Silopi’de Ne Oldu?

Şırnak'ın Silopi ilçesinde kolluk güçleri “hendekleri” gerekçe göstererek sivillerin katledilmesine neden olan bir operasyon düzenledi.

Silahlı müdahale

7 Ağustos’ta sabaha karşı saat 05:00 sıralarında polisin Zap ve Barbaros mahallelerine dönük operasyona mahalle sakinleri engel olmak isteyince güvenlik güçleri silahlarla müdahalede bulundu.

Üç sivil yaşamını yitirirken 15 kişi de vücutlarına isabet eden gerçek mermiler ile çeşitli yerlerinden yaralandı.

Muhammet Onur Demir

Valiliğin resmi açıklamasına göre yaşanan olaylarda biri ağır olmak üzere iki polis de yaralandı. Ağır yaralanan polis Muhammet Onur Demir 8 Ağustos’ta tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

Hamdin Olaş

Polis baskınında 58 yaşındaki itfaiye çalışanı Hamdin Olaş, ateşe verilen evini söndürmek isterken keskin nişancılar tarafından kolundan vuruldu. Yaralanan Olaş, araçla götürüldüğü Silopi Devlet Hastanesi'nin kapısında polis tarafından taranarak öldürüldü.

Celal Kanat

Celal Kanat (50) da Olaş'ı hastaneye götürürken aracın taranması sonucu yaralandı. Silopi Devlet Hastanesi’nden Şırnak Devlet Hastanesi’ne sevk edilen Kanat olayı şöyle anlattı:

“Mahalleye ateş açıldığı sırada kadınların ağlaması üzerine çıktım. Yaklaşık 65-70 yaşlarında bir komşumuzun vurulduğunu gördüm. Ben de onu hastaneye götürmek için bir araca attım, Silopi Devlet Hastanesi'nin acil servisine götürdük. O sırada bir zırhlı polis aracı üzerimize gelerek burnuyla arabamıza çarptı. Polisler araçtan inip arabamızın kapısını açtı ve biz araç içindeyken tekmelemeye başladılar. Ondan sonra arabanın kapısını üzerimize kapatıp araç içinde bizi taradılar. Getirdiğim yaralı hafif bir şekilde yaralanmıştı ama araç içinde kendisine üç kurşun daha sıkarak orada öldürdüler.”

Mehmet Hıdır Tanboğa

17 yaşındaki Mehmet Hıdır Tanboğa da polisin açtığı ateş sonucu yaralandı. Yaralı halde hastaneye getirilen Tanboğa, hastaneye yakın bir sokakta, eczane önünde getirildiği aracın içinde polisin açtığı ateşle öldürüldü. Aracın içinde bulunanlar ise gözaltına alındı.

Kamuran Bilin

Öğlen saatlerine doğru daha da şiddetlenen olaylarda polis beş kişiyi daha yaralarken göğsünden vurulan 27 yaşındaki 3 çocuk babası Kamuran Bilin de yaşamını yitirdi. Kamuran Bilin’in babası Cemal Bilin oğlunun evinin kapısının önünde açılan ateşle öldürüldüğünü ifade etti.

Evler tarandı, yakıldı

Tank ve zırhlı araçlar yurttaşlara ait evleri ve elektrik direklerini yıkıp Zap Meydanı yakınlarındaki Aytaç Sokak ve çevresindeki evleri rastgele taradı.

Bir ev zırhlı araçların elektrik trafosunu devirmesi sonucu çıkan alev ile yanarken, iki ev de polisin attığı ateşli mermiler ile yandı. Yangın çıkan evlere yardıma gitmek isteyen mahalle sakinlerinin üzerine damlarda konumlanan keskin nişancılarca ateş açıldı.

İtfaiye araçları mahalleye giremedi.

Yaralılar

Polisin çatışmanın olduğu mahalleye giriş çıkışlara izin vermemesi nedeniyle yaralılar uzun süre hastaneye kaldırılamadı.

