Barış bildirisine imza attıkları gerekçesiyle Kocaeli Üniversitesi (KOÜ)’den ihraç edilen 19 akademisyenin kurduğu Kocaeli Dayanışma Akademisi (KODA) dersleri sürüyor. Eğitim Sen Şube binasında her Çarşamba yapılan derslerin 10’uncusunda, “Dayanışma: sınıf kültürünü oluşturan güzergâhlar” ve “Mitolojiden gerçeğe ateşi çalmak, akademinin sınıfsal işlemi” konuları işlendi.
Araştırma Görevlisi Ömer Furkan Özdemir mitoloji bilim tarihi ve insanlık tarihine dair bilgiler verdi. Özdemir akademinin sınıf mücadelesi açısından nerede bulunduğunu anlatırken Doç. Dr. Aslı Kayhan ise dayanışmanın işçiler için önemine, ne şekillerde kurulabileceğine ve işçi sınıfının temel dinamikleri üzerine anlatımda bulundu. Kayhan ve Özdemir ihraç edilen akademisyenler arasında değil, Kocaeli Üniversitesi'ndeki görevlerini sürdürüyorlar.
21 Aralık Çarşamba günü yapılan ders KODA eğitim yılının ilk döneminin son dersiydi. Dersler iki haftalık aradan sonra 11 Ocak 2017 Çarşamba günü yapılacak. İkinci dönemin ilk dersini Prof. Dr. Kuvvet Lordoğlu anlatacak. Dersin başlığı “Neoliberal dönüşüme içeriden bir bakış”.
Özdemir: Bilim tarihi insanlık tarihiyle başlar
Mitoloji gelişen din olgusuyla beslenen hikâyeleri oluşturur diyen Özdemir, “Örneğin Antik Yunan’a odaklandığımızda insanların birer figüran olduğunu asıl rollerin tanrıların, titanların olduğunu görüyoruz” dedi.
Bunun yalnızca Antik Yunan mitolojisinde kalmadığını ve daha sonrasında doğu kökenli dinlerinde bu mitolojilerden beslendiğini söyledi. Ayrıca pek çok dine ve onların kaynağını aldığı mitoslara bakıldığında çoğunun acıyla sonlandığını dile getiren Özdemir, “Aslında bilimin tarihi ve bilginin tarihi insanlık tarihiyle doğru orantılıdır. İnsanın alet yapmaya başlaması ve onları geliştirmesi bilim tarihinin de gelişimini sağlamıştır” şeklinde konuştu.
Konuşmasının devamında insanların elde ettikleri ürünleri depolamayı keşfetmesiyle üretimleri sonucu kendi hayatlarını planlamayı da öğrendiklerini söyleyen Özdemir, daha sonra her dönemde olduğu gibi egemen sınıfın kendi çıkarlarını korumak adına bu yöntemi kullandığını belirtti.
“Ortaçağ’da tapınaklarda depolanan ürünlerin tabletlere yazılarak kayıt tutulması da buna bir örnektir. Bilimsel bilgi, ortaya çıkmasından sonra egemen sınıfların kendi çıkarlarını daha da güçlendirmek için kullanılmıştır diyebiliriz.”
Kayhan: Dayanışma kavramı büyük güçtür
Özdemir’in ardından anlatıma başlayan Doç. Dr. Aslı Kayhan, yeni çalışma ilişkilerinde dayanışma kavramının önemli bir rol tuttuğunu belirterek, dayanışmanın günlük hayattaki dayanışma kavramından hareketle emekçi sınıfların egemen sınıflara karşı haklarını korumak için bir arada durabilmesine kadar varan geniş bir yelpazeyi oluşturduğunu söyledi.
Dayanışma kavramı her zaman kapitalizmin ve etkenlerinin karşısında büyük bir güçtür diyen Kayhan, “Dayanışmanın sağlanması açısından önemli bir kavram güven olarak görülüyordu. Ancak kapitalizmin inşa ettiği yeni çalışma ilişkilerinde işçiler arasında bir parçalanma yaşandı” dedi.
Konuşmasının devamında üretim rejiminin işçilerin karşılaşacağı yer ve zamanı kısıtladığını, müdahale ettiğini söyleyen Kayhan, işçiler arasındaki güven ve birlik ortamının bu şekilde parçalandığını ifade etti.
“Örgütlülük açısından düşündüğümüzde, fabrikada örgütlediğiniz işçiye yaşam alanında ulaşamıyorsanız bu parçalanmayı daha da derinleştirecektir.” (DÇ/HK)
Doç. Dr. Aslı Kayhan hakkındaKocaeli Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi. Barış için imza atan akademisyenlerin 1 Eylül 2016 günü ihraç edilmeleri sonrası 3 Eylül günü yapılan destek eyleminde yaptığı konuşmada şöyle demişti: “Bu mücadelenin gidenler ve kalanlar mücadelesi olduğunu düşünmüyoruz. Arkadaşlarımızın derhal geri alınması için elimizden geleni yapacağız. Bu arkadaşlarımız her zaman üniversitenin aydınlık yüzü olmuştur”. Kayhan hakkında bu destek eylemine katıldığı için soruşturma açıldı. |
Ömer Furkan Özdemir hakkındaKocaeli Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Çalışma Ekonomisi Bölümü araştırma görevlisi. 3 Eylül günü yapılan ihraç edilen akademisyenlere destek eylemine katıldığı için hakkında üniversite yönetimi soruşturma başlattı. Eğitim Sen’in işyeri temsilcisi olan Özdemir soruşturma sonrası “Hakkımızda açılan bu soruşturma normal bir ülkede neredeyse alay konusu olabilecek bir konu. Maalesef ülkemizde ise işyeri temsilcisi olduğum bir sendikanın faaliyeti soruşturma konusu edilebiliyor. Bu açıkça anayasaya, yasalara ve ülkemizin de imza attığı ILO sözleşmelerine aykırı, dolayısıyla en baştan hukuksuz. Birilerinin böylesi rahatsız etme faaliyetlerine karşı akademinin, bilimin, sendikal mücadelenin ve dayanışmanın eninde sonunda galip geldiğini bütün bir tarih göstermiştir. Kötülük eninde sonunda kaybedecek diyorum” demişti |
KODA dersleri:
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ruhi Demiray: Sartre'ı Anlatmanın Tam Zamanıydı
Prof. Onur Hamzaoğlu: Ama Biz Araştırmalarımıza Devam Ettik
Doç. Dr. Aynur Özuğurlu: Bizler Öfkesini Kuşanmış Kadınlarız
Prof. Dr. Veli Deniz "Lojistik Köy" Kocaeli'ni Anlattı
Prof. Dr. Ümit Biçer: "Geride Kalanlar Dönüp Dönüp İlerleyemeyen Bir Tarihte Yaşar"