Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 8 Eylül’de Twitter’dan duyurduğu, açığa alınan binlerce öğretmenden biri.
Bugün tebligatını aldı. Bilici’nin bianet’e yaptığı açıklamaya göre, tebligatta hiçbir gerekçe belirtilmiyor.
Bilici’nin açığa alındığını bildiren belgede sadece, “657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 6,7,8 ve 10. Maddelerine aykırı hareket ettiği anlaşıldığından” Bakanlık onayıyla görevden uzaklaştırıldığı yazıyor.
Bu maddelerde ise devlet memurlarının Anayasa’ya ve kanunlara bağlı olması, “devletin itibarını zedelememesi” gibi düzenlemeler var.
Raci Bilici’nin hangi eylemi veya sözleriyle bu kanunlara hareket ettiği ise belirtilmediği gibi hakkında açılmış idari veya adli soruşturma da yok.
Diyarbakır’da 4 bin 350 öğretmen açığa alındı
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyesi olan Bilici, diğer sendikalı öğretmenlerle birlikte açığa açındıkları günden beri sendika binasında oturma eylemi yapıyor. Çarşamba günü de açığa alınan öğretmenler birlikte, hukuki itiraz sürecini başlatacak.
Raci Bilici, yürütmenin durdurulması ve kararın iptali için idare mahkemesine başvuracaklarını söyledi.
Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile görevinden atılan akademisyenler ve öğretmenler içinse yargı yolu kapalı.
672 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 40 bini aşkın kişi işten çıkarıldı. İşten çıkarmaların en çok yaşandığı kurum 28 bin 163 kişi ile Milli Eğitim Bakanlığı oldu. MEB, 8 Eylül’de de 11 bin 285 personelin daha açığa alındığını duyurmuştu.
Raci Bilici, sadece Diyarbakır’da 4 bin 350 öğretmenin açığa alındığını ekledi.
“Okullar boş, öğrenciler şaşkın”
Raci Bilici, velilerin de öğretmenlerin de tepkili olduğunu anlattı:
“Okullar boş, eğitim-öğretim başlamadı. ‘Terör, eğitimi engelliyor’ diyen siyasetçiler, eğitimi engelledi.
“Kentte okulların üçte ikisinde ders yok, gerisinde de karmaşa hakim. Sabah kendi okulumdaydım. Derslerin çoğu boş, orada olan öğretmenler de öğrenciler de şaşkın.
“Kimse neler olduğuna anlam veremiyor. Darbe girişiminde mi bulunduk, şiddet eylemi mi yaptık? Biz barış için, çatışmaların bitmesi için mücadele verdik. Çatışmaların en yoğun olduğu zamanda okullarımızı bırakmadık. En zor koşullarda eğitim öğretim verme gayreti verme içinde olduk.”
“Ekonomik ve sosyal tahribat yaratır”
“Bu uygulamayla eğitim-öğretim bölgede dibe vuracak.
“MEB Bakanı ‘norm fazlası’ 40 bin öğretmenin bizim yerimize bölgeye getirileceğini söylüyor. 40 bin öğretmen buraya gönderilecek, buradaki açığa alınıyor, insanlar kendine yer edinmiş, çocukları okullara başladı.
“Herkes yaşadığı yere göre geleceğini kurmuş, ev alan var, kiraya çıkan var. Herkesin hayatı değişecek. Bu sürdürülebilir bir şey değil.”
“Açığa alınlar, görevden atılanlar evlerinde oturup aç, susuz mu bekleyecekler?
“Darbe girişimini yapanlardan hesap sorulması gerekirken yine bütün fatura emekçilere çıkarılıyor. Hukuksal itirazlarımız sonuçlanan dek, insanların hayatında ekonomik ve sosyal tahribat meydana gelecek.”
“Hükümetten özür bekliyoruz”
Eğitim Sen Genel Merkezinin kararıyla, görevden uzaklaştırılan herkes görevine dönene dek eylemlerinin süreceğini söyleyen Bilici, “Ekonomik ve sosyal haklarımızı, barışın gelmesini talep etmekten başka bir şey yapmadık. Demokratik, laik, bilimsel, anadilinde eğitimin çabasındayız” diye konuştu.
Bilici, “22-23 yıllık eğitimciyim, ilk kez böyle bir şey görüyorum. Hükümetten haklarımızın iade edilmesini istiyoruz ve özür dilemelerini bekliyoruz” dedi.
“Toplumsal barış zedeleniyor”
Binlerce öğretmenin görevden uzaklaştırılmasını “Keyfi, intikamcı bir uygulama” olarak değerlendiren Bilici, sözlerine şöyle devam etti:
“Darbe girişimleri, darbe dönemlerinde, darbeyi yapan da muhalif kesime yönelir, baskı kurar, zarar vermeye kalkışır, siyasal darbe rejiminin yerine geçen iktidarlar da aynı politikayı izlerler. Darbeden rahatsızlık söylemiyle gelen iktidarlar da darbenin zihniyetini uyguladılar. Şu anda bize yapılan budur. Bu olay sol, sosyalist, demokrat kesimin üzerine gitme hamlesi olarak görülüyor.
“Bölgede hak ihlalleri tavan yaptı. Her yer aramalar, operasyonlar, tutuklamalar, gözaltılar, kötü muamele, işkence var. Sosyal ve ekonomik haklar dibe vurdu. Toplumsal barış zedeleniyor.” (AS)