Polis kurşununun koluna isabet etmesi sonucu kolundan yaralanan Silopi Belediyesi temizlik işlerinde çalışan Osman Tankan (48) olayı şöyle anlattı: “Her tarafta polis araçları vardı. Her taraftan yağmur gibi kurşunlar yağıyordu. Tam bir kızılca kıyamet durumuydu. Atılan her kurşunda insanlar yerlere yığılıyordu. Polis araçlarından kurşunlar sıkılıyordu, evler yanıyordu. Hastane önünde sokaklarda halkımız vuruluyor, öldürülüyordu. İşe gitmek için evden çıktığım sırada üzerime ateş açıp öldürmek istediler.”

Silopi Devlet Hastanesi'nde çalışan Hasan Aşula kardeşiyle birlikte evine gittiği sırada polislerin açtığı ateş sonucu yaralandı.

Yaralılardan Celal Kanat (50), Engin Armağan (36), Hasan Aşula (23), Osman Tankan (48) ile 12 yaşındaki N. A. Silopi Devlet Hastanesi'ndeki doktor sıkıntısı nedeniyle Şırnak Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.

Hastanede hakaret, darp, gözaltı

Yaralılardan Hasan Aşula'yı hastanede darp eden polisler, “Sizler teröristsiniz, kökünüzü kazıyacağız” dedi. Gözaltına alınma endişesi ile çok sayıda kişi, yaralı oldukları halde hastaneye gitmedi.

Yaralanan polisler Silopi Devlet Hastanesi’ne getirildiğinde, kolluk güçleri hastanenin acil bölümünde normal tedavilerini gören bütün hastaları silah zoruyla, hakaret ederek dışarı çıkardı. Sağlık emekçileri de silahla tehdit edildi.

O gün acil bölümde nöbetçi olan Doktor Serdar Acar’ın başına silah dayayan polisler, yaralı polislerin tedavileri için Acar’ı çatışma alanına götürmek istedi. Acar’ın direnmesi üzerine yaralı polisler hastaneye götürüldü.

Gözaltında işkence

Gözaltına alınan dokuz kişi ağır işkence ve hakaretlere maruz kaldı.

Polisler, gözaltındaki bir gence silahla cinsel saldırıda bulundu. Ağır işkence sonucu baygınlık geçiren genç, öldü sanılıp yol kenarına bırakıldı. Daha sonra yurttaşların yardımı ile hastaneye getirildi.

Gözaltına alındıktan sonra mahkemece serbest bırakılan F.A., Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde yaşadıklarını Dicle Haber Ajansı’na anlattı: “Polislerden bazıları silahlarının namlusunu pantolonlarımızın içinde gezdirdi. Bize birçok şey yaptılar.”

Valilik: Devam edecek

Şırnak Valiliği ise açıklamasında “Güvenlik kuvvetlerimizce vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine yönelik tedbirler alınmaya ve gerekli müdahale ve operasyonlara devam edilmektedir” dedi.

Ertesi gün

8 Ağustos’ta Silopi’de hiçbir olay yaşanmamasına rağmen İpekyolu üzerindeki zırhlı araç içerisinde bulunan polislerden biri belindeki tabancasını çıkarıp özel tıp merkezinin önünden geçen Mehmet Bulu isimli yurttaşa ateş açtı.

Karnına isabet eden kurşunla ağır yaralanan Bulu, Silopi Devlet Hastanesi'nde ameliyata alındı. Hayati tehlikesi yok.

İki gün sonra

10 Ağustos’ta Başak Mahallesi'ndeki olayların ardından mahalleye giden polis zırhlı aracına, mayınla saldırı düzenledi. Saldırıda araçta bulunan dört polis memuru yaşamını yitirdi.

Patlamanın ardından polisin çevredeki evleri rastgele taraması sonucu Temer Şeflek (17) yaralandı. Sağlık durumu ciddiyetini koruyor.

Şırnak’ta sadece son sekiz yılda biri bebek, 26’sı çocuk, toplam 53 sivil yurttaş kolluk güçlerinin attığı gerçek mermi, gaz fişeği, uçak saldırısı ve gördüğü işkence ile yaşamını yitirdi.

Yaşamını yitiren 53 kişi ile ilgili görülen soruşturma ve davaların neredeyse tümü takipsizlikle sonuçlandı, failler aklandı.