Alman Federal Meclisi bugün 1915 – 17 tarihleri arasında Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde Ermeni nüfusa uygulananların soykırım olup olmadığını tartışacak ve oylayacak.
Almanya Federal Meclisi'nde oylanacak karar tasarısı, Ermeni soykırımının tanınmasını öngörüyor. Hristiyan Birlik partileri, Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller'in ortak tasarısında o dönem Osmanlı İmparatorluğu'nun müttefiki konumunda olan Alman İmparatorluğu'nun sorumluluğuna da dikkat çekiliyor.
Türkiye ile AB arasında mültecilerin geri kabul anlaşması ve vize serbestisi konusunda gerilimli bir uluslararası ilişkinin yaşandığı bir dönemde böyle bir tasarının gündeme gelmesi gündemi daha da hareketlendirdi. Yıllardır Almanya'da göç araştırmaları ve Türkiye uzmanı olarak akademik çalışmalar yapan Dr. Yaşar Aydın, Almanya'da bu tasarı etrafında nasıl bir atmosfer oluştuğunu; Almanya'da yaşayan Türkiyeliler için ne anlama geldiğini ve Almanya'daki siyasi dengeleri özetledi.
Yaşar Aydın'a göre tasarının Federal Meclis'ten geçmemesi sürpriz olur.
Ermeni soykırımının Almanya meclisinde tartışılacak olması Türkiye'de önemli bir gündem maddesi. Almanya'da ne kadar önem veriliyor? Neden şimdi gündeme geldi bu tasarı, vize tartışmaları meselesinde Türkiye'nin mülteci kartını kullanmasıyla ilişkili olabilir mi?
Dr. Yaşar Aydın hakkındaHamburg Üniversitesi’nde (Almanya) sosyoloji ve iktisat bilimi öğrenimi gördü. Lancaster Üniversitesi’nde (İngiltere) sosyoloji dalında yüksek lisans yaptı. Hamburg Üniversitesi'nde "Bir Sosyal Kurgu Olarak Yabancılığın Analizi ve Eleştirisi” başlıklı teziyle doktorasını tamamladı. "Türkiye’nin Dış Türklere Yönelik Politikası" konulu bir araştırmayı yürütüyor. Ayrıca Evangelische Hochschule für Sozial Arbeit und Diakonie isimli yüksek öğrenim kurumunda sosyoloji dersleri veriyor. Yabancılık ve göç hakkında iki kitabı bulunan Aydın’ın, editörlüğünü yaptığı bir popüler kültür kitabı, ayrıca Almanca, İngilizce ve Türkçe bilimsel makaleleri ile güncel konularda Almanca ve Türkçe gazete yazıları bulunuyor. Göç araştırmaları ve Türkiye uzmanı olan Dr. Yaşar Aydın HafenCity Üniversitesinde ve Protestan Yüksekokulunda görev yapıyor. |
Almanya'daki tartışmalar normatif eksende yürütülüyor. Almanya biraz da kendi sorumluluğundan hareketle 1915'deki olayların anılmasını önemsiyor, bu konuda çifte standarda düşmek istemiyor. Tabii Orta Doğu'da yaşanmakta olan şiddet ve toplu kıyımlar konusunda bir hassasiyet yaratmış durumda. Neden şimdi, çünkü daha önce Yeşiller bu konuyu Şubat sonunda meclise getirmişti, ancak meclisten geçme şansının olmadığını görüp geri çektiler. Çünkü henüz mülteci anlaşması yapılmamıştı, onu da zora sokmak istemediler. Dolayısıyla bu olay Türkiye'nin son vize çıkışıyla bağlantılı değil. Türkiye'nin çıkışı Türkiye'ye karşı gelişen havayı sadece biraz daha olumsuz hale getirdi.
Almanya'nın o dönemdeki sorumluluğu üzerinden tartışma yapılacağı için Almanya'daki milliyetçilerin yaklaşımı önemli, ne diyorlar? Bu bağlamda Meclis'te dağılım nasıl, tasarı geçer mi?
Bu Alman milliyetçileri tarafından tartışılan ve karşı çıkılan bir konu değil. Almanya'da şu Türkiye karşıtı, ama en çok da Erdoğan karşıtı bir hava mevcut. Merkel ciddi eleştiriler aldı, Erdoğan'ın önünde diz çöktüğü iddia edildi. Tabii birçok milletvekili de baskı karşısında taviz vermediğini göstermek isteyecektir. Bu hükümet partilerinin ve Yeşillerin ortak bir tasarısı olduğu için meclise geçmeme şansı nerdeyse yok denecek kadar az. Gerçi önceden bilinemez ama tasarının geçmemesi büyük bir sürpriz olur.
Almanya'daki Türkiyelilerin yaklaşımı nasıl, birinci kuşak ile üçüncü kuşak arasında fark var mı?
Bir kesim buna milliyetçi saiklerle, duygusal bağlamda karşı çıkıyor, bunun Türklere yapılmış bir kötülük olduğunun düşünüyor. İkinci bir kesim ise 1915 olaylarının tartışılmasını, Türkler ve Ermeniler arasında bir köprünün kurulmasını savunuyor. Ancak Alman hükümetinin tasarısının barışa katkı sunmayacağı, özgür bir tartışmayı engelleyeceği ve Türkiye'de milliyetçi çevrelerin ekmeğine yağ süreceği gerekçesiyle tasarıyı yanlış buluyor. Ancak suskun kalmayı yeğliyor. Bir kesim ise tasarıyı değişik nedenlerden dolayı destekliyor: Ya muhalif olduğu için, Türk tarihine ve kimliğine itirazı için, bunun hükümeti zor duruma düşüreceğine inandığı için ya da, ki bu azımsanmayacak bir kesim, gerçekten tarihle bir yüzleşme istediği için. Ama bunların içerisinde sadece 1915/16 olaylarının kendi etnik ya da kültürel grubuyla ilişkili olmadığını düşündüğü için tasarıyı savunanlar da var. Yani bütün bu gruplar aslında son derece heterojen.
Tasarının kabul edilmesi Türkiye AB ilişkilerini nasıl etkiler?
Tabi bir takım zorlukları olacaktır, ama ben ciddi bir kopuşun yaşanacağını düşünmüyorum. Unutmayalım daha önce Fransa'da ve başka Avrupa ülkelerinde böylesi kararlar alınmıştı, bu ülkelerle ilişkiler kopmadı, devam ediyor. Asıl tehlike bu tasarı sonrasındaki gelişmelerin Almanya'daki Türkiyelileri daha da ayrıştırması, Türklerin 1915/16 olaylarına nasıl baktıkları üzerinden değerlendirilmeleri ve bazılarının inkarcı olarak yaftalanmaları vs. (HK)