Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD), Olağanüstü Hal’in (OHAL) kaldırılması talebiyle kampanya başlattı.
Bugün başlayan ve 10 gün sürecek olan kampanyaya ilişkin İHD temsilcileri, Diyarbakır, İstanbul, Ankara, Adana ve Hatay’da basın açıklaması yaptı.
Kampanyanın talebi OHAL’in kaldırılması ve OHAL ortamında kabul edilen Kanun Hükmündeki Kararnamelerin (KHK) iptal edilmesi.
Kampanyayı şu kurumlar destekliyor: Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Özgürlükçü Demokrat Avukatlar (ÖDAV), İstanbul Tabip Odası, İstanbul LGBTİ Dayanışma, Hevi LGBTİ.
Meclis Başkanlığına hitaben yazılan kampanya metninde, OHAL’in uzatılmaması gerektiğinin de altı çizildi. İmza kampanyasına katılmak isteyenler için bu kentlerin bazı noktalarına masa açılacak.
40 bin gözaltı, 20 bin tutuklama, 80 bin açığa alma
İHD’nin “OHAL Uzatılmamalı, Derhal Kaldırılmalıdır” başlıklı kampanyasında yer alan tespit ve talepler şöyle sıralandı:
“Demokrasi karşıtı 15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasından sonra demokrasi ve özgürlükler adına rahat bir nefes alan toplum, ne yazık ki OHAL kararname ve uygulamalarıyla sivil bir darbe ile yüz yüze geldi.
“15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasıyla, özgürleşme ve demokratikleşme yolunda ciddi adımlar atılması beklenirken TBMM denetiminden dahi geçirilmeyen OHAL kararnameleriyle keyfiliğin egemen olduğu baskı rejimiyle korku çemberi yaratılmış oldu.
“Resmi yetkililerin çeşitli tarihlerde yapmış oldukları açıklamalardan elde edilen ve artarak değişen verilerine göre ilk elli günde ki rakamlar şöyle: 40 bin gözaltı, 20 bin tutuklama, 80 bin açığa alma. 45 gazete, 24 radyo, 18 TV, 15 dergi, 29 yayınevi, 3 haber ajansı kapatıldı. 100 gazeteci gözaltına alındı. 37 gazeteci tutuklandı. 28 belediyeye kayyum atandı. Bazı şehirlerde Kürt muhtarlar görevden alındı.”
“Darbe girişimi, 17 Temmuz sonrası kesin olarak önlenmişken 20 Temmuz sonrasında OHAL ilanının, haklı ve makul bir gerekçesi bulunmuyor.
“BM Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin askıya alındığının bildirilmesi üzerine, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği de şu hususları vurguladı: ‘Türkiye’deki kriz hissini anlıyoruz, ancak hükümetin geniş çaplı insan hakları güvencelerini sınırlayan adımlarını, hali hazırdaki durum göz önüne alındığında haklı ve yerinde adımlar olarak görülmekten uzaktır. Bu durumdan endişeliyiz.’
“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 15. maddeye göre de aynı koşullar gerekiyor. OHAL için başka önemli bir şart da, mevcut tehlikeye karşı devletin normal olanaklarıyla karşı koymada güçsüz kalması.”
“Haklı ve meşru olsa dahi…”
“Haklı ve meşru OHAL de dahi, gereklilik, ölçülülük, ulusalüstü hukuki yükümlülüklere uymak şarttır. Anayasanın 15. Maddesinde vurgulanan uluslararası yükümlülüklerle sadece antlaşmalar değil, örf adet hukukunu ve hukukun genel ilkelerini de kapsar.
“Haklı ve meşru OHAL de dahi insan hakları hukukunda çekirdek haklar olarak kabul edilen haklara riayet edilecek, yükümlülük asla azaltılmayacaktır.
“OHAL’ in ulusal ve uluslararası hukukta kabul edilmiş olan standartlara uygun olarak sürdürülmesi verili hukuk düzeninin gereğidir.
“OHAL’in gerekli kıldığı konular, OHAL’in neden ve amacıyla sınırlıdır. OHAL KHK’ları sadece OHAL süresince ve OHAL bölgesince geçerlidir. Savunma hakkı dahi tanınmadan kamu görevinden çıkarılanlar, dernek ve vakıfların kapatılması, mal varlıklarına el konulması gibi uygulamalar OHAL sonrasını da etkileyecek insan hakları ihlalleridir.” (AS)
* Fotoğraf: İHD Diyarbakır Şubesi.