Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Piyanist ve besteci Fazıl Say’ın Twitter paylaşımları nedeniyle, “dini değerleri aşağılamak” suçlamasıyla verilen 10 ay hapis cezasını bozdu.
Hürriyet’ten Mesut Hasan Benli’nin haberine göre Daire, oy çokluğuyla alınan kararda Say’ın paylaşımlarının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti.
Daire verdiği kararın gerekçesini önümüzdeki günlerde açıklayacak.
Bozma kararından sonra dava dosyası yerel mahkemeye gönderilecek. Yerel mahkeme Yargıtay’ın kararını kabul ederse, Fazıl Say hakkındaki suçlamadan beraat edecek.
10 ay hapis hükmü bozulmuştur. İyi haber. https://t.co/ZhReB2TT09.
— Fazıl Say Official (@fsayofficial) 26 Ekim 2015
Kararı Twitter hesabından duyuran Say, “İyi haber” dedi.
10 ay hapis ceza verilmişti
Say 5 Nisan 2012’de Twitter’dan yaptığı paylaşımlar üzerine üç kişi Say hakkında şikayetçi oldu.
Say, “dini değerleri aşağılamak” suçlamasıyla İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi’nce yargılandı. 15 Nisan 2013’te 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Say’ın karar itirazının ardından Yargıtay 8. Ceza Dairesi temyiz başvurusunu değerlendirdi. Dört üye, Fazıl Say’ın paylaşımlarının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını değerlendirerek, beraat etmesi yönünde oy kullanırken, bir üye sanatçının Twitter paylaşımları nedeniyle cezalandırılması yönünde oy kullandı.
Ne olmuştu?
Davaya konu paylaşımlar
Say’ın davaya konu olan paylaşımları şöyleydi:
"Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun, cenneti ala meyhane midir? Her müminine 2 huri vereceğim diyorsun, cenneti ala kerhane midir? Bilmem fark ettiniz mi ama nerede yavşak, adi magazinci, hırsız şaklaban varsa hepsi Allahçı, bu bir paradoks mu?"
"Müezzin 22 saniyede okudu aksam ezanini yahu. Prestissimmo con fuco! Ne acelen var? Sevgili? Rakı masası?"
"Tanrı, uğruna yaşayacağın bir şey mi öleceğin bir şey mi yoksa hayvanlaşıp öldüreceğin bir şey mi? Bunu da düşün"
İddianame
Bu twit’lerin ardından, Ali Emre Bukağıcı, Turan Gümüş, Orkun Şimşek adlı kişiler Say hakkında şikayetçi olmuştu.
Say'ın, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 216/3. ve 218/1.maddeleri uyarınca "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan 9 aydan 1,5 yıla kadar hapsi talep ediliyordu.
İddianamede, “yazı içeriklerine değişik kesimlerden çok sayıda kişi ve sivil toplum örgütleri tarafından günlerce gösterilen tepki ve tartışmalar da göz önüne alındığında şüphelinin şikayet konusu yazılarının kamusal barışı bozmaya elverişli olduğu” öne sürüldü.
İddianamede ayrıca, "Say'ın davaya konu tweetlerini, ifade özgürlüğü çerçevesinde bir eleştiriden ziyade insan ilişkilerinin gelişmesine yarayan kamusal tartışmaya hiçbir katkıda bulunmayan ve üç büyük dinin mensuplarının ortak değerleri olan Allah, cennet ve cehennem gibi kavramlara yönelik hislerini nedensiz yere inciterek ve bu kavramların anlamsız, gereksiz ve değersiz olduğu kanaatini uyandıracak şekilde dini değerleri aşağılamak kastıyla yazdığı kanaatine varıldığı" belirtildi.
Say’ın ifadeleri
Say, 15 Mayıs 2012'de Savcı Erhan Gülcan'a verdiği ifadede, twitter hesabındaki yazıları kendisinin yazdığını ancak bu yazıların büyük kısmının alıntı olduğunu öne sürerek suçlamayı kabul etmemişti.
Say 18 Ekim 2012’de görülen ilk duruşmada da kendisine yöneltilen hiçbir suçlamayı kabul etmedi: "Twitter'de yazmış olduğum hiçbir yazı, kullandığım hiçbir ifadede hakaret, aşağılama amacım yoktur.”
Ayrıca, Ömer Hayyam'a ait olduğu düşünülen ve sosyal paylaşım sitelerinde birçok kişi tarafından paylaşılan ifadelerin suç duyurusu konusu yapıldığını belirtti.
Karar
İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi 15 Nisan’da Say’a 10 ay hapis cezası verdi. Say, karar sonrası şöyle konuşmuştu:
Fazıl Say kararın hemen ardından basına yaptığı açıklamada, “Mahkeme sonucu çıkan karar için yurdum adına çok üzgünüm. İfade özgürlüğü açısından hayal kırıklığına uğradım. Hiçbir suçum olmamasına rağmen ceza almış bulunmam şahsımdan çok, Türkiye’deki ifade ve inanç özgürlüğü adına kaygı vericidir” dedi.
Dönemin hükümetinden tepkiler
Say’a verilen ceza sivil toplum örgütleri ve siyasetçilerden tepki görürken dönemin hükümetinden farklı yorumlar gelmişti.
Dönemin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, kararın ardından “Kimsenin düşüncelerini açıkladığı için cezalandırılmasını arzu etmeyiz ama insanların konuşurken başkalarına hakaret etme, küfür etme, onların inandığı değerleri aşağılama hakkı yoktur" dedi.
“Fazıl Say piyano çaldığı için, sanatını icra ettiği için cezaya çarptırılmış değil. Söylediği sözler toplumun önemli bir kesiminin kabul ettiği değerlere hakaret ve aşağılama olduğu için yapılan bir cezalandırmadır. Hiç kimsenin insanların inançlarına hakaret etme, küfür etme, onları aşağılama hakkı ve özgürlüğü yoktur. Düşünceyi ifade etmek ayrı, başkalarının inancına hakaret etmek, küfür etmek ayrı şeydir."
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ise Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)Grup Toplantısı’nın ardından gazetecilerin Say’a verilen cezayla ilgili yönelttiği soruyu kısa bir cevapla karşılık vermişti: “Onlarla bizi meşgul etmeyin.” (BK)