Uluslararası Af Örgütü, Avrupa Birliği'nin küresel mülteci krizi ve mültecilere yaklaşımla ilgili “Korku ve Tel Örgüler: Avrupa'nın Mültecileri Dışarda Tutma Yaklaşımı” adlı bir rapor yayınladı.
Türkiye'den AB'ye geçmeye çalışan mülteciler, dikilen tel örgüler nedeniyle daha tehlikeli deniz yollarına yöneliyor pic.twitter.com/uBI49cJCjr
— Amnesty Turkey (@aforgutu) 17 Kasım 2015
Raporda, Avrupa'nın mültecilerin sığınmaya erişimlerinin engellenmesine yönelik hamleleriyle, mültecileri kötü muameleye ve tehlikeli deniz yolculuklarına nasıl itildiği anlatılıyor:
“Avrupa Birliği (AB) umutsuz mülteci akınını durdurmak için hiçbir şey yapmazken kendi dış sınırlarını kapatmaya yönelik tutumu insan hakları ihlallerini körüklüyor.”
Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen, “Avrupa sınırı boyunca genişleyen tel örgüler sadece hak ihlallerinin sağlamlaştırmada ve mülteci akınının insani ve düzenli bir şekilde gerçekleşmesini zorlaştırmada başarılı olmuştur” dedi.
Sınırdaki tel örgütler |
AB üye devletleri AB'nin dış sınırlarına 175 milyon Euro'yu aşan maliyetle 235 kilometreden fazla tel örgü dikti: * Macaristan-Sırbistan sınırı boyunca 175 kilometrelik tel örgü, * Bulgaristan-Türkiye sınırı boyunca sonradan 130 kilometreye uzatılacak 30 kilometrelik tel örgü, * İspanya'nın Fas sınırındaki Ceuta ve Melilla anklavı boyunca 18.8 kilometrelik tel örgü, * Yunanistan-Türkiye sınırındaki Evros (Meriç) bölgesi boyunca 10.5 kilometrelik tel örgü. Raporda, bu tel örgülerin insanların gelişini durdurmak yerine, mülteci akınını diğer kara rotalarına veya daha tehlikeli deniz rotalarına yönlendirdiği ifade edildi. |
“Beni nehre geri ittiler”
Yunanistan, Bulgaristan ve İspanya kara sınırlarını geçmeye çalışan kişiler Af Örgütü'ne, sığınma prosedürlerine erişim şansı olmaksızın uluslararası hukukun doğrudan ihlal edilerek sınır yetkilileri tarafından nasıl “geri ittirildiklerini” söyledi.
31 yaşındaki Suriyeli bir mülteci Yunanistan'ın Türkiye ile kara sınırından bu yılın Nisan ayında yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bizi nehir kıyısına götürdüler ve dizlerimizin üzerine çökmemizi söylediler. O sırada saat 8:30 civarındaydı ve hava karanlıktı. Türkiye'ye geri gönderilen başka insanlar da vardı. Polislerden biri benim sırtıma vurdu. Elindeki tahta bir sopayla bacaklarıma ve kafama vurdu. Bizi nehrin yakınına götürdüler ve sessiz olmamızı, hareket etmemizi söylediler. Beni gruptan ayrı bir yere götürdüler ve bizi yumruklamaya, yerde tekmelemeye başladılar. Saçımdan çekerek beni nehre doğru ittirdiler.”
Akdeniz'de 2015'te 3 bin 500 ölüm |
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (UNHCR) göre AB'ye deniz üzerinden 2015 yılı içinde varan kişi sayısı Kasım ayında 792 bin 883'e ulaştı. AB sınır yönetim ajansı Frontex'in kayıtlarına göre 2014 yılının tamamı boyunca kara ve denizden varan kişi sayısı ise 280 bindi. UNHCR'a göre bu yıl içerisinde şu ana kadar 647 bin 581 kişi Yunanistan'a deniz üzerinden vardı, bu kişilerin yüzde 93'ü dünyanın en fazla mülteci üreten 10 ülkesinden geliyor. 10 Kasım itibariyle bu yıl içinde 512 kişi Ege Denizi'nde ve yaklaşık 3 bin 500 kişi Akdeniz'de hayatını kaybetti. |
Türkiye’den Suriye ve Irak’a geri gönderildiler
Raporda, AB- Türkiye Ortak Eylem planında yer alan, Türkiye’nin “düzensiz göç” taahhüdü de yer aldı:
“Bu anlaşma, mülteci ve göçmenlerin maruz kaldığı hak ihlallerine tamamen göz yumuyor. Geçtiğimiz aylarda Türkiye, yolu kesilen göçmen ve sığınmacıları, avukata erişim sağlamaksızın gözaltına aldı ve uluslararası hukuku açıkça ihlal edecek şekilde zorla Suriye ve Irak’a geri gönderdi.”
Suriyeli olmayan çoğu mülteci, sığınma taleplerinin kabul edilmesi için en az beş yıl beklemek zorunda.
AB'ye tavsiyeler |
Af Örgütü AB'ye ve üye devletlere şu çağrılarda bulundu: * Yeniden yerleştirme, aile birleşimi ve insani kabul ile vizeler de dahil olmak üzere güvenli ve yasal yollar açma, * Mültecileri, AB'nin dış kara sınırlarında bölgeye ve sığınmaya erişimlerini sağlama, * Sınırlardaki geri itmeleri ve diğer insan hakları ihlallerini, özellikle ulusal düzeyde etkili soruşturmalardan suç duyurularına ve AB hukukunun ihlal edildiği noktalarda AB Komisyonu'nun ihlal davaları sayesinde sona erdirme, * Avrupa'nın sınırdaki ülkelerinde kabul kapasitesini ve kısa dönemli insani yardım desteğini arttırma, * Sığınmacılar için taşınma programının uygulanmasını hızlandırmaya ve genişletme. |
(AS)
* Raporun Türkçesine buradan, İngilizcesine de buradan ulaşabilirsiniz.