Haberin Kurdish / İngilizcesi için tıklayın
"Yılarca Galatasaray'a oğlum Hüseyin ile buluşmanın hayaliyle geldim. Bizi söküp atmak istediler, copladılar, yerlerde sürükleyip gözaltına aldılar, vazgeçmedik."
Bu sözlerin sahibi, Cumartesi Anneleri’nden Hüseyin Morsümbül’ün annesi Fatma Morsümbül dün akşam (26 Aralık) hayatını kaybetti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, Fatma Morsümbül’ün cenazesi bugün saat 11.00’de Bingöl Devlet Hastanesi’nden alınarak Bingöl Gözeler Köyü’nde defnedileceğini duyurdu. Fatma Morsümbül, oğlu Ekin Morsümbül'ün yanına defnedilecek.
TIKLAYIN: FATMA MORSÜMBÜL: VAZGEÇMEMEYİ ÖĞRETEN CUMARTESİ ANNELERİ'NDEN BİRİ
Bingöl'den Galatasaray Meydanı'na mücadele
TIKLAYIN: FATMA MORSÜMBÜL GALATASARAY'A YOLLADIĞI MEKTUPTA "BARIŞ İSTİYORUM" DEMİŞTİ
Fatma Morsümbül 72 yaşındaydı, Bingöl'de yaşıyorlardı. Eşi Hanefi Morsümbül ile altı çocukları vardı. 12 Eylül askeri darbesinden altı gün sonra, 18 Eylül 1980 akşamı asker ve polisler evlerini bastı. 19 yaşındaki ilk çocukları, Bingöl Lisesi öğrencisi oğlu Hüseyin Morsümbül’ü gözaltına aldılar.
Oğullarını arayan Fatme ve Hanefi Morsümbül de gözaltına alındı.
Baskılar artınca Bingöl'den İstanbul'a göç etmek zorunda kaldılar.
Fatma Morsümbül, Galatasaray Meydanı'nda çocuklarının akıbetini arayan Cumartesi Anneleri'nden biri oldu. Çok kez gözaltına alındı.
Bir diğer oğlu, ağabeyinin adını alarak PKK'ye katılan Ekin Morsümbül, 2012 yılında hayatını kaybetti.
Fatma Morsümbül, 27 Eylül 2014’te hastanede olduğu için gelemediği Galatasaray Meydanı’na gönderdiği mektupla seslenmişti:
"Galatasaray'a sahip çıkmak Hüseyin'e sahip çıkmaktı. Ben hastanedeyim ama çocuklarım, torunlarım Galatasaray'da."
"Altı çocuklu, kendi halinde bir aileydik. Darbe sonrası askerler ve polisler basın yaptı. Lise öğrencisi oğlumun gözleri ve elleri bağlandı. 'İfadesini alıp beş dakika sonra geri getireceğiz' diye götürdüler. Bir daha göremedik.
"Hüseyin en büyük oğlumdu. Aklım fikrim hep ondaydı, sonraki eş çocuğuma annelik yapamadım. Çocuklarım birbirini büyüttüler.
"Ekin bu ortamda büyüdü, ağabeyinin adını alarak dağa gitti. Bir kaç yıl sonra çatışmada öldürüldü. Ölü bedenine işkence yaptılar.
"İki oğlumu bu kirli rant savaşında kaybettim. Evlat acısını biliyorum. Bu acıyı başka anneler yaşamasın diye barış istiyorum."
Hüseyin Morsümbül nasıl kaybedildi?
İnsan Hakları Derneği Gözaltında Kayıplara Karşı komisyon, 17 Eylül 2016’da Galatasaray meydanındaki 599. Hafta açıklamasında Hüseyin Morsümbül’ün kaybedilişini şöyle aktarmıştı:
“12 Eylül askeri darbesinden 6 gün sonra, 18 Eylül 1980 akşamı Morsümbül ailesinin Bingöl’deki evi asker ve polisler tarafından basıldı. Bingöl Lisesi’nde öğrenci olan çocukları Hüseyin gözaltına alınarak Bingöl Askeri Tugay Komutanlığı’na götürüldü Onu soran ailesine Hüseyin'in yüksek güvenlik önlemleri ile korunan taburdan kaçtığı söylendi. Oğlunu arayan anne ve baba gözaltına alındı. Baba Hanefi Morsümbül ağır işkence gördü. Hüseyin’den bir daha haber alınamadı Anne Fatma ve baba Hanefi Morsümbül askeri savcılığa giderek ifade verdi. Olup bitenleri savcıya anlattı ve sorumlular hakkında şikayetçi oldu. Ama Hüseyin’in kaybedilmesi ile ilgili hiçbir işlem yapılmadı, dosya bile açılmadı.
"Olaydan 4 yıl sonra, o dönem tugayda asker olduğunu, vicdan azabı çektiğini söyleyen bir kişi Morsümbül ailesine telefonla ulaştı. Hüseyin'in işkencede öldürüldüğünü ve battaniyeye sarılarak taburdan götürüldüğünü söyledi.
"Hüseyin’in akıbeti konusunda hiçbir şey yapmayan devlet 2003 yılında onu askerliğini yapmamış diye vatandaşlıktan çıkardı.
"İHD avukatı Eren Keskin’in 2011 yılında yaptığı suç duyurusu ile yeni bir soruşturma başlatıldı. Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı olay tarihinde Bingöl’de görevli personelin listesini istedi. Aralarında Durmuş Kıvrak’ın da olduğu dokuz personelin listesi, adresleri ve irtibat bilgileri savcılığa ulaştı.
"Soruşturma kapsamında savcıya ifade veren dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Kıvrak 18-23 Eylül tarihlerinde mazeret izni kullandığını, izin dönüşü masasında isimsiz bir ihbar mektubu bulduğunu, mektupta Hüseyin Morsümbül isimli şahsın gözaltına alındığı, gözaltında astsubaylar tarafından dövülerek öldürüldüğü, alay komutanı ve astsubaylar tarafından arabaya konularak götürüldüğü yazılıydı dedi.
"Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı derinleştirmek yerine yaşam hakkına yönelik olan suçun zaman aşımına tabi olmadığım ama olayın üzerinden 35 yıl geçmesi nedeniyle delil toplanmasının hukuken ve fiilen çok güç olduğu ve dava açmayı gerektirecek yeterli delil elde edilemediği gerekçesi ile 20 Ekim 2015 tarihinde ‘ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ verdi Bu Karar için Bingöl Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edildi.
"Hüseyin Morsümbül'ün kaybedilmesinden dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Kıvrak sorumludur. Bingöl İl Alay Komutanı Beşir Akın ve 12 Eylül cuntasının tüm aktörleri sorumludur." (BK)