Ankara’da binlerce avukat adliyeden Meclis’e yürüdü ve yarın Meclis gündemine alınması beklenen iç güvenlik paketine karşı basın açıklaması yaptı.
Ankara Barosu'nun öncülüğündeki eyleme, İstanbul, İzmir ve birçok başka ilden avukatların yanı sıra Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nden (ÖHD) avukatlar katıldı.
Ankara Adliyesi önünde toplanan avukatlar 12:00’de yürüyüşe başladı. Eyleme Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da destek verdi.
Meclis önünde basın açıklaması yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 87 bin avukat ve 79 baro adına konuştuğunu belirtti:
“Meclis’teki paket şu anda faşizmin yasallaşması paketidir. Meclis’teki paket sıkıyönetimin olağan bir ülkede yasallaşması anlamına gelmektedir. Meclis’teki kaymakam ve valiyi sıkıyönetim kaymakamı ve valisi yapmaya yönelik bir pakettir. Devlet büyüğü denilen zat-ı muhteremler ilçelerini ve illerini ziyaret etmeden önce onlara dikensiz gül bahçeleri hazırlama paketidir.”
Pakette ne var? |
Ankara Barosu, iç güvenlik paketindeki düzenlemeleri şöyle açıkladı: Özellikle Ceza Mevzuatı, Jandarma'nın yapısı ile ilgili önemli düzenlemeler getiren bu tasarı, ayrıca Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Emniyet Teşkilatı Kanunu, Sahil Güvenlik Teşkilatı Kanunu, Nüfus Hizmetleri kanunu, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu ve daha pek kanunda değişiklik öngörüyor. * Polisin, uygulamada halen var olan durdurma ve kimlik sorma yetkisinin kapsamı genişletilerek, polise üst ve araç arama yetkisi de tanınıyor. Bunun bir adım sonrası ev ve işyerlerinin içinin keyfi aranmasıdır. * Zaten meşru savunma yetkisi olan, Türk Ceza Kanunu'nda ve Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nda nasıl kullanılacağı düzenlenmiş olan kolluğun silah kullanma yetkisi genişletiliyor. Tasarıda, molotof ve benzeri patlayıcı, yakıcı ya da yaralayıcı bazı araçların kullanılmasının, somut durumdan bağımsız olarak meşru savuma yetkisini doğurduğu hususunda karine getiriyor. * Polise, savcı ve mahkeme yetkisini kullanacak şekilde mağdur ve tanık ifadelerini evlerinde alma yetkisi getirilerek savcıları yetkileri gaspediliyor. * Polise gaz ve kimyasal madde kullanma yetkisi veriliyor. * Ceza yargılamasında temel olan ölçülülük ilkesi ihlal ediliyor. Sapan bile suç aleti sayılıyor. * Kolluğa, adli makamların emri dışında idari makamdan da emir alma zorunluluğu getiriliyor. Savcı tamamen devre dışı bırakılarak, makul şüphe adı altında, emniyet müdürü/amirinin ya da vali ya da kaymakamın emri ile emri polise gözaltına alma yetkisi veriliyor. * Yine, kendileri ve başkalarını tehlikeye düşürebilecek makul şüphe görmesi halinde polise, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılanları alıkoyma yetkisi veriliyor. * Milli İstihbarat Teşkilatı ile ilgili bazı yetkiler polis ve jandarmaya verilerek aslında iktidara muhalefet olan herkes hakkında geniş bilgi toplanmasının önü açılıyor. * Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak kural olarak yasaklanıyor. Toplantı ve gösterilere amblem ve flamayla katılmak suç haline getiriliyor. Böylelikle toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılanların tutuklanıp yargılanmaları amaçlanıyor. * Valilere, soruşturmayı takip edip polise talimat verme yetkisi getiriliyor. |