Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davanın dokuzuncu celsesinin ilk duruşması bugün (19 Aralık) görülüyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan Ramazan Akyürek, Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç ile tutusuz sanıklardan Reşat Altay katıldı.
Tutuklu sanıklardan Yasin Hayal, Özkan Mumcu, Hamdi Egbatan, Osman Gülbel bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Duruşmanın öğleden önceki kısmında Dink'in öldürüleceğine ilişkin istihbarat bilgisi geldiğinde Trabzon İl Emniyet Müdürü, cinayet işlendiğinde de İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek'in çapraz sorgusu yapıldı.
Jandarma'ya bilgi verilmedi mi?
Mahkeme heyeti (MH), Akyürek'e (RA) Dink'in öldürüleceğine dair Yardımcı İstihbarat Elemanı (YİE – Erhan Tuncel) kaynaklı bilgiyi jandarma ile paylaşıp paylaşmadığını sordu.
MH: Pelitli jandarmanın sorumluluk alanında. Bilgileri Trabzon Jandarma Komutanlığı veya Valilikle paylaştınız mı? RA: YİE'den elde edilen bilgi farklı bir kategoride değerlendirilmeli. Buralardan gelen bilgiler istihbarat şubesine YİE kaynaklıysa başka kaynaklardan gelen biglilerden daha hassastır. Onu değerlendirecek yer de İstihbarat Şube'dir. İl Emniyet Müdürü, İstihbarat Şubesi'nin inisiyatifi dışında “şuna bildiriyorum” demez. Şube Müdür'yle birlikte karar verir. Üst yazıyı imzalatırken Dinç'le [Engin Dinç – dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü] bunu konuştuk. Dink ismini görünce “Jandarma, Valilik, İstihbarat Daire Başkanı ve ilgili illere haber notu yapalım” dedim. Haber notunun dönüştürülmesinin uygun olmayacağını söyledi Engin. Soruşturma konusu oluncaya kadar Trabzon İstihbarat Şube'nin F4'ten farklı ifadeyle gönderildiğini bilmiyordum. Ama ben de aynı manaya geldiğini düşünüyorum. MH: Saha çalışması konusunda Jandarma ile ilgili sorun yaşıyor muydunuz? RA: Herhangi bir kurumla sorunumuz yoktu. |
11 istihbarat raporundan sadece birinin İstanbul'a bildirilmesiyle ilgili
Mahkeme heyeti, istihbarat raporu olan 9 No'lu F4'te Dink'in “ne pahasına olursa olsun öldürüleceği” bilgisi üzerine İstanbul'a yazı yazıldığını hatırlatarak neden 10 No'lu F4'te de yazılmadığını sordu.
Akyürek şöyle cevapladı:
"Savcılıkta verdiğim ifadede ağır ve ciddi bir eylem olduğunu düşündüğümü söylemiştim. İstihbarat Şube Müdürü ile muhatabım. Ben İstihbarat Müdürü'nün kanaatleriyle yönlendiriyorum. Sorumlu memurla görüşsem belki kanaatim farklı olacak.
“Engin'le aramızdaki konuşma o zaman şöyleydi: 'Bu şimdi bir takımda oynamaya başladı çay ocağı çalıştırıyor eylemden vazgeçme eğilimi beliriyor'.
“İl Emniyet Müdürü olarak 'kapatın bu konuyu' diyen biri eğilim. Önüme gelen bilgiyi İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderdim. Vazgeçme eğiliminde olduğunu söyledikleri için İstanbul'a bir yazı yazma gereği görmedim.”
Cerrah'ın “istihbarat raporunu yok et” dediği iddiası
Mahkeme heyeti, Akyürek'e, cinayetten sonra İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın kendisini arayarak Dink'in öldürüleceği istihbaratını içerek F4 raporunu reddetmesini istediğine yönelik ifadesini hatırlattı.
“Abdülkadir Aksu'ya Cerrah'ın imha talebini söyledim”
Mahkeme, “Bunu İçişleri Bakanına [Abdulkadir Aksu] bildirdiniz mi?” diye sordu. Akyürek şöyle cevapladı:
“Bakan beyin ikinci telefonunda evrak imha konusunda bilgi vermedim. Gerekçesini yüz yüze arz etmek istediğimi söyledim. Emniyet Genel Müdürü'nün yanına vardım, Cerrah'ın iyi niyetli olmadığını söyledim. Emniyet Müdürü 'gitmeden gerek yok, ajanla ilgilenecek bir durum yok' dedi. Emniyet Genel Müdürü'ne imha teklifini söyledim. O dönemki Emniyet Genel Müdürü Vekilimiz Necati Altıntaş'tı. Abdülkadir Aksu’ya da yüz yüze söyledim. Genel Müdür, bakan beyi arayınca, direkt söyledi mi bilmiyorum. 'Emir anlaşıldı sayın bakanım' dedi ikinci aramada.”
