Click to read the article in Turkish
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch/HRW) bugün açıkladığı raporunda, “15 Temmuz darbe girişiminin ardından polisin gözaltına alınanlara işkence yaptığı, kötü muamelede bulunduğu” ifade edildi.
47 sayfalık “Açık Çek: Türkiye’de Darbe Sonrası İşkenceye Karşı Koruma Tedbirlerinin Askıya Alınması” başlıklı raporda, Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile koruma tedbirlerinin zayıflatılmasının gözaltı koşullarını ve gözaltına alınan kişilerin haklarını zayıflattığı konu ediliyor.
Williamson: İşkence ve kötü muameleye “açık çek”
İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya direktörü Hugh Williamson, “Türkiye hükümeti işkenceye karşı koruma tedbirlerini kaldırarak kolluk görevlilerine gözaltındakilere diledikleri gibi işkence ve kötü muamele yapmaları için açık çek veriyor. Belgelediğimiz vakalar bize bazı görevlilerin tam da böyle yaptığını gösteriyor. Türkiye hükümeti bu önemli tedbirleri geri getirmelidir” dedi.
“KHK’de yer alan bir maddeyle devlet görevlileri, bu kararnameler kapsamında yerine getirdikleri görevler kapsamında her türlü sorumluluktan muaf tutuluyor.
“Ayrıca, Türkiyeli yetkililerin Birleşmiş Milletler işkence özel raportörünün ziyaretini ertelemesi de, işkence ve kötü muameleyi önleme taahhütleriyle ilgili ciddi bir şüphe uyandırıyor.
“Uluslararası hukuk işkenceyi mutlak surette yasaklar ve bu yasak savaş ya da ulusal acil durum hallerinde bile askıya alınamaz.
“KHK’ler yargısal denetime tabi olmadan gözaltı süresini dört günden otuz güne çıkarıyor, gözaltındakilerin avukatla görüşmesini beş güne kadar kısıtlayabiliyor ve alıkonan kişinin avukatıyla özel görüşme haklarını kısıtlıyor.”
Tanıklar anlattı |
HRW rapor için, 40’tan fazla avukat, insan hakları aktivisti, sağlık personeli, adli tıp uzmanı ve gözaltından serbest bırakılmış kişilerle görüştü. 15-16 Temmuz tarihlerinde en az 241 polis memuru ve vatandaş hayatını kaybetti ve yaklaşık 2 bin kişi de yaralandı. HRW darbeye karşı koyarken yaralanan kişilerle de görüştü. Raporda, darbe girişiminden bu yana meydana geldiği iddia edilen zorlayıcı pozisyonlarda tutma, uykusuz bırakma, ağır darp, cinsel taciz ve cinsel saldırı tehdidi gibi ihlallerin yer aldığı 13 vakaya ilişkin anlatımlara yer verildi. Tanıklıklardan bazıları şöyle: Avukatının önünde darpAnkara’dan bir avukat darbe girişimine karıştığı şüphesiyle gözaltına alınan bir subay olan müvekkilinin Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde gördüğü muameleyi şöyle anlattı: “Arkasında birkaç polis ayakta duruyordu. O da masanın önündeki bir sandalyede oturuyordu. Konuşması için normalde kelepçe olarak kullandıkları plastik bantlarla kırbaçlar gibi vurmaya başladılar; yumruklarıyla da başına ve vücudunun üst kısmına vurdular. Elleri kelepçeli olduğundan kendini korumak için hiçbir şey yapamıyordu... “Bir aşamadan sonra artık sırtımı döndüm. Ona kaç kez vurduklarını bilmiyorum. Daha fazla bakamadım. Durdurmak için yapabileceğim bir şey olmadığını biliyordum. En sonunda ifade verdi... O saatte oradaki tek avukat bendim. Her yerde şiddet vardı ve polis benim orada olmamdan memnun değildi. ‘Bu insanların neden avukata ihtiyaçları var ki’ diyorlardı.” Gözleri bağlı işkenceE.B. gözaltındayken yaşadıklarını Antalya Cumhuriyet Savcısı’na verdiği ifadede şöyle anlattı: “Gözlerim bağlıydı. Odada 3-4 kişi olduğunu hissettim. Ancak beni gözaltına alan komiser konuşuyordu… 'Bildiklerini anlat, Antalya’da ne işin var' diyerek çırılçıplak soydular… “[Beni] gözaltına