İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, bugün saat 12:00’de şube binasında yaptıkları basın açıklamasıyla, Roboskî katliamının 5. yıldönümünde katliamın faillerinin yargı önüne çıkarılmasını talep etti.
TIKLAYIN - ROBOSKİ KATLİAMI 281 BAŞVURUCU İLE AİHM’E TAŞINDI
28 Aralık 2011'de, Şırnak'ın Uludere ilçesindeki Ortasu/Roboski ve Gülyazı/Bujeh köylerinden 28'i aynı aileden, 19’u çocuk 34 kişi savaş uçaklarının bombardımanıyla öldürüldü. Savcılıkça takipsizlik kararı verilmesinin ardından katliamla ilgili son olarak Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru da reddedilince yakınlarını kaybedenler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuştu.
TIKLAYIN - ROBOSKÎ’NİN ADI ROBOZİK
Roboskî için Adalet Yeryüzü için Barış Derneği (Roboski-Der) de her ayın 28. gününde olduğu gibi bu akşam da bir araya gelerek anma yapacaklarını açıkladı. Dernek, Ankara’daki Yüksel Caddesinde İnsan Hakları Anıtı önünde 18:30’da yapılacak anmaya herkesi davet etti.
“Dosya Genelkurmay’a gönderildi, failler korundu”
Bombardımanda yaşamını yitiren yurttaşların resimlerini ve isimlerinin yer aldığı pankartın açıldığı bugünkü basın toplantısına, İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören ile Diyarbakır Şube yöneticileri katıldı.
Bilici, katliamdan dört kişinin sağ olarak kurtulabildiğini hatırlatarak, “Tarihin sayfalarına kanlı bir katliam olarak geçti” dedi.
Katliamın, toplumsal adalet ve vicdan duygusunu ağır şekilde yaralandığını belirten Bilici, olayla ilgili hukuki sürece dair bilgileri paylaştı:
“Soruşturma Diyarbakır Başsavcılığı’nca yürütüldü. Müdahil vekillerin başvuru ve dilekçelerine rağmen, görevsizlik kararı verilerek, dosya Genelkurmay Başsavcılığı’na gönderildi.
“Genelkurmay Başsavcılığı ise kovuşturmaya yer olmadığına dair bir karar verdi. Bunun üzerine yeniden itiraz edildi. Ancak itiraz reddedilince, müdahil vekiller dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götürdü.
“AYM ise yasalara, Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı bir şekilde dosyayı reddetti. İç hukuk yolları tüketildiği için, katliam dosyası AİHM'ye taşındı. Ve bu süreç hala devam ediyor.
“Katliam dosyasının hukuki öyküsünden de anlaşılacağı gibi, açılan soruşturmalarla katliamın failleri, askeri yargı organlarına havale edilerek aslında korunmaya çalışıldı! Etkin bir soruşturma olmadığı gün gibi ortada olan bu süreçten elbette, adalet çıkması beklenemezdi.”
“Katliamlar aydınlatılmadıkça yenilerine yol açıldı”
Türkiye’nin yakın tarihinin aydınlatılmamış ve hakikate erdirilmeyi bekleyen katliamlarla anılan bir ülke olduğunu ifade eden Bilici sözlerine şöyle devam etti:
“Maraş, Çorum, Sivas, Digor, Güçlükonak, Gazi Mahallesi olayları, Diyarbakır Cezaevi ve 19 Aralık Cezaevi katliamlarının failleri ve siyasi sorumluları hala ortaya çıkarılmamış, katliamlar aydınlatılmamıştır.”
“İnsan hakları ve adalet mantığından yoksun devlet aklının, Roboskî katliamının aydınlatılmasına imkân vermediğini” vurgulayan Bilici, bu şekilde aradan geçen beş yılda yeni katliamların, yargısız infazların meydana gelmesine yol açıldığını belirtti.
“Roboskî’li aileler, her hafta Perşembe günleri, katliamda yaşamını yitiren çocuklarının mezarı başında bekleyip adalet talep ediyorlar.
“Hukuk ve demokrasi ile yönetilen bir ülke olduğu iddiasında bulunan devletin yapması gereken, katliamı aydınlatmak, failleri yargılayıp cezalandırmaktır. Ancak, bunun yerine katliamın aydınlatılması talebiyle adalet arayışında olan Roboskî’liler hakkında soruşturma ve davalar açılıyor.
“İnsan hakları savunucuları olarak, vicdanlarda mahkûm edilmiş insanlığa karşı suçlar ve faillerinin, bir gün mutlaka yargılanacağına inanıyoruz.”
“Etkin bir soruşturma başlatılsın, failler cezalandırılsın”
Bilici, şu talepleri sıraladı:
* Roboskî katliamı ile ilgili derhal etkin bir soruşturma başlatılmalı, failler ve sorumlular yargı önüne çıkarılarak cezalandırılmalı.
* Türkiye yakın tarihinde yaşanan katliamların aydınlatılması ve toplumsal barışın inşa edilebilmesi için Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalı, geçmiş ile yüzleşme sağlanmalı.
Basın açıklaması, Roboskî katliamında hayatını kaybeden 34 kişinin adının okunmasıyla bitirildi:
“Salih Ürek, Bedran Encü, Adem Ant, Erkan Encü, Şivan Encü, Muhammed Encü, Bilal Encü, Aslan Encü, Mehmet Ali Tosun, Savaş Encü, Orhan Encü, Nadir Alma, Celal Encü, Fadil Encü, Mahsun Encü, Şervan Encü, Yüksel Ürek, Cemal Encü, Cihan Encü, Vedat Encü, Serhat Encü, Salih Encü, Özcan Uysal, Hüseyin Encü, Nevzat Encü, Hamza Encü, Selim Encü, Zeydan Encü, Seyithan Enç, Hüsnü Encü, Selahattin Encü, Osman Kaplan, Abdulselam Encü, Şerafettin Encü.”
Ne olmuştu, yargıda durum neydi? |
28 Aralık 2011'de, Şırnak'ın Uludere ilçesindeki Ortasu/Roboski ve Gülyazı/Bujeh köylerinden 28'i aynı aileden 34 kişi savaş uçaklarının bombardımanıyla öldürüldü. 11 Haziran 2013’te Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, “taksirle ölme sebebiyet vermekten dolayı” Roboski katliamıyla ilgili soruşturma dosyası hakkında görevsizlik kararı verip dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdi. Genelkurmay Askeri Savcılığı, 7 Ocak 2014’te takipsizlik kararı verdi. Mağdurların ailelerinin avukatlarının karara itirazı reddedildi. Dosya bunun üzerine Anayasa Mahkemesine taşındı. Dilekçe ve eklerinin idari yönden Anayasa Mahkemesinde yapılan ön incelemede, başvuruda eksiklikler tespit edildi, tamamlanması istendi. Ancak başvuru, “eksikliğin süresinde giderilmemesi” nedeniyle, 24 Şubat 2015 tarihli kararla reddedildi. Mahkeme üyesi Osman Paksüt ise karara şerh düştü: “Başvurunun reddine ilişkin karara, sürenin geçirilmiş olmasının ve mazeretin kabulünün aşırı bir şekilcilikle incelenip incelenmediği noktasından tereddüt duyduğumdan katılmamaktayım.” Roboski katliamı mağduru 281 başvurucu, yaşam hakkı ihlali başta olmak üzere hak ihlalleriyle ilgili 23 Ağustos 2016’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yaptı. |
(AS)