Mehmet Özdemir 26 Aralık 1997’de Diyarbakır’da gözaltında alındı ve zorla kaybedildi.
Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, Zorla Kaybedilenler Veritabanı’nda Mehmet Özdemir'in zorla kaybedilmesi hakkında şu bilgileri verdi:
Mehmet Özdemir 1954’te Araki (Kıyı) köyünde doğdu. 12 kardeşlerdi. Köylerinde ailesiyle birlikte tarım ve hayvancılıkla uğraşıyordu. Evliydi, yedi çocukları vardı. Zorla kaybedildikten birkaç ay sonra sekizinci çocuğu dünyaya geldi.
Köyü yakılarak boşaltıldı
Araki köyüne kolluk güçleri tarafından sürekli baskın yapılıyordu. Bu baskılardan kaynaklı Mehmet Özdemir ailesini de alarak Diyarbakır’a göç etti. Ancak köyüne gidip gelmeye, topraklarını ekmeye devam ediyordu.
Köyünden ayrılmasından bir süre sonra Araki köyü devlet güçleri tarafından yakılıp boşaltıldı. Mehmet Özdemir artık köyüne gidemediği için Diyarbakır’da hayvan ticareti yaparak geçimini sağlamaya başladı.
Gözaltından sonra uzun süre tedavi gördü
Eşi Enzile Özdemir, Mehmet Özdemir’in daha önce de nasıl gözaltına alındığını, ardından da nasıl kaybedildiğini Hafıza Merkezi’ne anlatmıştı.
Mehmet Özdemir, zorla kaybedilmeden önce bazen evi basılarak bazen de sokaktan birkaç defa gözaltına alındı. Bu gözaltılar sırasında ağır işkence gördü. 5 Ağustos 1997’de de evi basılarak gözaltına alındı. Dört gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı.
“Yasadışı bir örgüte yardım ve yataklık ettiği” gerekçesiyle hakkında dava açılmıştı. (Dava, 23 Ocak 1998’de beraat etmesiyle son buldu.)
Gözaltında tutulduğu süre boyunca gördüğü işkenceler nedeniyle serbest bırakılmasının ardından 40 gün boyunca yataktan kalkamadı, kaburgaları kırılmıştı ve yürüyemiyordu. Uzun bir süre oluşan fiziksel sorunlar nedeniyle çalışamadı.
Kahvede otururken gözaltına alındı
26 Aralık 1997’de sabah saatlerinde hayvan pazarına gideceğini söyleyerek evinden çıktı. Buradan bir arkadaşının evini ziyaret ettikten sonra hayvan pazarının yakınındaki kahveye gitti.
Kahvede arkadaşlarıyla otururken sivil kıyafetli, ellerinde telsiz bulunan silahlı iki kişi geldi ve Mehmet Özdemir’e kendileriyle birlikte gelmesini söyledi, dışarıya, beyaz bir taksiye doğru götürüldü. Mehmet Özdemir, arabanın içinde üçüncü bir kişinin de oturduğunu da görünce arabaya binmemek için uğraştı, kendisini yere attı, onu tutan kişilerden kurtulmaya çalıştı.
Ancak bu kişiler tarafından zorla, şiddet uygulanarak arabaya bindirildi ve oradan götürüldü. Olaya orada bulunan birçok kişi tanık oldu.
Olay tanıklarından biri eşi Enzile Özdemir’e giderek Mehmet Özdemir’in zorla bir araca bindirilerek silahlı kişiler tarafından kaçırıldığını, okuma yazması olmadığı için arabanın plakasını alamadığını söyledi.
DGM Savcılığından imzasız yanıt geldi
Enzile Özdemir 29 Aralık’ta İnsan Hakları Derneğine başvurdu ve eşinin zorla gözaltına alındığını, hakkında bilgi edinemediğini belirterek hukuki yardım talebinde bulundu.
İHD’li avukatların yardımıyla daha sonra Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına bir dilekçe ile başvurdu ve eşinin kahvede otururken sivil kıyafetli polis memurları tarafından alındığını belirterek akıbetiyle ilgili bilgi talep etti.
Yanıt olarak “Mehmet Özdemir Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınmıştır” damgası vuruldu. Ancak bu damganın üzerinde hiçbir yetkilinin imzası bulunmuyordu.
