori'yi derhal hukuksuz ve uzatılmış gözaltından serbest bırakmaya ve ihtiyacı olan tıbbi bakıma ve psikolojik desteğe erişimini sağlamaya, Türkiye'ye geri gönderilmeyerek sığınma başvurusunu değerlendirmeye” çağırıyor. Noori ise “Avrupa'da güvenli bir yaşam arıyorum ve öğrenimime tekrar başlamak istiyorum” diyor. * Güvenlik sebebiyle ismi değiştirildi. |
(AS)