Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında dün Resmi Gazete’de yayınlanan 676 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de (KHK) avukatın müvekkiliyle görüşmesine kısıtlama getiren maddeler de yer aldı.
KHK’nın 5 maddesinde, avukatın mazeretsiz duruşmayı terk etmesi durumunda, duruşmaya devam edilebileceği ifade edildi:
“5271 sayılı [Ceza Muhakemesi] Kanunun 188. maddesinin birinci fıkrasına şu cümle eklenmiştir: ‘Müdafiin mazeretsiz olarak duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilir.’”
Üç ay izleme, altı ay yasaklama
676 Sayılı KHK ile ayrıca, avukat ile hükümlünün görüşmesinin altı aya kadar ertelenmesi ve görüşmedeki dokümanların örneğinin alınması, görüşmenin de kaydedilmesinin yolu açıldı.
KHK’nın 6 maddesiyle, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 59. Maddesine şu fıkralar eklendi:
“(5) Türk Ceza Kanununun 220. maddesinde ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olanların avukatları ile görüşmelerinde,
“Toplumun ve ceza infaz kurumunun güvenliğinin tehlikeye düşürüldüğüne, terör örgütü veya diğer suç örgütlerinin yönlendirildiğine, bu örgütlere emir ve tâlimat verildiğine veya yorumları ile gizli, açık ya da şifreli mesajlar iletildiğine ilişkin bilgi, bulgu veya belge elde edilmesi hâlinde,
“Cumhuriyet başsavcılığının istemi ve infaz hâkiminin kararıyla, üç ay süreyle; görüşmeler teknik cihazla sesli veya görüntülü olarak kaydedilebilir,
“Hükümlü ile avukatın yaptığı görüşmeleri izlemek amacıyla görevli görüşmede hazır bulundurulabilir,
“Hükümlünün avukatına veya avukatın hükümlüye verdiği belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmalara ilişkin tuttukları kayıtlara el konulabilir veya görüşmelerin gün ve saatleri sınırlandırılabilir.
“(6) İnfaz hakimliği hükümlünün; kurallara uyumunu, toplum veya ceza infaz kurumu bakımından arz ettiği tehlikeyi ve rehabilitasyon çalışmalarındaki gelişimini değerlendirerek, kararda belirttiği süreyi üç aydan fazla olmamak üzere müteaddit defa uzatabileceği gibi kısaltılmasına veya sonlandırılmasına da karar verebilir.
“(7) Beşinci fıkra kapsamına giren hükümlünün yaptığı görüşmenin, aynı fıkrada belirtilen amaca yönelik yapıldığının anlaşılması hâlinde, görüşmeye derhal son verilerek, bu husus gerekçesiyle birlikte tutanağa bağlanır. Görüşme başlamadan önce taraflar bu hususta uyarılır.
“(8) Hükümlü hakkında, yedinci fıkra uyarınca tutanak tutulması hâlinde, Cumhuriyet başsavcılığının istemiyle hükümlünün avukatlarıyla görüşmesi infaz hâkimince altı ay süreyle yasaklanabilir.
“Yasaklama kararı, hükümlüye ve yeni bir avukat görevlendirilmesi için derhal ilgili baro başkanlığına bildirilir. Cumhuriyet başsavcılığı baro tarafından bildirilen avukatın değiştirilmesini baro başkanlığından isteyebilir.”
Bu değişikliklerin tutuklu sanıklar hakkında uygulanıp uygulanmayacağına dair karar yetkisi de, soruşturma aşamasında sulh ceza hâkimine, kovuşturma aşamasında mahkemeye verildi. (AS)