alan, ismini bilmediğim, komiser olduğunu düşündüğüm, yüzüme gözüme tokatla vurmaya başladı… Ayaklarımın altına, karnıma vurarak, sonrasında hayalarımı sıkarak 'seni hadım ederim' şeklinde sözler söyleyerek işkenceye devam ettiler. Yüzüstü yatırıp sağ kolumu ve sol kolumu geri çevirerek, polis memuru bana bu şekilde işkence yaptı. “Sonrasında sırt üstü döndürüp ayaklarımı ıslatıp copla vurmaya başladılar. Sonra her iki koluma da copla vurdular. Boynumu ıslatıp copla boynuma da vurdu… Hatta copu ağzıma sokup ağzımda çevirdi… Sonrasında kaldırıp yumrukla vurmaya başladı. Her vurduktan sonra dik dur diyerek karnıma dakikalarca vurdu.” İstanbul Emniyetinde işkence ve tehditİ.B. hapishanedeyken yazarak avukatına teslim ettiği ifadede, Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltındayken maruz kaldığı muameleyi şöyle anlattı: “Beni avukat görüşü diye üç gün boyunca her gün sorguya götürdüler. Üzerimdeki kıyafetleri indirip ve yırtarak cinsel organlarımızı sıkma, darp etme, iğrenç tehditler savurdular. ‘Anneni buraya getirdim konuşmazsan gözünün önünde ona tecavüz edeceğim’ dedi. “Kafama bir torba geçirip ellerimi arkadan bağlayıp kafamı yere, duvara vura vura beni, alçakça gülerek, domalık dedikleri bir pozisyona getirerek ‘Yok mu buna tecavüz edecek baba yiğit’ diye bağırıp gülüyorlardı. Vücudumun her yerini darp içinde bıraktılar... “İşlemediğim bir suçu, hayatımda görmediğim tanımadığım birini tanıtmak için ‘Tanıyacaksın yoksa sana daha çok şey yapacağız’ gibi hakaret ve tekmelerle üstüme geliyorlardı. Sonra ‘7-8 kişiyi mahkemeye getirtir, üstüne ifade verdiririm, bir daha dışarıyı göremezsin; eğer suçu kabul edip isim vermezsen hayatını kaydırırız’ dediler. “Darp raporları aldığım her gün beni bir kez daha darp ediyorlardı... ‘Sen istediğin kadar rapor al, bize sökmez, her şey bizim elimizde’ dediler.” |
Tavsiyeler |
HRW Türkiye hükümetine şu tavsiyelerde bulundu: * İşkence ve kötü muameleye zemin yaratan KHK maddelerini derhal iptal edin ve devletin uluslararası hukuktan gelen temel yükümlükleriyle uyumlu hale getirin. * KHK’lerdeki gözaltında tutma süresinin 30 güne çıkarılması, gözaltına alınan kişinin avukatıyla görüşmesinin beş güne kadar kısıtlanması, avukat ve gözaltındaki müvekkili arasındaki özel görüşmeye kısıtlama, avukat seçme hakkına yönelik kısıtlama maddelerini iptal edin. * Kararnameler kapsamında görevini yerine getiren kişinin bu fiilleri nedeniyle cezai sorumluluktan korunması hükmünü iptal edin. * İşkence ve kötü muamele ihtimaliyle ilgili olabilecek tüm sağlık raporlarını ve ilgili diğer bilgileri gözaltındakilere ve avukatlarına verin. Gözaltında tutulan kişi veya avukatının talep etmesi halinde bağımsız bir doktor tarafından muayeneye izin verin. * Kolluk görevlilerinin gözaltındakilerin sağlık muayenesi sırasında müdahale etmemesini sağlayın. Müdahale edenlerle ilgili disiplin soruşturması başlatın. * BM İşkenceye Karşı Özel Raportörü, baro temsilcileri, hükümet dışı kuruluşların temsilcileri, avukatlar ve sağlık personeli dahil, bağımsız gözlemcilerin tüm polis ve jandarma gözaltı merkezlerine ve hapishanelere erişimine izin verin. * Rütbesi ne olursa olsun, işkence ve kötü muamele iddialarına karıştığı iddia edilen tüm güvenlik ve emniyet personelini hızla ve tarafsız olarak soruşturun ve işkence ve kötü muamele yapılmasını emreden, böylesi bir emri uygulayan veya uygulanmasına izin veren tüm görevlileri uluslararası standartlarla uyumlu şekilde yargılayın. |
(AS)
* Raporun Türkçe'sine buradan, İngilizce'sine buradan ulaşabilirsiniz.