Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun intihar saldırısı gerçekleştirebilecek kişilerin listesi olduğu ama bu kişiler suç işlemediği sürece tutuklayamadıkları yönündeki açıklamalarını Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak’la konuştuk.
Tutuklamanın suç işlendikten sonra alınan bir önlem olduğunu belirten Altıparmak, şöyle devam ediyor:
“Ama canlı bomba eylemi hazırlığı içinde olan biri herhalde kendi kendine eylem yapmıyor, bir örgütün üyesi. O zaman istihbarat toplarsın, örgüt üyeliği üzerinden işlem yaparsın, deliller çerçevesinde yargılarsın.”
AİHM’in Mc Cann kararı
Kerem Altıparmak, konuya ilişkin öncelikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Mc Cann/Birleşik Krallık kararını örnek gösteriyor:
“Cebelitarık'ta bombalama eylemi düzenleyecek üç IRA militanı bombayı patlatmadan kısa süre önce vurularak öldürülüyor.
“Aileleri AİHM'e başvuruyor. İngiltere hükümeti diyor ki, ‘Bunlar bomba patlatacaklardı, bunu engellemek, başkalarının yaşam hakkını korumak için vurduk.’
“AİHM de diyor ki, ‘Vuranlar açısından sorumluluk olmaz ama operasyonun organize edilmesi açısından sorumluluk var. Çünkü bu kişileri önceden öldürmeden de durdurabilirdin. Bunu yapmadığın için onların yaşam hakkını ihlal ettin.’
“Orada siviller ölmüyor, sadece bombayı patlatmaya giden üç kişi öldürülüyor. AİHM, tetiği çeken askerler değil ama operasyonun örgütlenmesi açısından İngiltere hükümetini sorumlu tutuyor.”
Davutoğlu ne demişti?(Dak: 21.44) Biliyorsunuz, biri eylem hazırlığı içinde. Ama bunu gerçek bir eyleme dönüştürmedikçe veya elinizde o eylemin olabileceğine dair bir veri olmadıkça tutuklayamazsınız. Türkiye demokratik bir hukuk devleti. Savcı, elinde ne delil var deyip bir saat sonra serbest bırakılabiliyor. Burada kimse hukuku da suçlayamaz. Çünkü Türkiye insanların sebepsiz yere tutuklandığı/tutuklanabildiği bir ülke değil. (Dak: 23.35) Türkiye'de intihar eylemi yapabilecek kişilerin belli bir listesi dahi var. Takip ediyorsunuz ama öyle bir eylemi gerçekleştirme anına kadar hukuk devleti olarak onu şey yaptığınızda başka bir protestoyla karşılaşıyorsunuz. Dolayısıyla çok dikkatli ve titiz şekilde yürütülmesi gereken bir mücadele. Demokratik hak ve özgürlüklerden feragat etmeden yürütülmesi gereken bir mücadele. (...) Ankara Garı'nda ve İstanbul'da başka bir yerde toplanıp büyük kalabalıklar şeklinde miting meydanına gelmeyi engellemek lazım. |
“Tutuklayamamak tedbir alınmayacağı anlamına gelmez”
Ankara’da 97 kişinin ölümüne neden olan bombalı saldırıya ilişkin hükümetin sorumluluğuna dikkat çeken Altıparmak, yetkililerin eylem öncesinde tutuklama yapamayacak olmasının önleme tedbirlerini uygulamayacakları anlamına gelmediğini ifade ediyor.
Eğer devletin böyle bir eylem gerçekleştirebileceğini düşündüğü kişiler varsa onları takip etmesi gerektiğini dile getiren Altıparmak, “Bu durumda devletin ya diğer eylemcilerden haberi vardı, bundan yoktu; ya da bundan da haberin vardı ama takip etmedi” ifadelerini kullandı.
“Basın açıklaması yapanı tutuklarken…”
İnsanların bir basın açıklaması yaptığında bile TCK 220'ye göre, “Terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçlamasıyla tutuklandığını hatırlatan Altıparmak, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Canlı bomba eylemi hazırlığı içinde olan biri herhalde kendi kendine eylem yapmıyor, bir örgütün üyesi.
“O zaman istihbarat toplarsın, örgüt üyeliği üzerinden işlem yaparsın, deliller çerçevesinde yargılarsın.
“Böyle saçma bir şeyi de kimse meşrulaştıramaz”
“Bıraktım tutuklamayı bu gibi canlı bomba olduğunu düşündükleri kişiler için çoktan dava açılmış olması gerekirdi. Bekliyorlar ki, patlasın. Böyle saçma bir şey olabilir mi?
“Davutoğlu'nun söylediği senaryo içerisinde, hem insan hakları hukuku açısından hem ceza hukuku açısından tedbir almayı engelleyecek hiç bir şey yok. Gayet de rahat tedbir almaları gerekirdi. Böyle saçma bir şeyi de kimse meşrulaştıramaz.” (EKN)