İkinci başvuruya “gözaltına almadık” yanıtı
Aradan bir süre geçmesine rağmen Mehmet Özdemir’den bir haber alamayan ve nerede tutulduğu kendisine söylenmeyen Enzile Özdemir yeniden yetkililere başvurdu.
Kendisine verilen yanıtta bu kez, Mehmet Özdemir’in gözaltına alınmadığı bir yanlışlık yapılarak gözaltında olduğunun söylenmiş olabileceği iddia edildi.
Enzile Özdemir Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı kayıp bürosuna dilekçe yazdı. Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı, Mehmet Özdemir’in kaybolmasına yönelik bir soruşturma başlattı.
Savcı, Mehmet Özdemir’in iddia edildiği üzere gözaltına alınıp alınmadığı konusunda Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nden kendisine bilgi verilmesini talep etti. Emniyet Müdürlüğü, Cumhuriyet Savcılığı ve Jandarma Komutanlığı’nın farklı şubelerinden verilen yanıtta Mehmet Özdemir’in gözaltına alınmadığına dair 1998 yılının farklı tarihlerine ait belgeler sunuldu.
Tanık, gözaltında gördüğünü anlattı
Bu sırada Mehmet Özdemir’in ailesine onunla aynı süreçte gözaltına alınıp, Mehmet Özdemir’i gözaltı sürecinde gören bir tanık şunları anlattı:
“Beni serbest bıraktılar ancak o [Mehmet Özdemir] oradaydı. Onun yanındaydım, ona öyle işkence etmişlerdi ki oturamıyordu bile, sırtı duvardaydı ve konuşamıyordu. Sadece 'Bana çok işkence yaptılar diyordu.
“Bana, ‘senden istediğim şey ailem bilsin ki bu kadar zamandır ben işkence görüyorum buradayım ve yaşıyorum. Beni sorsunlar, arasınlar ki beni bıraktırabilsinler.’”
Tanık, aileyle görüşmeyi reddetti, başka bir kente taşındığını öğrendiler.
Vali Yardımcısı: Soruşturma devam ediyor
Enzile Özdemir 13 Ocak 1998’de Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na başvuruda bulundu.
20 Nisan 1998’de, Enzile Özdemir'e kimliği belirlenmemiş bir ceset gösterildi, ceset eşine ait değildi.
Aynı gün, Diyarbakır Vali Yardımcısı, Mehmet Özdemir’in kız kardeşine, kardeşinin nerede olduğuna dair bilgileri olmadığı ve kaybolmasına ilişkin soruşturmanın devam ettiği yönünde bilgi verdi.
23 Haziran 1998’de Enzile Özdemir Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli olan polis memurları hakkında suç duyurusu yaptı.
Dilekçesinde, eşinin daha önce en az 7-8 kere yakalanıp tehdit edildiğini ve işkence gördüğünü belirterek Emniyet Müdürlüğü’nün Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli polis memurları tarafından gözaltına alındığından emin olduğunu ifade etti.
Meclis: Gözaltına alınmadığını saptadık
Meclis İnsan Hakları Komisyonu, 12 Ağustos 1999’da, yaptıkları soruşturma sonucunda Mehmet Özdemir'in 9 Ağustos 1997’de gözaltından serbest bırakıldığını ve o tarihten sonra Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınmadığını saptadıklarını Enzile Özdemir'e bildirdi.
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü savcılığa da Özdemir’in gözaltına alınmadığı bilgisini verdi.
Savcılık 19 Aralık 2003’te takipsizlik kararı verdi. İtiraz da Siverek Ağır Ceza Mahkemesince reddedildi.
AİHM'den ihlal kararı
Enzile Özdemir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu.
AİHM, 8 Ocak 2008 tarihli kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2. maddesindeki yaşam hakkının, esastan ve usulden ihlal edildiğine hükmetti. Ayrıca, Enzile Özdemir açısından Sözleşme'nin 3. maddesinin (işkence yasağı), Sözleşme'nin 5. maddesinin (özgürlük ve güvenlik hakkı) ve Sözleşme'nin 13. maddesinin (etkili başvuru hakkı) ihlal edildiğine karar verdi.
Mehmet Özdemir halen kayıp.
Dönemin politik sorumluları: Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Mesut Yılmaz, İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, Adalet Bakanı M. Oltan Sungurlu, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Jandarma Genel Komutanı Fikret O. Boztepe, OHAL Bölge Valisi Aydın Arslan, Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican, MİT Müsteşarı Sönmez Köksal. (AS)