Boğaziçi Üniversitesi Soma Araştırma Grubu “Ge-li-yo-rum Diyen Facia” başlıklı raporunu kamuoyuna açıkladı.Soma'daki iş cinayetinden etkilenenlerin sosyo-ekonomik ve psikolojik durumlarını araştırıp aktaran rapor, iş cinayetini tüm yönleriyle irdelerken toplumsal hafızaya kayıt düşmeyi hedefliyor.
Boğaziçi Soma Dayanışması yapılan çalışmayla ilgili rapora katkı sunanların da yer aldığı bir video yayınladı.
Boğaziçi Üniversitesi Soma Araştırma Grubu’nun çalışmalarına ilişkin bulguları Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen toplantıda Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Lale Akarun, Makine Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Nuri Ersoy ile Ekonomi Bölümü’nden Prof. Dr. Fikret Adaman aktardı. Toplantıya rapora katkı sunan çok sayıda akademisyen de katıldı.
Raporun bölümleri
222 sayfalık rapor Özet ve Öneriler, İşleneceği Herkesin Bildiği Bir Cinayetin Öyküsü, Soma Ziyareti Saha Gözlem Raporu, Soma Saha Çalışması Raporu, Türkiye’deki Büyüme ve Kalkınma Sorunsalı Üzerine Bazı Gözlemler, Türkiye’nin Sosyal Politikaları ve Soma Felaketi, Kömür Madenciliğinin Çevresel Etkileri, Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliğinin Genel Durumu, Öneriler ve Sistem Yaklaşımı, Soma Maden Faciası ve Yeraltı Maden Ocaklarında Alınması Gereken Önlemler ile Madenlerde Elektrik Sistemleri ve Arama Kurtarma Robotları bölümlerinden oluşuyor.
Prof. Adaman: Büyüme kalkınma anlamına gelmiyor
Raporun mevzuat, üretim planlaması, çevresel etkiler, madenlerde teknik önlemler, elektrik sistemleri, iş düzeni, iş sağlığı ve güvenliği, acil durum müdahale ile ekonomik ve sosyal konularda 96 maddelik önerisi var.
Çalışmanın sosyal ve ekonomik bulguları konusunda bilgi veren Prof. Adaman büyüme ile kalkınmanın aynı anlaşılmasının bir sorun olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Büyümenin meyvesi herkese eşit dağıtılmıyor ki bunu gelir eşitsizliğinde görüyoruz. Maaliyeti ise belli bir kesimin omuzlarına yükleniyor. Çevre gibi konularda ‘Önce büyüyüp kalkınalım’ diyoruz. Bu hepimizin algısı.”
Doç. Dr. Ersoy: Maden havzası ay yüzeyi gibi
Doç. Dr. Ersoy ise maden havzasının bitki örtüsünün yok olduğunu belirterek “ay yüzeyi” benzetmesini yaptı.
"Bitki örtüsü, tarım alanları yok edilmiş, dağlar eritilmiş halde."
“Madencilik olduğu kadar atık kömür de bir sorun. Kömür taşlarla birlikte çıkarılıyor ve sonra temizleniyor. Atılan taşların arasında kalan kömürler havayla temas edince yanmaya başlıyor. Bu atıkların üstleri gerektiği gibi kapatılıp havayla temasları kesilmediği için tüm Soma kömür kokuyor.”
"Maden kapasitesinin 2,5 katı üstünde çalıştırılıyor"
İş güvenliğine de değinen Prof. Dr. Ersoy madende hep kaza olduğunu öğrendiklerinde çok şaşırdıklarını ifade ediyor.
“Madende sürekli kazalar, patlamalar oluyor. Ancak kazalar öngörülüp önlem alınmıyor. Facianın olduğu madenin normal sıcaklığı 22.5 derece olması gerekirken Mayıs ayı itibariyle sürekli bir ısı yükselmesi oluyor. Kazanın olduğu 13 Mayıs’ta 45,4 derece. Bu insanın dayanamayacağı bir sıcaklık. Peki neden önlem alınmıyor? Çünkü bir sorun çıkacağını tahmin etmiyorlar.”
1,5 milyon ton kapasiteli madenin iki buçuk katı oranında kapasiteyle çalıştırıldığını vurgulayan Doç. Dr. Ersoy bunum sorumlusunun sadece kar peşinde olan şirketler olmadığını söylüyor.
