Diyarbakır’da yaşayan Kadri Budak’ın, 14 yaşındaki oğlu Metin Budak ve 60 yaşındaki babası Bahri Budak’ın 30 Mayıs 1994’te gözaltında kaybedilmesiyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptığı başvuru bugün sonuçlandı. AİHM, Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesini ihlalden mahkum etti.
Budak, oğlunun ve babasının gözaltına alınmasının ardından askerlerce öldürüldüğü şikayetiyle AİHM’e başvurmuştu. Bir toplu mezarda bulunan kemiklerin, gözaltında kaybedilen Metin ve Bahri Budak’a ait olduğu 2006’da anlaşılmıştı.
Türkiye Kadri Budak’a 30 bin Euro manevi, 5 bin Euro maddi tazminat ödeyecek.
Köy yakma, gözaltında kayıp, toplu mezar
Hakikat, Adalet, Hafıza Merkezi, Bahri Budak ve Metin Budak'ın zorla kaybedilmesini ve hukuki süreci şöyle anlatıyor:
Kadri Budak ve ailesi Diyarbakır’ın Lice ilçesinin Yalımlı (Xosor) köyünde yaşıyordu. 1993 sonbaharında köylerinin yakılıp zorla boşaltılmasından sonra Silvan ilçesine taşındılar.
28 Mayıs 1994’te 60 yaşındaki Bahri Budak 14 yaşındaki torunu Metin Budak’ı da yanına alarak Yalımlı köyündeki bağ ve meyve ağaçlarını sulamaya gitti. Yalımlı’ya giderken geceyi Saydamlı köyü muhtarı Muzaffer Yılmaz’ın evinde geçirdiler. Muzaffer Yılmaz bölgede askeri operasyonlar gerçekleştiği için evden ayrılmalarını istemedi. Ancak Metin ve Bahri Budak ertesi gün Yalımlı’ya hareket etti. Bu tarihten sonra kendilerinden bir daha haber alınamadı.
Bahri Budak’ın oğlu, Metin Budak’ın babası Kadri Budak, 28 Haziran 1994’te Diyarbakır Olağanüstü Hal Bölge Valiliğine, Lice Cumhuriyet Başsavcılığına, Lice Kaymakamlığına yakınlarının bulunması ve akıbetleri hakkında bilgi verilmesi için başvuruda bulundu, fakat bir bilgi alamadı.
“Paralı askerleriz”
1 Şubat 2005’te Özgür Gündem gazetesinde yayınlanan haberde, Kadri Budak şunları anlattı:
“Köye yetiştiğimiz anda, kendisinin Tuncelili ve Kürt olduğunu söyleyen sakallı bir asker yanımıza geldi. Ona oğlum ve babamın kaybolduğunu, onları aramaya geldiğimi söyledim. ‘Yasaktır’ diyerek köye girişimize izin vermedi. İzin belgelerini gösterince telsiz ile komutanına haber verdi. Komutanı askere kendisinin geleceğini belirtti. O sırada asker bana, ‘Al bu insanları topla git. Biz Bolu'dan geldik. Çiller'in paralı askerleriyiz. Bu komutan çok acımasız birisidir. Hepinizi tarayacak’ dedi. Ben de ona bu komutanın kim olduğunu sordum. ‘Yavuz Ertürk’ dedi. Okuryazarlığım olmadığı için komutanın ismini bir kağıda yazmasını istedim. Asker de ajandasındaki kağıt parçasını kopartarak hızlı bir şekilde ‘Bolu Tugay Komutanı Yavuz Ertürk’ yazıp bana verdi. Kimse görmesin diye de beni uyardı.”
Kadri Budak askerin verdiği, üzerinde “Bolu Komando Tugayı Yavuz Ertürk” yazan kağıdı yıllarca sakladı.
Her kuruma başvurdular
Budak ailesi, yakınlarının zorla kaybedilmesinden sonra 1994-2001 yılları arasında defalarca Lice Cumhuriyet Başsavcılığına, Olağanüstü Hal Bölge Valiliğine, Başbakanlığa, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne, TBMM Başkanlığına, İçişleri Bakanlığına, Diyarbakır Valiliğine ve Lice Kaymakamlığına yazılı dilekçeler sunarak Metin Budak ile Bahri Budak’ın akıbetlerinin araştırılmasını istedi.
Ama hiçbir soruşturma yürütülmedi.
Kemikleri arazide bulundu
1 Mayıs 2005’te Ebubekir Budak hayvanlarını otlatmak için Yalımlı köyü civarında bulunan ormanlık araziye gitti. Arazide dolaşırken yerde insana ait olabilecek kemikler ve bir bileklik gördü. Bilekliğin Bahri Budak’a ait olduğunu düşünerek Kadri Budak’a haber verdi. Ebubekir Budak, Kadri Budak ve akrabalarıyla beraber kemiklerin bulunduğu araziye gitti. Arazide insan kemikleri ve bunların yanında eşyalar buldular.
9 Mayıs 2005’te Kadri Budak ve Ebubekir Budak Lice Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak ifade verdi. Kadri Budak ifadesinde kemiklerin Bahri ve Metin Budak’a ait olup olmadığının tespitinin yapılmasını ve ne şekilde öldürüldüklerinin tespiti ile ölümlerine neden olanlar hakkında yasal işlem yapılmasını talep etti.
Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, 28 Mayıs 2005’te kemiklerin bulunduğu yerde keşif yaptı.
Keşfin gerçekleştiği yerde 82 kemik parçasının yanı sıra muhtelif eşyalar ve ateşli silahlara ait boş kovanlar bulundu. Kemiklerden birinin üzerinde ateşli silahla gerçekleştirilmiş olması muhtemel bir deliğe rastlandı.
Adli Tıp: Ateşli silahla öldürüldüler
28 Mart 2006’da Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Lice Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan incelemelerin sonuçlarını gönderdi. Bulunan kemiklerin Bahri Budak ve Metin Budak’a ait olduğu anlaşıldı ve kemikler Kadri Budak’a teslim edildi.
Ölüm sebebinin ateşli silahla yaralama sonucu ölüm olduğu tespit edildi.
Olay yeri inceleme raporunda bulunan boş kovanların da ordu tarafından kullanıldığı bilinilen MKE ibareli uzun namlulu silahlara ait olduğu tespit edildi. Adli Tıp Kurumu Başkanlığının yaptığı inceleme de boş mermi kovanlarının yine ordu tarafından kullanıldığı bilinen G1-G3 tipi tüfeklerde kullanılan mermiler olduğunu saptadı.
Savcılık “failleri bulamadı”
Lice Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından daimi arama kararı çıkarıldı fakat herhangi bir sonuca ulaşamadığını, faillerin bulunamadığını açıkladılar. Olayla ilgili dava açılmadı. 22 Nisan 2008’de Kadri Budak AİHM’e başvurdu. AİHM bugünkü kararıyla Türkiye’yi suçlu buldu ve tazminata mahkum etti. (AS)