Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği’nin kapatılması istemiyle açılan davada, Cemevileri’nin ibadethane olup olmadığının yargı kararıyla belirlenemeyeceğine hükmetti.
Hukuk Genel Kurulu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) inanç özgürlüğüne dair 9. maddesine de atıf yapan ancak cemevinin “ibadethane” olup olmadığı tartışmasına girmedi. Aleviler, AİHM ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun art arda aldığı olumlu kararlardan sonra hükümetten adım bekliyor.
Cemevi yaptırmak için dernek kurulabilir
Hukuk Genel Kurulu, “Cemevleri yüzyıllardır Alevilerin ibadet yeri olarak toplumca bilinmiş ve kabul görmüştür” tespitiyle Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin derneğin kapatılmasını reddeden ve Cemevi yaptırmak için dernek kurulabileceğine hükmeden kararıyla aynı doğrultuda bir karar vermiş oldu.
Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bu kararının Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nce oyçokluğuyla bozulması üzerine dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gelmişti.
AİHM kararından sonra geldi
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı, AİHM’in önceki gün (2 Aralık) Yenibosna Cemevi’nin elektrik giderlerinin devletçe karşılanmamasını “ayrımcılık ve inanç özgürlüğünün ihlali” olarak gördüğü Türkiye aleyhindeki kararından sonra kamuoyuna yansıdı.
Cem Vakfı’nın başvurusunun “Alevilik bir din değil, Cemevleri ibadethane değil” tespitiyle Türkiye’de reddedilmesini değerlendiren AİHM kararında, “Başvuru vakfın karşılaştığı farklı muamele objektif olmadığı gibi makul da değil. Mahkeme olarak, elektrik faturaların ödenmesi bakımından inanç mekanlarına getirilen muafiyet rejiminde inanç temelli bir ayrımcılık gözlemliyoruz” ifadesine de yer vermişti.
Zorunlu din dersine protesto
Aleviler, 12 Ekim 2014’te “Zorunlu din dersleri kaldırılsın, ana dillere özgürlük” talebiyle de Ankara-Sıhhiye Meydanı’nda bir miting gerçekleştirmişti.
Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nın çağrısıyla yapılan eylem, AİHM’in 16 Eylül 2014’te “eğitim sistemi ailelerin inançlarına saygı bakımından hala uygun bir zemine oturtulmadı” tespitiyle Türkiye’yi mahkum ettiği Mansur Yalçın kararından sonra düzenlenmişti. (EÖ)