“Kamu kurumları gerekli denetimleri yapmadığı gibi bu fazla kapasiteli malı da satın alıyor. Tüm maden işçileri sendikalı olmalarına rağmen sendikalar yeteri kadar aktif değil. Keza meslek odaları da üyeleriyle gerekli iletişimi kurmuyor. Ayrıca kayıtdışılık çok fazla. Bu durumdan aslında herkes sorumlu.”
Bilirkişi raporunda sorumlular
Hazırlanan raporda bilirkişi raporu da önemli yer tutuyor. Bilirkişi raporunun ayrıntılarına yer veren çalışmada sorumluluk sahibi olanlar da vurgulanırken “Sorumluluk Silsilesi” başlığında şunlar sıralanıyor:
Sensör kayıtlarından sorumlu personel, Ocak havalandırma mühendisi , Teknik nezaretçi, Daimi nezaretçi, İşgüvenliği uzmanları, İşgüvenliğinden sorumlu vardiya amirleri, İşveren vekilleri, İşveren (Yönetim Kurulu Başkanı), Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ELİ Eynez ocağı kontrol mühendisleri, TKİ ELİ kontrol başmühendisi, Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) kontrol ve denetleme elemanları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın iş müfettişleri, ELİ İşletme Müdürü, TKİ İşletme Dairesi Başkanı, TKİ Yönetim Kurulu Başkanı ve Maden İşleri Genel Müdürü.
Öneriler
Raporda yer alan başlıca öneriler şunlar:
* “Kalkınma = büyüme” anlayışı terk edilmeli.
* Bu tip havzalarda sosyal destek sistemleri kurulmalı.
* Havzada tarım alanlarının korunmasına azami önem gösterilmeli.
Yardımlarsa sosyal adalet sağlanmalı
* Tarımsal üretimin zenginleşip çeşitlenmesini sağlayacak politikalar geliştirilmeli.
* Tazminatlar ve psikolojik destek acilen sağlanmalı.
* Hayatta kalan madencilerin ve ailelerinin durumu da ayrıca ele alınmalı.
* Madencilik ile ilgili yasa ve yönetmelikler baştan sona yeniden ele alınmalı.0
Dayıbaşı sistemi sona ermeli
* Üretim havza düzeyinde planlanmalı.
* Taşeronlaşma kesinlikle önlenmeli.
* Her türlü enformel iş ilişkileri engellenmeli.
Sendikalaşmanın önü açılmalı
* Sendikalaşma önündeki engeller kaldırılmalı.
*Çalışanların karar alma süreçlerine katılımı sağlanmalı.
* Reaktif yaklaşım değil proaktif yaklaşım benimsenmeli.
* Etkin yasal zorlama, yaptırım ve denetim getirilmeli.
* Üniversiteler, sendikalar ve şirketler işbirliğinde eğitimler yapılmalı.
* Çalışanların yetkilendirilmesi ve denetçilerin bağımsızlığı sağlanmalı.
* Uluslararası standartlara uygun malzeme ve üretim yöntemleri kullanılmalı.
* İleri teknolojiye sahip, yanmaz kablolar ve elektrik ekipmanı, sensörler, merkezi takip ve haberleşme sistemleri, mekanize üretim sitemleri kullanılmalı.
* Bu yatırımları yapmak için etkin teşvik ve yaptırımlar uygulanmalı.
Çalışmada yer alanlar
Rapora katkı sunanlar şu şekilde:
Makine Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Nuri Ersoy, Çevre Bilimleri Enstitüsü’nden Prof. Dr. Ali Kerem Saysel, Ekonomi Bölümü’nden Prof. Dr. Fikret Adaman, Atatürk Enstitüsü’nden Prof. Dr. Ayşe Buğra, Çevre Bilimleri Enstitüsü’nden Prof. Dr. Ferhan Çeçen, Endüstri Müghendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Mahmut Ekşioğlu, Çevre Bölümleri Enstitüsü’nden emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Günay Kocasoy, Elektrik Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Ayşin Baytan Ertüzün, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. H.Işıl Bozma ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. H.Levent Akın makaleleriyle katkıda bulundu.
Ayrıca Boğaziçi Soma Dayanışması’ndan öğrenciler Banu Can, Çiğdem Artık, Fethiye Erbil, Fikret Adaman, Mustafa Kaba, Nur Sultan Çırakman, Önsel Gürel Bayralı, Tuğçe Nomanoğlu, Yahya Mete Madra ve Zeynel Gül de raporun hazırlanmasında ve çalışmalarda yer aldı. (EA)
Raporun tam metnine şu linkten ulaşabilirsiniz.