MH: Cerrah’ın istediği yapılabilir miydi? RA: Bilgisayardan, teknik bölümden anlamam. Hiçir elektronik ortamda bulunmasa bile asla imha etmeyeceğimi personelim bilir. Yapılabilir mi yapılamaz mı hiç düşünmedim açıkçası. MH: Makul bir teklif mi? İmhası istenen yazıya kaynak teşkil eden haber notu duruyor. F4 İstanbul'da yok, muhtemelen haberi de yok. Üst yazılar var. O zaman onların da yok edilmesi lazım. O yazının irtibatta olduğu yazıların da imhası lazım. RA: Böyle bir kapı açıldıktan sonra çığ gibi arkası gelir. Ama neleri planlayarak yaptı ben bilmiyorum. Kimlerin ne plan içinde olduğu bu iki sene içinde anlaşılıyor. Bu kapının açılmasını istemedim ve tartıştım. Üstlerime de arz ettim. |
Cerrah'a Tuncel'i “YİE yap” dediği iddiası
Cerrah'ın ifadesinde Akyürek'in kendisinden Erhan Tuncel'i YİE yapmasını istediğine ilişkin iddiasını soran mahkemeye, Akyürek şu cevabı verdi:
“Bu ithamı Cerrah 9 yıl sonra savcılıkta ifade verirken yapıyor. Cerrah’ın evrak imha teklifini özel hattan yapılan görüşmede reddettim. Beni haşladı, ben de karşılık verdim. O görüşmeden sonra Tuncel Trabzon'dan gelip 'ben YİE'yim' diyor. Bu konuyu telefonda görüştük. Kendisine Tuncel'in YİE'likten hangi gerekçelerle çıkarıldığını açıkladım. 'Gel elemanına sahip çık' dedi, 'Benden çok daha fazla yerde müdürlük yaptın abi, takdir sana ait. Ne istiyorsan öyle yap' dedim.
Yasadışı dinlemeler
Mahkeme, Akyürek'e İstihbarat Daire Başkanlığı döneminde, yine dava sanıklarından Ercan Demir, Muhittin Zenit, Sabri Uzun ve Reşat Altay'ın “örgüt üyeliği” ve “uyuşturucu” gibi gerekçelerle farklı isimler altında dinlendiğini ancak bu dinleme emri yazılarında imzasının olmadığını hatırlattı. “Siz bu dönemde daire başkanlığında illegal bir yapılanma olduğundan şüphelenmiş miydiniz” diye sordu. Akyürek “Herhangi bir yapılanmayla ilgisini görsem gereğini yapardım. Dink özelinde banim çalıştığım dönemle ilgili herhangi bir illegal yapılanma asla aklıma gelmedi, bugün de gelmiyor” dedi.
Duruşma, Akyürek'in çapraz sorgusuyla devam ediyor.
İnsan Haklarını İnceleme Alt Komisyon Raporu1 Ekim 2007’te Hrant Dink ve Festus Okey cinayetlerinin incelenmesi için kurulan İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’un alt komisyonunun hazırladığı “Hrant (Frat) Dink Raporu” 22 Temmuz 2008’de komisyon başkanlığına sunulmuştu. Alt komisyon Bursa Milletvekili Mehmet Ocaktan (AKP), İzmir Milletvekili Şenol Bal (MHP), İstanbul Milletvekili Çetin Sosyal (CHP), İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş (DSP) ve Bingöl Milletvekili Kazım Ataoğlu’ndan oluşuyordu. |
Ramazan Akyürek hakkında2004’te Trabzon İl Emniyet Müdürü’ydü. 2004’te gerçekleştirilen McDonald’s bombalaması eyleminin faillerinden Erhan Tuncel, Akyürek’in imzasının bulunduğu bir belgeyle polis muhbirliğine alınmıştı. Rahip Santoro’nun öldürülmesi de Akyürek’in Trabzon’da olduğu dönemde gerçekleşti. Dink 2007’de öldürüldüğünde Akyürek İstihbarat Daire Başkanı’ydı. Dink cinayetine ilişkin istihbarata raporları da Akyürek’in Trabzon’da görevde olduğu dönemde hazırlandı. Trabzon ile İstanbul arasındaki istihbarat alışverişi ve bunu için gereken işbirliğinin yapılmamış olduğu için Dink'in avukatları "Sorumluluğu vardır" dedi, yargılanması istendi. Yeniden görülen davanın 3 Aralık 2013 tarihli duruşmasında Tuncel “Cinayet Ramazan Akyürek ve çetesinin işidir” dedi. Ancak yargılanmadı ve sorgulanmadı. 2012’de Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı’na terfi ettirilen Akyürek ancak 17 Aralık yolsuzluk operasyonunun ardından görevden alındı. Akyürek Şubat 2015'te Dink cinayetinde sorumluğu olan kamu görevlileri hakkındaki soruşturma kapsamında tutuklandı. Akyürek hakkında ayrıca “FETÖ/PDY (Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması) soruşturması” kapsamında açılan yasadışı dinleme davasından tutuklama kararı bulunuyor. İstihbarat bilgilerini Cumhuriyet Başsavcılığı, İl Jandarma Komutanlığı ve MİT’e iletmemekle, Yasin Hayal ve üyesi olduğu örgüte operasyon yapmamakla suçlanıyor. Kasten öldürme iddiasıyla TCK’nın 82. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. |
(EA)